Sabah gazetesi yazarı Fahrettin Altun’un “Şarlatanın canı darbe çekmiş” başlıklı yazısı şöyle:
Michael Rubin diye Türkiye düşmanı bir şarlatan var. 2002’den bu yana Türkiye’nin aleyhine olan ne varsa onu desteklemiş bir Amerikalı.
Haliyle Erdoğan düşmanı. Eski Türkiye’de “muteber bir isim” olarak nam salmış bir zat.
Muteber değil, münafık oysa! Ne var ki bir vakitler bizim siyasetçiler en çok da askerin kurmay tabakası pek bir ciddiye alırmış bu şahsı.
Kötünün, kötülüğün ideolojisi olur mu bilmem. Ama illa bir şey söylememiz icap ederse, kendisi için bir neocon diyebiliriz.
Rubin adlı bu şarlatanın son 15 yılda çeşitli kereler “Türkiye’de darbe” temalı laflar etmişliği var. En son 15 Temmuz’dan birkaç ay önce “Türkiye’de darbe olursa Obama yönetimi ses çıkarmaz” diye yazmıştı.
Newsweek dergisi de büyük bir iştahla Rubin’in yazısını sayfalarına taşımıştı.
Bu şarlatan geçen bir yazı daha yazdı.
Yeni bir siyasal şiddet dalgasının geldiğinden, yeni bir darbe olma ihtimalinden söz etti. Ve bu yeni darbenin “Erdoğan’ın hayatına mal olabileceği”ni yazdı.
Bu kez yazıyı Newsweek yahut bir başka ana akım medya organı alıntılamadı.
FETÖ’cüler ve Erdoğan düşmanı birtakım gayrı milli unsurlar bu lafların üstüne atladı. Türkiye düşmanlarının Rubin’in bu laflarına itibar etmesi anlaşılabilir.
Hiç olmazsa propaganda ihtiyaçlarını görüyorlar. Fakat Rubin’in bu laflarını duyan, vatanını seven, bu ülke için didinen bazı aklı başında kişiler de “bu adam daha önce de böylesi laflar etmiş, biz ciddiye almamıştık” diyerek kaygılarını ifade ettiler.
Bakınız, bu Rubin adlı şarlatanın 15 Temmuz’dan birkaç ay evvel “Türkiye’de darbe olabilir” dediğinde genel kamuoyunca ciddiye alınmadığı ve 15 Temmuz’da ülkenin bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğu doğrudur.
O vakitler “bu adam zırvalıyor” diyenler “Türkiye’de darbe olmaz” derken siyasetin gücüne, genişleyen alanına, ülkede yaşanan normalleşmeye güvenerek bu lafı ediyorlardı. Ve yanılmadılar.
Darbe girişimi oldu. Fakat darbe başarılı olamadı.
Bu şarlatan ve şürekâsı o vakitler sistem içindeki partnerlerine sesleniyordu. FETÖ’cü askerlere ve onların ordudaki işbirlikçilerine.
Nitekim onlar o “çağrı”yı ciddiye aldılar.
Rubin ve benzer laflar eden diğer Türkiye düşmanlarının bugün Türkiye’de, sistem içinde partner olarak gördüğü aktörler yok mu?
Kesinlikle var. Fakat o partnerlerini sadece o bilmiyor. Artık devlet de biliyor ve onları hızla tasfiye ediyor. Rubin’in ve şürekâsının yapmaya çalıştığı iki şey var.
Birincisi Türkiye’yi devam eden bir psikolojik harple olabildiğince etkisizleştirmek.
Yapılmak istenen Türkiye’yi siyasal alanda içine kapatmak, ekonomik alanda istikrarsızlaştırmak, toplumsal alanda ise kırılganlaştırmak. Bunun için sık sık “darbe olacak” söylentileri çıkarılıyor, çıkarılmaya da devam edecek. Elbette, devlet de millet de müteyakkız olacak.
Ülkemizin bir daha böylesi tehditlerle karşı karşıya kalmayacağı şekilde devlet yeniden yapılandırılacak. Fakat psikolojik harp operasyonlarına karşı da dirençli olunacak.
“Darbe olacak” söylemi, darbeye ortam hazırlamak için kullanılan bir propaganda malzemesi.
Sömürgecilerin, yerli işbirlikçilerine yaptığı bir çağrı. Biz içeriyi sıkı tutar, sağlam durursak, bu milli birlik ruhunu, milli mücadele ruhunu korursak bu şer odaklarının hesapları bir kez daha tuzla buz olur.
Ne bombalı saldırılardan, ne sokak kalkışmalarından, ne de siber terörizmden bir sonuç elde edilebilir.