KARTEL/BARIŞIN GELECEĞİNDEN RAHATSIZ OLANLAR
ERDEM YAVUZ YAZDI
Kartel, aslında bir işletme terimidir, aynı üretimi yapan iki ya da çok sayıda işletmenin anlaşma yaparak oluşturdukları birliktir. Amaçları rekabeti önlemek ve piyasada tekel oluşturarak daha çok kar sağlamaktır. Kartel ismi halk arasında genelde ünlü organize suç gruplarının meslek örgütlenmesi olarak anlaşılır, her iki anlamı da yasalar karşısında suçtur.
İmralı görüşme notlarının sızması sonrası “top sakal çetesi”nin yalnız olmadığı, görüşmeleri sabote etmek isteyen şahısların hiç bir fırsatı kaçırmadıkları ortaya çıktı. “Top sakal çetesi” bir anda kenetlendi hep bir ağızdan aynı sözcüklerle avazları çıktığı kadar bağırmaya başladı; zaten sürekli yaptıkları bir durum olduğu için dikkat çekmedi, ancak kimlerle anlaşma içinde oldukları, medya piyasasında kendi hakimiyetleri altına almak için gizli bir işbirliği içinde oldukları aslında çete değil bir “KARTEL” oldukları anlaşıldı.
KARTEL’in, PKK’dan siyasi partilere, büyük şirketlerden dinleme çetelerine kadar top sakallı ve top sakalsız pek çok şahıstan oluştuğu, verilen hedef doğrultusunda yapamayacakları hiç bir şey olmadığını kamuoyu anlamaya başladı.
Kartel, görüşme notlarının sızmasında fırsatı kaçırmadı Başbakan’a, hükümete, MİT’e karşı içinde biriktirdiği kini bir çırpıda çıkardı, haberi yazan Milliyet muhabiri Namık Durukan’ın İmralı’ya giden heyetin de içinde bulunan BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ile görüştüğünü tespit edilmesi bile kinlerini bitirmedi.
Oslo görüşmelerini basına sızdıran ve “düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışı ile hareket eden bu Kartel, hükümetin kararlı çözüm iradesine rağmen, kamuoyu oluşturulması, sürecin akamete uğraması için basın üzerinden yalan haber ve bilgiler yayarak sürecin taraflarını birbirine düşürmeye, oluşan güven duygusunu bozmaya çalışıyor.
Bu şeytani kooalisyon, barış sürecine kamuoyunun olağanüstü desteğini görünce sessiz ve derinden ilerliyor. Top sakallar kanalıyla vücut bulan bu koalisyonun son oyunu Kanal A/Alper Tan üzerinden sahneye kondu ve Altan Tan’a Öcalan tarafından ağır eleştirilerde bulunduğu şeklinde gerçek dışı iddialarda bulunularak, şahıs kışkırtıldı ve tutanağın yayınlanması için gerekli tahrik sonuç verdi.
“Top sakal Uslu”nun önceden beri, PKK yayınlarını takip ederek, yazılarında sürekli Karayılan, Duran Kalkan gibi üst düzey KCK yöneticilerine atıfta bulunması, özetle PKK’yı PKK’dan daha “obsesif” bir şekilde takip edip, Türk kamuoyuna PKK propagandası yapması, Abdullah Öcalan’ın dikkatini çekmiş olmalı ki, doğruluğu şüpheli “zabıt”ta Uslu’nun adını zikretmiş.
Bunun üzerine Abdullah Öcalan’ı mahkemeye vereceğini belirten “top sakal Uslu”, keşke sözünü tutup mahkemeye verse de, Utah macerası, CIA kontrolündeki Jamestone Vakfı için yaptığı dezenformasyon çalışmalarından sonraki banka hesap hareketleri, telefon, mail gibi görüşme dökümleri FBI’dan istense, mahkeme zabıtlarıyla ortaya çıksa, ABD zabıtları Namık Durukan aracılığıyla, büyük gazetecilik yapılarak Milliyet’te yayınlansa da, KARTEL’in nasıl örgütlü çalıştığı kamuoyu tarafından öğrenilse.
Görevleri, olumsuzlukları kullanmak suretiyle sürecin devam edemeyeceğini ileri sürmek olan Kartel’in unuttuğu nokta şu; bunu geçmişte denediler, başarılı oldular ama artık “top sakal çetesi”nin taktiklerini herkes öğrendi.
Neticede onlar da öğrenecek, süreç bitip PKK silah bıraktığında yeni bir süreç de onlar için başlayacak…
Top sakal çetesi ve mensubu oldukları kartelle ilişkilendirdiğiniz Kanal a ve Alper Tan siz ortalıkta yokken o kartelin oyunlarını deşifre etmekle meşguldü. Kanal a ve Alper Tan’ı kimlerle ilişkilendirdiğinize dikkat etmelisiniz.Ayrıca Alper Tan’ın son yazdığı analize en büyük tepkinin top sakal çetesinin Emrullah’ından geldiğini görememeniz ya da görmek istememeniz ilginç.Ayrıca bu satırları yazarak top sakal çetesi ve mensubu olduğu kartelle hedef birliği içine girmiş olduğunuzu da ifade etmek isterim.