Medeniyet ve Kültür Araştırmaları Merkezi (MEKAM) yayın organı Muhafazakâr Düşünce dergisi geçen aylarda önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tiyatroların özelleştirilmesi konusunu gündeme getirmesiyle tartışma konusu haline gelen ‘Sanat’ kavramını tarihsel, teorik ve güncel bağlamda bu sayıda tartışmaya açıyor. Konu ile ilgili tartışmalar biraz geride kalmakla birlikte konunun toplumun tüm kesimleri tarafından yeterli derecede tartışıldığını söylemek pek mümkün olduğu söylenemez. Bu düşünceler doğrultusunda Medeniyet ve Kültür Araştırmaları Merkezi’nin (MeKAM) 3 aylık yayın organı Muhafazakâr Düşünce Dergisi Ocak 2013 Sayısı’nda “Muhafazakâr Düşünce ve Sanat” konusunu tekrar tartışmaya açmış. Dergi bu sayısında sanat konusunu kendisi de bir edebiyatçı ve kültür adamı olan Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Prof.Dr. Mustafa İsen’in editörlüğünde birçok akademiysen düşünürün görüş ve analizlerine yer vermiş.
Sanat nedir? Muhafazakâr düşüncede ve sanat arasında nasıl bir ilişki mevcuttur. Sanat muhafazakâr olabilir mi? Sanat ve politika ilişki nasıldır ve/veya nasıl olmalıdır? Ve bu konuda sorulabilecek birçok soru değerli akademisyen, sosyolog, edebiyatçı ve tarihçiler tarafından sorulmuş ve cevapları aranmış. Muhafazakârlık ve Sanat bağlamında hem literatürümüze hem de reel siyasal tartışmalara önemli cevaplar ve katkılar sunacak gibi görünen dergi, sanat konusunda Türkiye’de bir paradigma değişikliğine doğru gittiğimizi bizlere göstermektedir.
Muhafazakâr Düşünce Dergisi Sanat Sayısı’nın içeriği…
Medeniyet ve Kültür Araştırmaları Merkezi (Mekam)’nin yayın organı Muhafazakâr Düşünce Dergisi Sanat Sayısı’nın içeriği konu üzerinde çalışan değerli akademisyenlerce özenle hazırlanmış. Zeyneb Çağlıyan İçener “Ayverdi Ekolünde Muhafazakârlık, Sanat ve Estetik” başlıklı makalesiyle Türkiye’deki mevcut muhafazakârlık ve sanat ilişkisinin tarihsel olarak arka planındaki tartışmaları Ekrem Hakkı Ayverdi ve Samiha Ayverdi’nin fikir ve görüşleri üzerinden ve günümüzdeki tartışmalarla benzerliklerini inceleyerek sunmaya çalışmıştır. Türkiye’deki Eliot uzmanlarından Mustafa Zeki Çıraklı ise “Moderniteye Karşı Modernist Muhafazakârlık: T.S Eliot’un Sanat Anlayışı” başlıklı çalışması Eliot’un sanatsal modernizmi üzerine hazırlanmış olduğu bir makale ile Muhafazakârlık – Sanat konusunda yapılan bu çalışmaya Eliot’un düşünceleri üzerinden katkı sağlamıştır. Eliot’ın gelenekçiliğini, dünün idealize edilmesi ve geçmiş özlemi olarak kullanmadığını dile getiren Çıraklı, Eliot’un geleneğe bağlı olma, dinamizme ve canlılığa işaret ettiğini belirtir. Eliot’a göre, gerçek özgünlük ancak gelenek içinde kalarak ve onu sürdürerek, onu yeniden üreterek mümkün olabilir ve bu bağlamda Çıraklı, Eliot’a göre sanatçının öznel deneyiminin ancak evrenseli yansıtabildiği oranda değer kazanabileceğini belirtmektedir.
Eda Yıldız tarafından tercüme edilen Roger Scruton’a ait “Sentimentalizm’den Gerçek Duyguya” adlı makalede yazar Eliot’un “modern hayat ve anlamı nedir?” sorusuna verdiği cevaplar üzerinden onun politik ve edebiyat ile ilgili düşüncelerini ortaya koyar. Cihan Bozkuş tarafından tercüme edilen “Normların Canlanışı” adlı makalede ise Russell Kirk modern ayıplar yani modern kusurlar üzerine temel alınan kural ve standartlara eğilmektedir. Diğer çalışmada ise Alim Yılmaz “Sanat Bilincinin Dili Olarak Estetik” makalesinde sanat kavramı, sanat eseri ve estetik kavramıyla olan ilişkisi bakımından incelemiş ve eleştiriye tabi tutmuştur. Bu çalışmasında Yılmaz, sanat felsefesinin kavramsal ifadesi olan estetiği, düşünce tarihinin seyri bakımından inceleyip, temel teorik yaklaşımlarla açıklamıştır. Devrim Özkan “Sanat, Karşılıklı Bilgi ve Estetik Yargı” makalesinde toplumsal kültür ile sanat arasındaki güçlü ilişki üzerine durmuştur. Özkan’ın bu çalışması, sanat faaliyetlerinin gerçekleşmesi için “ortak alan”ın önemi ve buna bağlı olarak eşgüdümlü eylem, dil, karşılıklı bilgi, sanat eserleri ve estetik değerin toplumsal kültürle ilişkisini teorik olarak derleyen bir çalışmadır. 20. yüzyılın en etkili edebiyat kuramcılarından olan ve bilim, yaşam ve sanat arasında kurduğu güçlü bağlantılar sayesinde, çağdaş düşüncede pek çok yaklaşıma esin kaynağı oluşturan Mikhail Mikhailoviç Bakhtin’in diyalog prensibi üzerine Yılmaz Yıldırım’ın hazırlamış olduğu makale, üstadın edebiyat ve genel olarak sanatın bilişsel ve etik faaliyetleri tümünü nasıl kuşattığını bizlere gösteren değerli bir çalışma olarak bu sayımızda yerini alıyor.
Hasan Sankır, hem sanat tarihinin yazım sürecinde hem de kadın ve erkek olarak sanatçıların kimliklerini var etme süreci üzerinde etkili olan “toplumsal cinsiyet”in plastik sanat alanında benlik tasarımının oluşundaki etkisini incelemiştir. Plastik sanat alanındaki cinsiyetçi öğelere dikkat çeken Sankır “Plastik Sanat Alanında Benlik ve Toplumsal Cinsiyet” makalesi ile önem arz eden bu husus üzerine bizleri bilgilendirmektedir. Sanat sayısının “Sanatta Meta-Anlatıların Bir Yapıbozumu Olarak Postmodern Müzik” başlıklı makalesinde yazar İslam Can, bu çalışmada postmodernizm tartışmalarından hareketle, postmodernizm ve sanat arasındaki ilişkinin temel önermeleri ekseninde postmodernizm ve müzik arasındaki etkileşim incelemiş ve postmodern müziğin nitelikleri belirlenmeye çalışmıştır. Ve son olarak Doç. Dr. Adem Efe, Mustafa Adlî’nin 1910 yılında Hikmet Gazetesi’nde yazmış olduğu “San’at ve Memûriyet” yazısını günümüz harflerine aktararak yayıma hazırlamıştır.