Millet Başbakanı için haykırdı: Tayyip’e uzanan eller kırılır

Başbakan Erdoğan’ı İstanbul Atatürk Havalimanı’nda onbinlerce vatandaş karşıladı.

Havalimanının VIP Salonu’nun bulunduğu otoparka, vatandaşların toplanabilmesi için araç alınmadı. Dedektör köpeklerle yapılan aramanın ardından vatandaşların da alana girişleri sağlanıyor. Bu arada, VIP Salonu’nun bulunduğu alana dev ekran da konuldu.

Katılımcılar, Türk bayrakları ve AK Parti flamalarının yanı sıra “Kıblesi Kabe olanın dilinde beddua olmaz”, “Yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesi”, “Beddua out, dua in”, “Paralel devlete hayır”, “Seni Allah için seviyoruz reis”, “Yeni Türkiye’ye Erdoğan’la yürüyoruz”, “İstiklal millettindir, gazetelerin değil”, “Dikleşmeden dik duran lider” şeklinde pankartlar taşıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya’da yaptığı konuşmanın ardından İstanbul’a geçti. Başbakan’ı Atatarük Havalimanı’nda coşkulu bir kalabalık karşıladı. Emine Erdoğan’ın kalabalığın sevgisi karşısında gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

Erdoğan konuşurken “Tayyip’e uzanan eller kırılır” diye haykırdı.

İŞTE ERDOĞAN’IN KONUŞMASI

ONLARA GÖNÜL VERENLERE SÖZÜMÜZ OLAMAZ

– Kardeşlerim biz bir şeye bakacağız. Her şeyden önce bir meşrebi, bir mizacı, bir oluşumu istismar edenlere sözümüz var. Asla oraya gönül verenlere bizim sözümüz olamaz.

– Kardeşlerim Türkiye farklı bir dönemi yaşıyor, bir değişimi dönüşümü yaşıyor. 11 yıldır bizim böyle bir sıçrama yaşamamızı beklemeyenler oyunları bozulunca maalesef çok farklı yöntemlere başvurdular. Çünkü bu olay ulusal bir olay değildir, uluslararası bir boyutu vardır. Ama ne yazık ki ulusal alanda da taşeronlar vardır.

– Biz isterdik ki aynı istikamete doğrulan insanlar birbirini vurmasın. Biz elele omuz omuza vermeye mecburuz, zira bniz neyin kavgasını yapıyoruz, bizim tek mücadelemiz var. nedir o mücadele: önce insan sonra devlet. biz bunu başardık

– Devleti önceleyen değil insanı önceleyen bir zihniyeti gerçekleştirdik. Ve şimdi hamdolsun bu düşünceyi savunan yüzbinlerle bu buluşmayı gerçekleştirdik.

YOLSUZLUK OPERASYONU DİYENLERİN KENDİSİ YOLSUZLUĞUN İÇİNDE

– Ben size  söyledim: Bu millete hizmetkar olmaya geldik. Dikkat edin adını da koydular: yolsuzluk operasyonu koydular. Kardeşlerim bunun adını yolsuzluk operasyonu koyanların kendisi yolsuzluğun tam içinde olan kişilerdir.

BİZ DAMDAN DÜŞEREK GELMEDİK

– Ben bunların içinde oldum. Neyin ne olduğunu bilerek geldik. Biz atamayla geldik. Damdan düşerek gelmedik. egemenlik yargının değildir. Yürütmenin değildir. egemenlik milletindir. milletin

– Fakat milletin elinden egemenliği alan yargı bunun hesabını vermelidir. Şimdi soruyorum Bu milletye gönül veren bu milete hizmetkar olan insanlar allah aşkına derme çatma akla hayale gelmez şeyler için hazırlanan dosyalar için

“BU ADAM” O DOSYALARI BASINA SIZDIRIYOR

Şimdi ne diyorlar konuşmayacaksın. Silivri’nin kapısına gelenlere bu lafı söyleyemiyorsunuz. Dün İstanbul Başsavcısının yaptığı açıklama çok manidardır. Adeta suçüstü yapmıştır. Kendisinden dosyaları istiyor. Gizlilik kararı olan dosyaları bu zat, bu adam göndermediği gibi basına sızdırıyor.

