MEDYAGUNDEM.COM- Dün dedik ki;
“Sen de mi kan taciri oldun Ahmet Hakan?”
Bugün köşesinden cevap verdi.
Dün köşesinde Ahmet Atakan’ı “polis öldürdü” diye yalan haberlerle provokasyon yapanlara tek kelime etmeyip, “Hataylı 22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın damdan düşerek ölme ihtimali ağırlık kazanınca… Hükümet yanlılarında bir sevinç, bir rahatlama, bir ‘oh’ deme falan…” diye yazan Ahmet Hakan bugün de “Neden suçu hep polise atıyorlar?” diyerek “çevir kazı yanmasın” yaptı. Yine yalancılara, provokatörlere tek kelime etmedi.
“Dönme kabiliyeti” ve “yüksek bel kıvraklığı” ile yeni duruma göre pozisyon almayı bilen Ahmet Hakan bugün de şöyle yazdı:
DİYORLAR ki:
– Neden Ahmet Atakan’ın ölümü henüz “tartışmalı” iken anında “Polis öldürdü” diye ortaya çıkanlara tepki koymuyorsun?
– Neden devletin valisinin yaptığı açıklamaya güvenmeyip ortalığı velveleye verenlere bir şey demiyorsun?
– Neden daha hiçbir şey belli değilken “Garanti polis yapmıştır” diyen önyargılılara bir çift laf etmiyorsun?
*
Doğru aslında.
Hiçbir şey belli değilken her şey belli imiş gibi tepki koyan önyargılılar zümresine de bir çift laf etmem gerekir.
Çünkü:
Hakikati saptıranla hiç işim olmaz benim.
Çünkü:
Benim sadakatim sadece hakikatedir, başka hiçbir şeye değil.
*
Fakat bu örnek olayımızda devletimizin valisine güvenmemenin, resmi verileri takmamanın, önyargı taşımanın, hiçbir şey belli değilken tutum almanın esaslı bir gerekçesi var.
*
Eğer senin valin, Eskişehir’de sokak ortasında bir gencin öldürülmesinin ardından, “Polisi suçlu göstermek için arkadaşları öldürmüştür” açıklamasını yapabiliyorsa…
Ve bu skandal açıklamaya rağmen senin valin görevinin başında kalmaya devam edebiliyorsa…
Ahmet Atakan’ın ölümüyle ilgili sunulan her türden resmi veriye baştan kuşkuyla yaklaşanlara, en azından azıcık anlayışla yaklaşılabilir diye düşünüyorum.