Müslüman kadını “kedicikleştirme” projesinde son nokta; “İslami moda” adı altında şimdi de ucube bir “bahar partisi” konseptinde defile düzenleniyor. Müslümanlar bu yozlaşmaya artık dur demeli.
MEDYAGUNDEM.COM- Şu davete bakar mısınız; günaha çağrı gibi:
“…Mayıs Cumartesi günü, abiye ve gelinlik modellerinin sunulacağı Tarz-ı Bahar Defilesi ile muhafazakâr kesimin moda tutkunları ilk kez böylesine kapsamlı bir etkinlikte buluşuyor. Tüm gün sürecek etkinlik kapsamında, Hüsn-ü Hat Sergisi Açılışı ve Mücevher Defilesi de yer alacak.”
Müslüman kadın “muhafazakar moda” diye bir ucube ile zehirleniyor. Müslüman kadınlar moda ve stil tuzağıyla “kediciklere” dönüştürülüyor.
Tuzak her geçen gün daha da büyüyor. İzzetli, onurlu Müslüman kadın “muhafazakar moda” saçmalığıyla kapitalist tüketim çarkının içine çekiliyor.
Önce bu işi “muhafazakar moda dergisi” adı altında çıkan dergilerle yaptılar.
Başörtüsü altından şehveti pazarladılar. Başörtülü kadınları “kedicikler”e dönüştürme projesi tam gaz devam etti.
Şimdi de kendisini “muhafazakâr moda ve stil danışmanı” olarak tanıtan Esra Seziş Kiğılı’nın projesiyle Tarz-ı Bahar Defilesi diye bir ucubeye imza atılacak. Tesettür anlayışını yozlaştırma çabalarının sonuncusuyla 2 Mayıs Cumartesi günü Cemile Sultan Korusu’nda gerçekleştirilecek olan Tarz-ı Bahar Defilesi’nde, abiye ve gelinlik tasarımları “Hüsn-ü Hat Sergisi Açılışı” eklenerek “muhafazakar soslu” bir yozlaşmaya imza atılacak.
Program davetinde “Muhafazakâr kesimin moda tutkunları ilk kez böylesine kapsamlı bir etkinlikte buluşuyor” ifadesinin özellikle kullanılması dikkat çekici.
YENİ ŞAFAK YAZARINDAN SERT TEPKİ
Meseleye en sert tepki de Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu verdi. Barbarosoğlu Twitter’da, “Cemile Sultan’da yaza merhaba diyecek olan muhafazakâr kadınlar! Her gece rüyanızı Suriyeli çocuklar beklesin!” yorumunu yaptı, bir de Yeni Şafak’ta şu çarpıcı satırlara imza attı:
“….Moda konusunda konuşma yapmayı bile kabul etmiyorum. Meselenin vahametini 1990’larda sezmiş, bu konuda doktora tezi hazırlamış, üzerine iki kitap daha yazmış biri olarak, daha fazla moda konusunda konuşmayı kendimin gerisine düşmek olarak gördüğüm için hiçbir konuşma teklifini kabul etmiyorum. Oysa insanın en iyi bildiği konuda konuşmasından daha kolay daha anlamlı ne olabilir değil mi?
Tesettür modası hakkında görüş vermiyor, konuşma yapmıyorum. Tesettür defilelerine, tesettür modasına tepki göstererek kendimizi rahatlatıyoruz.
Tepkilerimiz sokağın kiri ile ilgilenmeyip sadece oturduğumuz evin pencerelerindeki kir ile ilgilenmeye benziyor.
Ok yaydan çıktı bir defa. İnstagram güzellerinin, takipçilerinin olduğu bir çağda, bazıları defile yapacak. Bazıları defileye seyirci olacak.
