Ne Zaman Akıllanacaksınız
NEZİF USALP YAZDI
1 Kasım seçimi yapıldı yapılmasına da hazımsızlık problemi olan akıldan yoksun, ahlaktan bihaber bazı medya kuruluşları ülkenin oylarının yarısını – hem de rekor katılımın gerçekleştiği bir seçimde- alan AK Parti’nin zaferini sindiremediler.
Mesela kendini dini lider gibi göstermeye çalışan Pensilvanya canavarının güya her koldan saldırı yapabilmek ve her kesimden destek alabilmek için sahaya sürdüğü dini temadan uzak duran; aslında FETÖ gazetesi olmasına karşın ne acınası bir haldir ki bazılarınca SOLCU, bazılarınca KEMALİST sanılan SÖZCÜ gazetesi…
Seçim günü, belli ki KENDİLERİNDE olmayan, olsa bile ya içi boş olan bir organ fotoğrafını (BEYİN!) KENDİ okurları göremez, anlayamaz diye kos kocaman olarak baş sayfaya basıp, güya bize atıfta bulunarak oy vermeye giderken yanınıza almayı unutmayın diye başlık atan AHMAK ve AHLAKSIZ gazete.
(Bir yandan da takdir ediyorum bu gazeteyi, çünkü hem güya solcu, güya kemalist takılıp bu kesimden okuru elinde tuttuğu gibi aslında FETÖ’nün kucağından gelmesiyle de Pensilvanyalıları kucağında tutmaktalar. Hadi 180 derece dönenleri çok gördük de aynı anda 180 derece zıt iki kesimi kucak kucağa tutabilen bir… Valla üç noktanın yerine ne yazsam bilemedim. Az çok Türkçeyi bilirim bilmesine de bu yapılana karşılık gelebilecek bir sözcük dilimize girmiş midir bilmiyorum doğrusu. Bir zahmet siz doldurun istediğiniz gibi.
FETÖ’cü derken laf olsun diye atarak tutarak demedim. 31 Mart yerel seçimleri öncesi pensilvanyalılar 17-25 Aralık sonrası AK Partiyi bitirme hevesiyle sekizer onar tane Sözcü gazetesi alıp mahallelerde bedava dağıtıyorlardı.)
Bu tür akılsız zevatlar, aslında öyle olmadığını bile bile SIRF belki birkaç kişiyi kandırırız diye biz AK Parti’ye oy verenleri aşağılamakta, kafası çalışmaz, makarnaya oyunu satan insanlar olarak göstermeye çalışmaktadır. Yalan haber yayınlamadığı gün olmayan, küfür ve hakaret içermeyen tek bir manşet atmamış olan bir gazete beni övecekse zaten Allah benim belamı versin ki ben bitmişim demektir. Yalan haber demişken henüz seçimin ertesi günü yani 02 Kasım günü SÖZCÜ’nün birinci sayfası (kelimesi kelimesine aynen): “Tayyip’in seçim oyunu tuttu. Tek başına iktidar oldu. / Terör Arttı, Döviz Arttı, Oylar Arttı, Saltanata Devam / Erdoğan, koalisyon kurdurmadı, millet tatile gönderildi, seçime katılım azaldı. Üstelik ülkede terör ve kriz korkusu yaşandı. AKP tek başına koltuğa oturdu. / Muhalefetin hesap verme zamanı geldi.”
Bu yazılanlar da o kadar çok şey anlatılıyor ki.
Sondan başlayalım.
“Muhalefetin hesap verme zamanı geldi”.
Bu cümlenin anlattığı yedikleri yüzde ellilik Osmanlı tokadı ile akıldan yoksun kafaları minnacık da olsun çalışmaya başlamış ve FETÖ muhalefetten, muhalefet de FETÖ’den umudunu yitirmiş olduğudur. Yitirmiş, çünkü özellikle 17 aralıktan beri sarmaş dolaş olan, birbirini yalayıp yıkayan CHP-MHP-PENSİLVANYA artık yelkenleri suya indirmiş olmalı ki söz konusu bu üçlüyü aynı anda kucaklayan SÖZCÜ gazetesi bu cümleyi kurabiliyor.