YANDAŞ MEDYA DA İÇİNDE

– Medyanın hangi odakta olduğunu biliyoruz. Bunların içinde yandaş medya da var, sermaye medyası da var. Vakti geldiğinde onları da açıklayacağım.

– Yargı konuşuyor: burası bir hukuk devleti. Peki. burası bi hukuk devletiyse. Kardeşerim yargı diyor ki savcılar hakimler onlar herhangi bir eleştiriye filan tabi tutulamaz ne demek o ne demek o yani sen gizlilik kaydı olan evrakı medyaya sızdıracaksın senden başsavcı savcı vekili dosyayı isteyecek dosyayı getirmeyeceksin bunlara karşı konuşmayacaksın. ben konuşuyorum!

ve bu savcı kendisinden dosya istendiği zaman istanbul adliyesinin önünde üniversite yıllarımızın o marjinal grupları gibi basın bildirisi dağıtabiliyorsa ben konuşuyorum.

BÖYLE SAVCI GÖRDÜNÜZ MÜ?

siz böyle savcı gördünüz mü? niye acaba gizli dosya gizlilik kaydıyla anılıyor.

100 MİLYAR DOLAR ZARARI İSPATLAMAK ZORUNDALAR

Biz insanın suçluluğu tespit edilmediği sürece siz bir insana suçlu damgası vuramazsınız. Basına veriyorsunuz, basın da bu insanları hemen damgalıyor. 100 milyar dolar devlet zarar uğratılmış. Ya sen ya hesap bilmiyorsun ya da bu dünyadan haberin yok. Savcı iddiasını ispatla mükelleftir. O zaman bu iddianızı ispat edeceksiniz. Etmezseniz müfterisiniz. Çünkü bu iktidar bugüne kadar tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedi, yedirtmedi.

YOLSUZLUKLARIN İKTİDARI OLSAYDIK BUNLARI YAPABİLİR MİYDİK?

Eğer bu iktidar yolsuzlukların iktidarı olsaydı milli geliri iki yüz milyardan sekiz yüz milyara çıkarabilir miydi IMF’e olan borcu sıfırlamak suretiyle bu günlere gelebilir miydi kalkıp merkez bankası gibi bir bankamızı 27.5 milyar dolar gibi bir döviz rezerviyle alıp 136 milyar dolara çıkarabilir miydi?

– Bu iktidar yolsuzlukların iktidarı olsaydı 26 tane havalimanıyla aldık 52 tane havalimanını nasıl inşa ederdik?

– Bu yüksek hızlı tren yapılabilir miydi?

– Bitmedi 225 bin derslik yaptık. Neredeyse Cumhuriyet tarihindeki dersliklerin sayısı kadar. Bütün yavrularımıza ücretsiz kitap dağıtıyoruz. Bunu yapabilir miydik? Bizden önceki iktidarlar acaba yapabilir miydi? Biz neden yaptık. Bakın minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bunlar şu an çaldıkları veya çalmak istedikleri minarenin kılıfını hazırladılar hazırlıyorlar. Bunlarda her yol mübah. Ailelerin mahremine girecek kadar haysiyetsizler.

Ve şu an, ana muhalefetin başındaki zat, genel müdür, yolsuzluklardan bahsediyor. Yolsuzluk arıyorsan o sende. Sen SGK’nın genel müdürüyken yaptığın yolsuzluklar ortada. Rahşan affıyla geldin.