Yiyin için, eğlenin. Hayat size güzel. Sıratı geçen sizsiniz. Cenneti kazanan sizsiniz. Mutluluk en çok sizin hakkınız, diğerleri yani ölenler, yani savaştan kaçanlar sizin sorumluluğunuzda değil. Sosyal adalet size lazım değil. Bütün bu yaşananlardan hiç sorumluluk duymuyorsunuz. Yaşananlar mı? O ne ki? Zaten sizi mutsuz edecek hiçbir haberi okumuyor, dünyada olan bitenler ile ilgilenmiyorsunuz. Ah yanlış oldu. İlgileniyorsunuz elbet, nerede ne yenir, nerede ne giyilir ve en güzel fotoğraflar nerede çekilir biliyorsunuz.
Ve elbette nereden kazanılacağını biliyorsunuz.(Kaybetmek konusunda da kafanızı yormanız gerekmiyor mu?)
Ticaretinizi yapacaksınız. Yapın. Talep oluşturuyorsunuz, oluşturun. Birileri dünyanın en güzel gelini olacak, birileri dünyanın en pahalı gelinliğini tasarlayıp satacak. Arzı ile talebi havuz başında buluşturacaksınız. Buluşturun.
Lakin hüsnü hat sergisini rahat bırakın. Sizi birilerinin eski kelimeler, terkipler kullanarak avlamasına razı olmayacak bir zeka ışıltısı koyun ortaya! Bu kadarını yapın lütfen!”
İSLAMİ MODA DERGİLERİNİN KIZLAR PARTİSİ!
Müslüman kadının izzetini ve haysiyetini hedef alan “kedicik projesi” geçtiğimiz yıl Haziran ayında da, “İslami moda dergileri” adı altındaki yozlaşma merkezlerinin “kızlar partisi” düzenlemelerine kadar varmıştı. Âlâ dergisi tarafından “Âlâ Fashion Party – Tarihteki En Büyük Kızlar Partisi” isimli bir parti ilanı yayımlanmış; ancak gelen yoğun tepkiler üzerine parti iptal edilmişti.
MÜSLÜMANLAR BU ÇÜRÜMEYLE MÜCADELE ETMEK ZORUNDA
İslamî değer ve sembollerin istismar edildiği, tesettürün bir kapitalist tüketim malzemesine dönüştürüldüğü “İslami moda” meselesi Müslümanlar bir yıkım projesidir. Böylesi yozlaşmaya Müslümanların ciddi biçimde tavır koyması ve tartışması gerekmez mi?
BİR YIKIM PROJESİ: “KEDİCİK”
Adnan Oktar’ın “kedicikleri” ile yapmaya çalıştığı ile “muhazafakar moda” ucubesinin hizmet ettiği şey aynı… İkisi de Müslüman kadını yozlaştırma ve “kedicikleştirme” amaçlı bir proje… Adnan Oktar’ın “kedicikleri” Ceylan Özbudak, Aylin Kocaman ve Damla Pamir, Habertürk’e verdikleri bir röportajda amaçlarını da açıkça itiraf etmişler: “Müslüman kadın algısını kırmaya çalışıyoruz.”
Neymiş; “Bu güne kadar yaratılmış çok yanlış bir Müslüman kadın algısı var, biz bu algıyı kırmaya çalışıyoruz.”
O DEFİLEYE GİTME, BU YOZLAŞMAYA DUR DE
Müslümanlar için çetin bir imtihan daha… Muhafazakar dünyadaki “moda” ve “tüketim” çılgınlığına sokak sosyolojisinin ürettiği “Süslüman” kavramı yeni sorunumuz… Müslümanlar “süslümanlaşma” tehdididiyle karşı karşıya…
İşte bu yozlaşmanın son ürünü…
2 Mayıs günü Cemile Sultan Korusu’ndaki defileye “dur” denmeli, izzetli, onurlu Müslüman kadın o tuzağa düşmemeli…
Bir Müslüman kadının şu onurlu isyanıyla “uyanın” diyelim:
MODA islama müslümana uymaz.
çok ciddi kapitalist tuzaklar bunlar. Kapitalizmin kadın bedeni de dahil herşeyi metalaştırdığı bir dünya düzeninde bu tuzaklara karşı çok dikkatli olunmalı.