Albay Üçok’un gündeme getirdiği Ötüken, Yazıcıoğlu soruşturmasında da ortaya çıktı. Başbakan Erdoğan’a iftira atması için tehdit edildiğini söyleyen tanık, Ötüken’i işaret etti.
Emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok’un basına verdiği röportajda gündeme getirdiği paralel yapının silahlı kanadı “Ötüken”le ilgili bir şok iddia daha ortaya çıktı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasının soruşturmasında 1. derece tanık olan Erol Ölmez, paralel yapının kendisine; “25 Mart’ta mahkemeye gidip, Yazıcıoğlu’nu Başbakan Erdoğan ve Hakan Fidan öldürttü diyeceksin” diye baskı yaptığını açıkladı. Ölmez, 25 Mart’tan bir gün önce mahkemeye verdiği ifadede önemli detayları deşifre etti.
ÖNCE PARA SONRA TEHDİT
Yazıcıoğlu davası soruşturması, özel görevli mahkemelerin kapatılmasının ardından Malatya’dan Kahramanmaraş’a alındı. Ölmez, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na tanık sıfatıyla verdiği dört sayfalık yazılı ek ifadede, paralel yapının kendisine tehdit eşliğinde yaptığı teklifi ve Ötüken’i anlattı. İfadesinde, “Para teklifi ve kabul etmediğim takdirde ölüm tehdidi ile yanıma geldiler. Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin ölümüne Başbakan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın neden olduğunu mahkemede anlatmamı istediler” dedi.
ADI ÖZElLİKLE SEÇİLDİ
Yazıcıoğlu’nun ölümünün arkasındaki asıl yapının Ötüken olduğunu anlatan Ölmez, ifadesinin devamında “Bu yapı Vatikan destekli CIA ve MOSSAD ile ortak çalışan çok yönlü bir derin örgüt niteliğindedir. Yapının asıl adı Ötüken’dir. Bu isimlerin konulması tesadüfi değildir. Türklük adına manevi ve tarihi değere sahip bu isimler, okyanus ötesindeki örgüt başıyla ortaklaşa CIA ve MOSSAD’la birlikte Vatikan elçiliğinde konmuştur” dedi.
YAZICIOĞLU’NU SUSTUR 10 MİLYON DOLARI AL
Ergenekon davası kapsamında 22 ay cezaevinde yatan Ölmez, yargılandığı sırada verdiği ifadede; “Yazıcıoğlu’nun ölümü kaza değildir. 2007 yılı sonlarında Çerkez Ali kod adlı kişi ve ABD irtibatlı bir milletvekili, Yazıcıoğlu’nun susturulması için 10 milyon dolar teklif etti” demişti.
DOSYALARIN ALTINDA KALACAKLAR
İfadesinde Yazıcıoğlu’nun ölümünün çok güçlü bir yapı tarafından organize edildiğini, bazı figüranların satın alındığını savunan Ölmez, böylece Başbakan ve Mit Müsteşarı’na iğrenç bir komplo kurulduğunu vurguladı. Ölmez ifadesinde “Benim amacım bu kirli yapıyı ifşa etmektir, bu Türk halkına bir borcumdur ve vicdanımı rahatlatmam ve kul hakkının ödenmesi için bu gereklidir. Bunların kim olduğu ve neye hizmet ettikleri tek tek açığa çıkacak” diye konuştu. Yazıcıoğlu davası başladığında gerçeklerin gün yüzüne çıkacağını belirten Ölmez, “Başbakan Erdoğan ve Hakan Fidan’a iftira atmamızı isteyenler bu davalar başladığında dosyaların altında kalacaktır” dedi. (Akşam)
