Bugün Fatih Camii’nde kılınan Cuma namazı sonrasında Banyas ve Reyhanlı katliamlarını protesto eden Müslümanlar, Kusayr direnişini selamladı!
Birçok İslami kuruluşun dâhil olduğu Suriye Halkıyla Dayanışma Platformunun çağrısıyla Fatih Camii’nde toplanan Müslümanlar Banyas’ta Esed’e bağlı çeteler tarafından kadın-çocuk demeden gerçekleştirilen katliamı ve yine Hatay’a bağlı Reyhanlı ilçesinde meydana gelen bombalı saldırıları protesto ettiler. Kusayr direnişinin selamlandığı eylemde Esed, Baas lobisi, Rusya, İran ve Hizbullah aleyhinde sloganlar atıldı.
“Yazıklar Olsun Sana Ey Nasrallah!”
Murat Ayar’ın sunumunu yaptığı eylemde “Katil Esed ve İşbirlikçileri; Banyas’tan, Reyhanlı’ya Döktüğünüz Kanların Hesabını Vereceksiniz!”, “Baas Rejimi ve İşbirlikçisi HizbulEsed’e Karşı, Kusayr’da Direnen Mücahitlerin Yanındayız!”, “Baasın Safında Duranlar, Ümmetle Aynı Safta Olamazlar!”, “Yaşasın Suriye Direnişimiz!” yazılı pankartlar açılırken “Yazıklar Olsun Sana Ey Nasrallah, İsrail Karşısında İftiharımızdın, Suriyeli Mazlumlara Karşı Utancımız Oldun!”, “Baas Zulmüne ve HizbulEsed İhanetine Karşı, Kusayr’da Direnen Mücahitlere Bin Selam!”, “Suriye İslami Direnişle Özgürleşecek!”, “Sessiz Kalmak Baas’ın Suçuna Ortak Olmaktır!”, “Baas Çöplüğe Esed Sehpaya!”, “Esed Canavarını Durdurun!” yazılı dövizler taşındı.
“Yaşananlar Müslümanlar İçin Utanç Kaynağıdır!”
Platform adına Muhammed Fesih Kaya’nın okuduğu basın açıklamasında Suriye’de iki yılı aşkın bir süredir izzetli bir şekilde mücadele eden Müslümanlara karşı İran ve Hizbullah’ın hazin bir şekilde katliamlar yürüttüğü vurgulandı. Yaşananların İslami camia için hüzün ve utanç kaynağı olduğu ifade edilen basın açıklamasında dün İsrail karşısında iftihar ettiğimiz Hizbullah’ın şimdiki durumunun ihanet olarak görüldüğü kaydedildi. Basın açıklamasının sonunda, birçok bedeli ödemeyi göze alan Suriyeli kardeşlerimize desteğin her şart altında devam edeceği belirtildi.
“Allah’ın Yolunda Savaşanlar Galip Gelecekler!”
Okunan basın açıklamasının ardından Suriye’de mücadele eden Livau’l İslam Tugayı komutanlarından Zahran el-Loş bir konuşma yaptı. Konuşmasında Şam’dan yeni geldiğini ve orada direnen izzetli bir gençlik bulunduğunu belirten el-Loş, Suriye muhalefetinin tüm katillere karşı dik durduğunu ifade etti. Suriye’de rejimin yanında Rusya, İran, Irak ve Lübnan gibi ülkelere karşı da mücadele verildiğini belirten el-Loş, maalesef Hizbullah’ın bu grup içerisinde yer aldığını sözlerine ekledi. Rejim ve Hizbullah güçlerinin Kusayr’a girdiğini fakat başarılı olamadıklarını belirten el-Loş, Allah yolunda savaşanların Allah’a karşı duranlara galip geleceğini vurguladı. El-Loş, sözlerinin sonunda Suriye halkının her türlü yardım malzemesine ve Müslümanların duasına ihtiyaç duyduğunu hatırlattı.
“Rabbim Direnenlere Zafer Nasip Etsin!”
Programın sonunda Ramazan Kayan, Suriye ile birlikte zulmün yaşandığı tüm coğrafyalar için dua etti. Duasında Rabbimizin diktatörlere karşı direnen kardeşlerimize zafer nasip etmesini isteyen Kayan, Ortadoğu’da yaşanan intifadalara karşı duran zalimlere ve işbirlikçilerine de lanet okudu. Suriye’den Bangladeş’e, Mali’den Filistin’e işgal ve zulüm altında olan tüm bölgelerin bir an önce özgürleşmesi için temennide bulundu.
“Kahrolsun Baas, Kahrolsun İşbirlikçiler!”
Sık sık tekbir getirilen eylemde “Yaşasın Suriye Cihadımız!”, “Katil İran Suriye’den Defol!”, “Yaşasın Kusayr Direnişimiz!”, “Halep’e Humus’a Direnişe Bin Selam!”, “Baas Lobisi Hesap Verecek!”, “Suriye Halkı Yalnız Değildir!”, “İşbirlikçi Nasrallah Suriye’den Defol!”, “Kahrolsun Baas, Kahrolsun İşbirlikçiler!”, “Yaşasın Halkın Özgür Ordusu!”, “Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyk Ya Allah”, “Yaşasın Suriye İntifadası!”, “İşbirlikçi Katiller Hesap Verecek!”, Reyhanlı’nın Katili Mültecinin Düşmanı!”, “Reyhanlı Halkı Yalnız Değildir!”, “Katil Nasrallah Suriye’den Defol!” sloganları atıldı.