Güya muhalefet iktidarda, muhalefeti yöneten Pensilvanyalı iktidarın da üstünde, hilafet koltuğunda olacaktı. Sayın Kılıçdaroğlu’nu bu pembe vaatlerle kendine bağlamış ve CHP Genel Başkanı yapmıştı bizim FETÖ. İç ve dış tüm düşmanlar birleşti, medyası, sosyal medyası yırtındı, aradan yıllar geçti ama nafile. Sonuç 1 Kasım tablosunda; hepsini toplasan etmiyor bir AK Parti.
“Üstelik ülkede terör ve kriz korkusu yaşandı”
Zaten 7 Haziran seçimini fırsat bilip terörü hortlatmadınız mı? Yıllardır kriz kriz diye yırtınmadınız mı? Gerçekten sizin dediğiniz gibi kriz olsa kına yakacaksınız kesin ama YOK, YOK, YOK. Sizi de dışarıdaki büyüklerinizi de üzeceğiz yine. Türkiye ilerledikçe siz KUDURACAKSINIZ.
“Erdoğan koalisyon kurdurmadı”
Daha seçim akşamı koalisyona HAYIR diye veryansın eden Sayın BAHÇELİ değil de Sayın ERDOĞAN’mış meğer. Artık gözlük kullanma ve kulak temizletme zamanım gelmiş demek ki. Yaşlanıyor muyum ney?
Koalisyon görüşmelerinde “Bilal’i ver, hükümeti al” diyen, “Sarayı başına yıkacağız” diyen , “geçmişin hesabını verin”, “yüce divanda yargılayacağız” diyen CHP-MHP değilmiş meğer!
Koalisyon görüşmeleri sırasında bunlar yaşandığı halde koalisyonu Erdoğan kurdurmadı diyorsanız ya Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın adamıdır ya da sizde akıl ve ahlakın izleri dahi yoktur.
“Millet tatile gönderildi, seçime katılım azaldı”
İnansınlar diye muhalif gazete Cumhuriyet’ten alıntı
7 Haziran 1 Kasım
Kayıtlı seçmen sayısı 56.772.753 56.965.099
Kullanılan oy sayısı 47.506.009 48.180.515
Geçerli oy sayısı 46.160.496 47.495.941
Geçersiz oy sayısı 1.345.513 684.574
NOT: 1 Kasım rakamları açılan %99 sandık oranı rakamlarıdır. Yani yukardaki 1 kasım rakamlarına % 1 ilave edilecektir.
Bu rakamlara ve AK Partinin aldığı % 49,5 oy oranına rağmen hala yenilgiyi kavrayamayan, anlayamayan ahmaklara açıklama :
1- Seçim tarihini YSK belirler ki YSK’nın kimlerden müteşekkil olduğunu bilmiyorsanız araştırınız.
2-Hadi diyelim ki AK Parti seçmeni aç-perişan, diyelim ki tatile sadece siz ELİT CHP’liler gidiyorsunuz. İyi de canım benim siz her gördüğünüz iki günlük tatilde güneye mi iniyorsunuz. Ve de Sayın ERDOĞAN mı zorluyor sizi tatile gidin diye. Gitmeyin kardeşim, gitseniz de dönüm pazar günü kullanın oyunuzu.
3-Ulan sizin o narin popişleriniz Temmuzun sıcağında bile soğuktan deniz suyunda tir tir titrerken, size mi kaldı Kasım ayında tatile gitmek, denize girmek.
