MEDYAGUNDEM.COM- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin “Kobani’ye yardım için işbirliği içindeyiz” açıklamasını hatırlatarak, “Biz de peşmerge güçlerinin Kobani’ye geçişine destek için yardımcı oluyoruz. Bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor” dedi. Böylece Türkiye Peşmerge’nin Türkiye topraklarını kullanarak Kobani’ye girmesine izin verdi.
Türkiye’nin Peşmerge güçlerinin Kobani’ye geçişine desteği yine Ak Parti düşmanı gazeteci sürüsü tarafından cehalet dolu yorumlarla kara propaganda malzemesi yapıldı.
Ama skandal yoruma sözde diplomasi ve Ortadoğu uzmanı Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş imza attı.
Aydıntaşbaş Twitter’da “peşmerge” için “terör örgütü” demekle kalmadı, Türkiye terör örgütüne silah desteği vermiş gibi skandal bir yorum yaptı.
Oysa Türkiye PYD’yi PKK ile bir görüp, PYD’ye destek konusunda hassasiyet gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu hassasiyeti “Bizim için PKK da PYD de eştir” sözleriyle göstermişti. Yani Türkiye peşmerge ile zaten işbirliği içinde.
Aydıntaşbaş da Ak Parti ve Erdoğan düşmanlığıyla gözü öylesine kör olmuş ki, peşmergeye verilen desteği PYD gibi algıladı.
Aydıntaşbaş ayrıca Türkiye sanki Kobani’nin düşmesini istiyormuş da bu yüzden peşmergeye yardım etmiyormuş gibi bir algı operasyonuna da imza atttı.
Milliyet’in Bilderbergci yazarı sosyal medyada da alay konusu yapıldı.
Tipik bir “Kızıl Devrimci” refleksi.,
Aslı A., Ece T.,Ceyda K.,Banu G.,Cengiz Ç.,Hasan C.,Altan biraderler,Şahin A.,Can D.,C.Özdemir ve daha ismini saymayacağım niceleri gibi.,”Çağ dışı” iki muhalefet partimizin başkanları,MV’leri ve sempatizanlarının büyük bir bölümü gibi,nicelerinin “Ütopik fantezi”sidir bu…
Pkk,kck,pyd,hdp,bdp vs.,vs. ve diğer (Allah’a uzak) unsurlar birleşecekler,”Kızıl Devrim”i gerçekleştirecekler.,Başta Türkiye olmak üzere; Suriye ve Irak’tan gasp ettikleri topraklar üzerinde,”Büyük Sosyalist Halklar Birliği”ni kuracaklar…Büyük rüyaları bu..!
(Bu denklemde niye İran yok acaba? Sahi,bir PJAK vardı,ne oldu bilen var mı?)
Dünyada 5-6 ülke dışında,(onlarda da uygulanan sosyalizm değil,düpedüz faşizmdir.) hiçbir ülkenin itibar etmediği,insan fıtratına ters bir ideolojiyi hayata geçirecekler güya…
Bu yolda karşılarına çıkan en büyük engel ise,Türk Müslümanları’dır.1968’den beri,bu sorunu çözemediler.Bu uğurda ne denemeler yapıldı,ne canlara kıyıldı,ne büyük zararlar verildi ülkeye…Bilenler biliyor,bilmeyenler de,Gezi’yi unutmamışlardır sanırım.
Hâlâ gezinin “Çevre Duyarlılığı” nedeniyle yapıldığını sanan varsa,hâlâ ne olup bittiğini anlayamayan,olayları başlatan işaret fişeğinin,E.Kürkçü’nün 31 mayıs TBMM konuşmasında ateşlendiğini,Sırrı’nın gezideki rolünü kavrayamayanlar varsa; “Ben Türkiye’den haberdarım.” demesin.
Tıpkı,bundan önce yapılan çağrılar gibi; Selocan’ın 7 Ekim çağrısının altında yatan ana neden de,”Topyekûn isyan” ile “Kızıl Devrim” in gerçekleşmesi arzusudur.
Yoksa, ne Aslı’nın,ne Selo’nun, ne de diğerlerinin umurunda değildir kürtler..! “Böyle bir devrimden ne çıkarları olabilir ki?” diye soracak olanlara; “İslâmsız,kendi ideolojileriyle yönettikleri bir Türkiye ve çevresinde de İslâmdan arındırılmış bir devlet,ya da federasyon ” yeterli bir çıkar değil mi? desem,abartmış mı olurum?