Basın açıklamasının tam metni:
KUSAYR’DA İZZETLE DİRENEN YİĞİTLERİ DE,
BAAS SAFINDA ÜMMETE İHANET EDENLERİ DE UNUTMAYACAĞIZ!
İki yılı aşkın bir süredir Suriye’de yaşananlar insanlık adına kaygı verici olmaktan çıkmış, büyük bir utanç manzarasına dönüşmüş durumdadır. Zalim, kan içici bir despot, dünyanın sessizliğinden, umursamazlığından da aldığı cesaretle halkını vahşice katletmeyi sürdürmektedir. Ne yazık ki, her gün Suriye’nin şehirlerinden, kasabalarından, köylerinden gelen katliam haberleri artık kanıksanmış haldedir. Baas diktatörlüğü icra ettiği zulümlerle sadece Suriyeli masum insanları katletmekle kalmamakta; yeryüzü genelinde adeta insanlık onurunu, adalet duygusunu, vicdanları kirletmekte, katletmektedir.
Bu acımasızlığı, bu zulmü, bu duyarsızlık ve ikiyüzlülüğü bizler iyi tanıyoruz! Bosna’da, Arakan’da, Filistin’de ve daha nice beldelerimizde şahit olduklarımız aynı şey değil mi? Müslümanlar söz konusu olduğunda uluslar arası kamuoyu denilen statükonun nasıl taş kesildiğini, kardeşlerimizin canları ve kanlarının egemen güçler nezdinde hiçbir değer taşımadığını gayet iyi biliyoruz. Hiç kuşkusuz onlar duymazlar, görmezler, işitmezler!
Biz ise Müslümanız! Emrolunduğu gibi dosdoğru olması gereken, yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim kılınması için mücadele etmekle mükellef insanlarız. Rabbimizin bir zulme ve saldırıya uğradıklarında hep birlikte karşı koyarlar diye vasfettiği Müminleriz! Zulme, katliama, vahşete sessiz kalamayız! Kardeşlerimizin maruz kaldığı zulümleri görmezden gelemeyiz. Değil iki yıl, yirmi yıl da geçse bu vahşeti asla kanıksayamaz, gündemimizden düşüremeyiz! Bedeli ne olursa olsun “menna gayrek ya Allah” (Rabbimiz senden başka kimsemiz yok) diye haykıran Suriyeli kardeşlerimizin feryatlarına kulak tıkayamayız!
İki yılı aşkın bir süredir Humus’tan Halep’e, Şam’dan İdlib’e Suriye’nin tamamında ayağa kalkan halkın tepesine bombalar yağdırılıyor. Firavun Esed özgür yaşamak isteyen insanları köle olarak boyunduruk altında tutmanın mücadelesini veriyor. Başta Rusya ve İran olmak üzere sırtını dayadığı güçlerin desteğiyle halkını sistematik biçimde katlediyor. Birileri diyor ki, “aman susalım, ilişkilerimiz bozulur; mezhep savaşı çıkar; insanlar zor duruma düşer vs.vs.”
Bu kişiler, bu çevreler adeta katil bir rejimle ilişkiler bozulmasın da, insanlık onuru yerlerde sürünsün diyorlar. Zalime karşı kıyamı mezhepçilik yaftasıyla karalamaya çalışıyorlar. İnsanlara “ya ekmeğin, ya onurun” dayatmasında bulunmayı rasyonel siyasi tercih diye sunuyorlar.
Hiç şüphesiz Banyas’ta kesilen, doğranan masumları görmezden gelenler, Reyhanlı’da işlenen katliamın suç ortaklığını fiilen üstlenmişlerdir. Katil Baas rejiminin insanlık suçlarının sınırları aşması üzerine alçakça hedef saptırmaya çalışmışlardır.
Ve şimdi katliam şebekesi Kusayr’da yine bir insanlık suçuna imza atmaktadır. Suriye’nin Lübnan sınırına yakın stratejik bir yerleşim yeri olan Kusayr kasabası haftalardır vahşice bombalanıyor. İsrail karşısında kof kabadayılıktan başka bir şey yapmayan Baas ordusu, Kusayr’ı tanklarla, uçaklarla imhaya girişiyor.
Ne hazindir ki, Baas ordusu bu vahşeti Hizbullah ile birlikte icra etmektedir. İki yıldır Esed iktidarına verdiği desteği inkar eden Hizbullah Baas rejiminin köşeye sıkışması üzerine artık utanma perdesini yırtmış ve tağuti diktatörlüğün safında Suriye halkına karşı savaştığını ilan etmiştir.
Bu manzara karşısında Türkiyeli Müslümanlar olarak büyük bir hüzün ve utanç duymaktayız! Dün Siyonist çete ile savaşında gururla, onurla bayrağını taşıdığımız, iftiharımız dediğimiz Hizbullah örgütünün bugün zalim Baas diktatörlüğünün yanında Suriyeli mazlum kardeşlerimize karşı savaşmasını Ümmete ihanet olarak görüyoruz!
Müslümanlar için zalim ile mazlum arasındaki savaşta tarafsız kalmak büyük bir zül; zalimin safında yer almaksa bağışlanamaz bir suçtur! Kusayr’da ve Suriye’nin tamamında zalim, kan içici Baas diktatörlüğünden kurtulmak ve Allah’tan başkasına boyun eğmemek için her türlü bedeli ödemeyi göze alan Suriyeli kardeşlerimize sahip çıktığımızı ve dayanışmamızı her şart altında sürdüreceğimizin altını çiziyoruz.
Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu