MEDYAGÜNDEM- Vatan’da bugün Reha Muhtar çok ilginç bir yazı kaleme aldı. “Show TV’yi çökertmek için yapılan operasyonlardaki grup ve amk…” başlıklı yazısında isim vermeden bazı isimler hakkında şok iddialar ortaya attı.
Muhtar isim vermedi ama tarifinden kimler oldukları anlaşıldı.
Muhtar yazısına, “28 Şubat soruşturulurken, 15-16 yıl sonra yeni gelecek tutuklamalarla toplumda yeni mağduriyetler yaratılıp yeni kan davaları ortaya çıkmasın, demokrasi, barış ve hoşgörü egemen olsun diye, elimi ve kalemimi tutmayı kendime sıkı sıkıya tembihledim… ‘Aman kaçmasın kalem elimden’ diye kendi kendimle çok uğraş verdim…” şeklinde kişisel bir “şerh” düştü.
Muhtar yazısında, 28 Şubat dönemine dair şu notları da paylaştı:
“Dönemin muktedirleri, gazete ve televizyonlarında SHOW TV’nin programlarıyla ekran yüzlerine karşı ‘inanılmaz bir psikolojik belaltı savaş başlattılar…’ Amaç tarumar etmek ve talan etmekti… Televizyonda yapılan programları itibarsızlaştırmak adına, ‘belaltı kampanyalar ve vuruşlar’ yapıyorlar, itibarsızlaştırmaya çalıştıkları programları RTÜK yoluyla cezalandırmak için de Ankara’ya kamp kuruyorlardı…”
“Bu korkunç operasyon” diye tarif ettiği operasyonla kendisinin de hedef alındığını savunan Muhtar, şu iddiaları dile getirdi:
“Gazetelerinde hakkımda yazılan yazıların haddi hesabı yoktu… Hepsi itibarsızlaştırmaya yönelik bilinçli kaleme alınmış ifadelerdi… Sonra RTÜK’e gider, ‘bu adamı ve programları cezalandırın’ diye kulis yaparlardı… Bunların içerisinde bir yazar, televizyon programını yaptığı ortağı bir televizyon yapımcısı ve onun ortağı ünlü bir reklamcıdan oluşan bir grup vardı…”
Reha Muhtar içlerinde gazeteci, reklamcı, televizyoncu da bulunan yapıya dair şu iddiaları da ortaya attı:
“Değişik işadamlarını, televizyoncuları, gazetecileri, siyasileri, sivil toplum örgütü liderlerini, gayet derinden ve inceden bir kampanyayla itibarsızlaştıran grupların en önemlileriden biriydiler…
Reklam şirketi kanalıyla reklamvereni, yapım şirketi kanalıyla televizyonları, devlet içindeki derin ilişkileri ayyuka çıkan köşe yazarı kanalıyla da devleti ve siyaseti direkt etkileme gücüne sahiptiler…
Aralarında ‘Yüzmilyonlarca dolar para kazanan’ları vardı…
Çetrefil ilişkiler içindeydiler…
İş hayatları karışıktı…
Skandallarla dolu özel hayatları ise ibretlik edebi trajik klasikleri andırıyordu…”
PEKİ MUHTAR KİMLERİ TARİF ETTİ?
Muhtar’ın yazısındaki şu bölüm kimleri tarif ettiğine dair ciddi ipuçları taşıyor:
“Bugün nispeten güçsüz göründükleri bir anda bile, ‘Sözcü gazetesinin AMK isimli gazetesinden, Başbakan’ın yeniden ayağa kaldırılacağı söylenen gönül bağıyla meşhur Kasımpaşa kulübüne, Kanal D televizyonundaki yapımlardan, çok ünlü bir başka kulübümüze kadar her yerde eski belaltı yöntemleriyle’ çalışmalarına devam edebiliyorlar… İsimlerini yazmaktan çekinmem… Ancak aralarından birisine bir özel durumuyla ilgili yanıbaşındaki insanı düşünerek bir söz vermiştim… Ötekilerine yakınlarından dolayı bir sözüm bulunmuyor… Zaten insan kendi yanındakileri düşünmezse, ben ne yapabilirim ki?.. Örneğin ben yanıbaşımdakileri hep düşünürüm… Öncelikle çocuklarımı… Elbette bir de çocuklarımın yaşamalarını arzu ettiğim temiz Türkiye’yi… Bunlar o temiz Türkiye’nin ve o tertemiz çocukların düşmanıdırlar çünkü…”
Kilit cümle şu:
“Sözcü gazetesinin AMK isimli gazetesinden, Başbakan’ın yeniden ayağa kaldırılacağı söylenen gönül bağıyla meşhur Kasımpaşa kulübüne, Kanal D televizyonundaki yapımlardan, çok ünlü bir başka kulübümüze kadar her yerde eski belaltı yöntemleriyle çalışmalarına devam edebiliyorlar…”
Sözcü’nün küfür gazetesi AMK’yı yataran isim Yiğit Şardan’dır. Ünlü reklamcı aynı zamanda Turgay Ciner’in sahibi olduğu Kasımpaşa kulübünün yönetim kurulu üyesidir. Ciner, Altaylı ve Habertürk’le yakınlığı ve geçmişteki ortaklıkları da bilinir. Gazete Habertürk’ün de reklam kamanyansını Şardan yapmıştır.
Zaten MUhtar’ın geçmişteki yazıları ve kavgaları son yazısında hedef aldığı isimlerin Fatih Altaylı, Yiğit Şardan ve Ciner grubu olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
medyagundem.com