Eskiden balyoz,ergenekonda asker ayagini sucluyorduk.Inaniyorduk buna,halada inaniyorum.Bugün paralel,ötüken v.s gibi örgütler türedi.Özal öldügünde o dönem pkk yayinlari Özali devlet öldürdü diye yazmislar.Hatta Solingen yanginini bile mit yapti iddalari varmis.Simdi yok Özal öldürülmemis,öyle kasitli yayin yapilmis deniyor ve avrupadaki kürtler,aleviler,demokrat türkler algi yöntemi ile ülkeden koparlmis.Simde paralel,ötüken gibi terör örgütlerine yüklüyoruz bütün suclamalari yada paralel.Yarin yeni bir örgüt cikarilip suclar ona yüklenirse bizde o zaman onlarami inanacagiz.Tipki bugün herseyi unutp,sil bastan yapip ötüken diye bir örgüte yükledigimiz gibi.Demekki bizlerde bütün bildiklerimizi unutmaliyiz ve yeni bastan deyip ötükene bakacagiz.Demekki bizlerde algi yöntemi ile uyutuluyoruz.Tehlikeli durum.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu her gelen geçenin Ergenekon davasıyla irtibatlandırılıp içeri alınmasına tepkiliydi, bu tepkilerini de dile getiriyordu. Birilerini rahatsız etmiş olmalıydı. Kendi deyimiyle tarlası çoktan sürülmüştü, bu tarlanın yeşermesi için senelerce dava açılmadan bekletildi, seçimlerde malzeme olarak kullanıldı, ailesini de kandırarak Sivas’ta icraat peşinde koştular, dava arkadaşı olarak bilinen menfaatperestlerde bu tiyatroda yerlerini almışlardı, Rahmetliyi hançerelemek üzere oluşturulan bu şer ittifakının köpekleri Sivas’ta ikinci bir Madımak-Sivas olaylarını tertiplemek üzere mevzilenmişti, Hay Hak her zaman unuttukları veya görmezden geldikleri, aşağıladıkları milleti, hem de SİVASLILAR ne olacaktı? Hesaplayamadılar, hesaplarını boşa çıkaran O Güç karşısında rezil, kepaze oldular. Evet, Sivas’ta AKP ile BBP sinin oyları başa baş gitseydi, Ahmet Kaya’nın şarkısındaki gibi ‘bir çakmak bir kıvılcım ve bir atom bombası’ gibi ortalığı yakıp, yıktıracaklardı. Emin olun ikinci Madımak-Sivas olaylarını sahneleyeceklerdi. Sivaslılar, Yiğidolar buna fırsat vermedi. Sayın Başbakanımızın ilk seçim konuşmasının Sivas’ta yapmasının ne manaya geldiğini çok iyi gördüler, Muhsin’ine kıyan elleri, o kanlı katilleri görmeseler de biliyorlardı.
Sivaslılar gönlünde hep;
Muhsin’ine Muhsin’ine
Kıyar mı hiç Sivas’ın yiğidosuna
Canım kurban olsun
Sivasın Yiğido Muhsin’ine
bu olduğu müddetçe inandıramayacaksınız, inanmayacak Sivaslı!
Bu cinayetin müsebbibi Haşhaşinlerdir. Emrini de Pensilvanyalı bir zağar verdi, kalemini o kırdırdı, Sivaslı bunu bilir, buna inanır ve bunun böyle olduğunu da son seçimlerde ispatlamıştır.
Paralel yapılanma için çok önemli olan, kaşındığı zaman ortalığın yıkılacağını ümit ettikleri bir provokasyonda böyle geçişti, devamı gelir, ama milletin ileriki yıllarda ki tavrı da bundan farklı olmayacaktır. Tabi tarlası sürülen sadece Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu değil, Sayın Başbakanımız içinde yeşerecek, mahsul alınacak çok tarlaları sürüldü, lakin hiçbirinin yeşermediğini görünce don vurdu, ayaz kesti gibi tabanlarını kolayca kandırabilecekleri argümanlarla ortada soytarı gibi kaldılar. Yakında denizin bitiği Pensilvanya kıyılarının da görüldüğü günler olacaktır.
Hükümet yalakaları sizi… her haberiniz yalan her haberiniz iftira.
Hariçten gazel atmayı bırak, doğrusunu yaz da bizde, millette öğrensin. Hükümete borcum mu var ki yalakalık yapalım.