SARIGÜL GÖNDERMESİ

Ayrıca sen Sayın Baykal’ı bir kasetle götrürdün. O kaset olmasaydı sen olmayacaktın. Sayın Baykal’ın yanındayken sen CHP’nin ihraç ettiği bir kişiyi, kim oldduğunu biliyorsunuz, sen kalkıyordun orada raflardan onun yolsuzluk klasörünün önünde boy boy resimler veriyordun. Yahu sen, noldu sana ki bu kadar dürüst adamsın, o yolsuzluk klasörü önünde poz veren sen onu temizlemek için  İstanbul’a aday yapıyorsun?

Yasalarda illa parlamento içinden bakan yapılır diye yasa mı var sen yasaları da blmiyorsun önce öğren de gel. Parlamento içinden de yapar dışından  da. Önemli olan ehliyet. Hesabını yapar, kim yapar kiminle bu işi daha iyi götürebilir bunu da sayın cumhurbaşkanına sunar. Ama o bunu da bilmeyecek, partisinden kovduğu adamı tekrar alabilecek kadar karnı geniş.

BEDDUA EDENLERE GÖNDERME

Ben sizden bir şey istiyorum. şurada 90 günümüz var. 30 mart yeni bir milattır. yeni türkiyeyi kurmaya inşa etmeye yeni milattır. bunu yapmaya hazır mıyız? Kapı kapı dolaşıp bildiklerimizi anlatmaya hazır mıyız? Ama durmayacağız ha. Biz birilerinin konuştuğu gibi konuşmayacağız. Biz yumuşak dil ile konuşacağız. Beddualarla konuşmayacağız. Çünkü bir müslüman bir müslümana beddua edemez. müslüman o kimsedir ki diğer müslümanlar onun elinden ve dilinden emindir salimdir . Dolayısıyla biz bu oyuna da gelmeyeceğiz. Bedduaya lanet duaya davet diyorum buna bakacağız. 

GEZİ’DE DE ÇOK ŞEY KAYBETTİRDİLER ŞİMDİ DE

Kardeşlerim Gezi’de ülkeye çok şey kaybettirdiler. Şimdi de bununla çok şey kaybettiriyorlar, faizler, borsa ortada bu oyunu bu tezgahı kuranlar bunun hesabını nasıl verecekler.

DERSHANELERİ BOYKOT ÇAĞRISI

HEPSİ DERSHANE OLAYININ DEVAMI

Bak konuşmadık konuşmadık konuşmadık dershaneler diye bir olay başlattılar oradan  buraya getirdiler. Şu olaylar bu dershane olayının devamıdır bilesiniz.

Ben de bu hükümete ak partiye gönül verenlere sesleniyorum siz de gelin devletin okulları bize yeter deyin. Tavrınızı koyun.

Çünkü biz bu yola çok başka düşüncelerle ortaya çıktık niyetimiz halis dedik böyle yürüdük inşallah hizmetkarlığımız devam edecek, hanım kardeşlerim gençler kapı kapı dolaşmalı anlatmalı. İnşallah kolaylaştırıcı olacağız zorlaştırıcı olmayacğız  yumuşak dille anlatacağız

İHANET EDENLERİ KAPI ÖNÜNE KOYARIZ

Kardeşlerim inşallah yeni kabinemizle, on arkadaşımız biliyorsunuz değişti, şu ana kadar bizimle görev yapan eski arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Bunlar ne derse desin ben hiçbirine inanmıyorum bu yolda birlikte yürüdük bu günlere geldik. Bizimle bu yola çıkıp da kusura bakmasınlar yolculuk esnasında bize ihanet edenlere de biz hala beraber yürüyelim demeyiz. Onları da kapının kenarına koyarız.

Bakanlıktan alınana kadar her şey güzel cici bakanlıktan ayrıldıktan sonra bakıyorsunuz “ben filanca bakanı beğenmedim…” Senin böyle bir hakkın mı var ya? Önce haddini bil. Kardeşlerim hiç önemli değil. Şimdi biz kararlılığımızı ortaya koyalım.