4-Hani siz Cumhuriyetin sahipleri ve koruyucularıydınız. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını 5 yıldızlı otelde revü kızlarıyla mı kutluyorsunuz. Oturun memleketinizde. (Pardon memleket sözü sizi aşağılamıştır, oturun sizin Nişantaşı’nda, sizin Cihangir’de ya da Beykoz’daki yalınızda, kutlayın İstanbul’unuzda. )
5-ASIL önemlisi tatilin uzamasının daha çok CHP’ye yaramış olması lazım değil mi? Siz okumuş çocukların, elit ve nezih ÜNİVERSİTE gençliği(!) CHP’ye oy vermiyor mu? Veriyor. Üniversite öğrencilerin çok önemli bir çoğunluğu okuduğu ilde değil de kendi memleketinde (hay dilimi ve elimi eşek arısı soksun yine memleket diye yazdım) oy kullanmıyor mu? Kullanıyor. Bu tatilin uzaması nedeniyle öğrenciler MEMLEKETLERİNE daha rahat gitti mi? Gitti. Eee, o zaman bu tatil daha çok CHP’ye yaradı demek ki!
6-Eğer anlayıp da rakamları analiz edebiliyorsanız, 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri karşılaştırıldığında, kayıtlı seçmen sayısı çok cüzi bir oranda ve miktarda artmış olmasına rağmen, kullanılan oy sayısı ve geçerli oy sayısı çok daha fazla artmış, geçersiz oy sayısı da yarı yarıya düşmüştür. Seçimi hazmedemeyen elit insanlar! Demek ki neymiş; 1 Kasım’da kullanılan oy sayısı bakımından da, geçerli oy oranı bakımından da, katılım oranı bakımından da 7 Haziran’a göre sizin iftiranızda iddia ettiğiniz gibi azalma değil tam tersine önemli ölçüde ARTIŞ OLMUŞMUŞ.
“Terör Arttı, Döviz Arttı, Oylar Arttı, Saltanata Devam”
Bu lafa insanın ancak “Ohh olsun!” diyesi geliyor.(oh olsun lafı sadece “SALTANATA DEVAM” kısmı içindir. Yoksa terör ve şiddetin her türlüsüne KARŞIYIZ.)
“Tayyip’in seçim oyunu tuttu. Tek başına iktidar oldu.”
Siz, ülke yönetmeyi bilgisayarda strateji oyunu oynamakla aynı şey sandığınız müddetçe daha çok böyle tokadı yiyip yiyip “ama, ama, ama” diye ahmakça bahanelerle avutursunuz kendinizi. Ha, unutmadan, Ülkeyi seçime zorlayan Sayın Erdoğan değil, 7 Haziranda AK Parti tek başına iktidar olamayınca kendini KAF dağında gören ve ayrıca da peş peşe yenilgilerden bile haz duyup mutlu olan POLLYANNA ruhlu LİDERİMSİLERİNİZDİR..
Sonuç olarak, bizim mevcut muhalefetin tabi eğer istiyorlarsa 2071’den sonrasında elde edebilecekleri başarının sırrını söylemek gerekirse: (o zamana kadar olamayacakları kesin de)
Şu anda Doğan medyası olsun, Pensilvanyalılar olsun, muhalefet partisi üyeleri olsun hemen herkes gerek CHP gerek MHP’de olacak bir başkan değişiminin başarı getireceğini zannediyorlar. Ama bunda da yanılıyorlar, tamam lider değişimi belki bir-iki puan kazandırabilir ama zafer için yeterli değildir. Muhalefet partilerinin ve de asıl onların şakşakçısı medyanın ve Pensilvanyalıların ASIL yapması gereken şey sadece dürüst olmaları, yıllardı sarıldıkları “YALAN” ve “İFTİRA” dolu siyaset yapmayı acilen terk etmeleri, karalama politikalarının başarı getirememenin yanında ancak ve ancak kendi RUH SAĞLIKLARINI bozduğunu görmeleri gerekir. Çünkü, bu ülke insanı dürüstlüğe mutlaka ve mutlaka prim verecektir.
Benden söylemesi…