Cumhurbaşkanı Erdoğan İbn Haldun Üniversitesi’nin açılışında konuştu. Erdoğan, “Türkiye’nin son 14 yılı tarih ve bilim düşmanı çevrelerle mücadele etmekle geçmiştir. Devlet ve siyaset hayatımıza nüfus etmiş vesayet odaklarını hamd olsun bertaraf ettik. İnsanımızı makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağılayanların devrine son verdik.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İbn Haldun Üniversitesi’nde açıklama yaptı
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları;
Üniversitemizin öğrencilerinin büyük bir bölümünün yabancı ülkelerden olması memnuniyet vericidir.
”Önümüzdeki senlerden itibaren yapılan hazırlıkların meyvelerini inanıyorum ki toplayacaksınız.
İnşallah, diğer üniversitelere verdiğimiz gibi buraya da destek vereceğiz.
Bir önemli açılış da İbn Haldun Sempozyumudur. Dünyanın dört bir köşesinden sempozyuma iştirak eden misafirlerimize hoş geldiniz diyorum.”
‘BİLİNÇLİ ŞEKİLDE ENGELLEDİLER’Sadece ABD’de değil, Türkiye’de de İbn Haldun’un katkısı bilinçli bir şekilde engellenmiştir.
Muhammed İkbal, Mukaddime’nin kaynağını Kur’an’dan aldığını söyler. İbn Haldun’un eserlerine işlediği fikirler kimi batılı ve batıcı aydınları rahatsız etmiştir. Batıya ezik kendi müktesebatına karşı nobran bu kesime hala rastlıyoruz.
Nasıl kökleriyle bağı kopan çınar kurarsa, köklerini unutan millet de kurur. Geçmişi yok sayarak geleceğe yürüyemez. Bu millete ne yaptıysa bu topraktan çıkmış baskıcı jakobenler yapmıştır.”
Medeniyet birikimi ile bağlarını koparan bir ülke fikren kuraklığa mahkum olur. Türkiye’nin son 14 yılı tarih ve bilim düşmanı çevrelerle mücadele etmekle geçmiştir. Devlet ve siyaset hayatımıza nüfus etmiş vesayet odaklarını hamd olsun bertaraf ettik. İnsanımızı makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağılayanların devrine son verdik. Kültür, sanat, ilim hayatımızı da bu kesimlerin tasallutundan kurtarmak için gayret sarf ettik. Hamd olsun iş bitti, şu anda çok daha farklı bir yerdeyiz. Şu anda kökleriyle bağlarını koparmadan geleceğe yürüyen, medeniyet değerleriyle barışık akademisyenlere sahibiz. Müktesebatımızı yok saymak yerine onu bugüne taşıyan hocalarımız var. Kapıdan içeriye alınmayan gözü yaşlı öğrenciler artık bulunmuyor.
ŞİİR OKUDU DİYE İÇERİ ATILAN BİR CUMHURBAŞKANI VARHer geçen gün daha özgür, daha özgün bir üniversiteye doğru yol alıyoruz. Yeni Türkiye’nin aydınlığı varlığını karanlığa borçlu olanları rahatsız ediyor. Bu hazımsızlıklarını da her fırsatta dile getiriyorlar. Katsayı zulmünün üniversiteleri kasıp kavurduğu o meşum günlerde sesi çıkmayanlar bugün sabah akşam bizi eleştiriyorlar. Varsın eleştirsinler, biz yolumuza devam ediyoruz. Kendi ideolojilerinden başka hayat hakkı tanımayanlar bugün şahsımızı, devletimizi hedef alıyorlar. Biz sizleri biliyoruz. Siz kendi düşüncenizdeki bilim adamlarınıza bile hayat hakkı tanımadınız. Düne kadar yasakçılığı savunanlar bugün demokrasi numarasıyla kendisini parçalıyor. Kimse kimseyi kandırmasın. Biz bunların cemazüyelevvellerini gayet iyi biliyoruz. Bunların bize insan hak ve özgürlükler dersi vermesi komik kaçıyor. Devletin kendi kitaplarında olan bir şiiri okudum diye içeri atılan bir Cumhurbaşkanı var bu ülkede, kimi aldatıyorsunuz.
ONLARA GELİNCE HAK BİZE GELİNCE HAKSIZLIK ÖYLE Mİ?
Hiçbir medeni devlet terör şebekelerinin üniversite yuvalanmasına izin vermez. Silah, molotof ve şiddet asla hak aramanın aracı olamaz. Daha yeni Fransa’da. Yeni Cumhurbaşkanı kendi aleyhine hakaret içeren bir yayın yaptı diye bir gazeteciyi hemen içeri aldılar. Onlara oldu mu hak, Türkiye’de yargı böyle bir şey yaptığı zaman haksızlık. Terör örgütüne methiyeler düzmenin fikir hürriyetiyle alakası yok. Bizde akademik özgürlük kılıfı altında terör örgütünün propaganda makinesinin işletilmesine kusura bakmasınlar göz yumamayız. Teröre hizmet etmediği sürece her türlü fikrin ifadesine bir şey demeyiz.
NE İLMİN KAYNAĞI NE DE ALİMİN KAYNAĞI İLE SORUNUMUZ OLDU
Gelenekli yenilikçilik kavramını çok önemli buluyorum. İbn-i Haldun tarihin bir ilim olduğunu, geçmişi bilmekle insanların hâli değerlendirebileceklerini söylüyor. Aynı şekilde bu büyük âlim bir milletin geleceği de geçmişine aynen benzer diyor. Biz de bu anlayışla diyoruz ki, işte geleceğin Türkiyesini ancak özgüveni yüksek, kendi medeniyet değerleriyle barışık, potansiyelinin farkında bir nesil inşa edelim. Karşımdaki nesli ben inşa ve ihya hareketinin mimarları olarak görüyorum. Ne Batı’yı bilen ne de Doğu’yu özümsemiz parçalanmış karakterlerle değil kültürünü bilen kuşaklarla yolumuza devam ederiz. Bizim ne ilmin kaynağı ne alimin kimliği ile sorunumuz oldu. Sevgili Peygamberimiz ilmin kadın ve erkeğe farz olduğunu buyuruyor.
GÖZÜNÜZE MEDİNE SÜRMESİNİ ÇEKERTİĞİNİZDE KAYBOLMAZSINIZ
Batı’da öğretim gören Muhammed İkbal “Avrupa’nın ilmi gözümü almadı, kamaştırmadı, çünkü ben gözüme Medine’nin sürmesini çekmiştim” diyor. Pergelin sabit ucunu buraya kilitlediğinizde dünyanın neresinde olursanız olun yolunuzu şaşırmazsınız. Gözünüze Medine’nin sürmesini çektiğinizde kendinizi kaybetmezsiniz. Hele hele pusulunazı fahri kainat efendimizin yoluna ayarladığınızda hedefe mutlaka varırsınız.