Abdullah Gül Parti Kurar mı?
Metropol Araştırma Şirketinin yaptığı Cumhurbaşkanlığı anketinden çıkan “%51 Gül, %23 Erdoğan”sonucunu Ahmet Altan ve Taraf gazetesinin dışında hiç kimse ciddiye almadı sanıyordum.
Dün, Aydınlık da bu anketin üzerine atlayarak Taraf’ı yalnız bırakmadı…
Anket, Taraf ile Aydınlık gazetesini Erdoğan düşmanlığı noktasında buluşturdu.
Ben anketten çok, anketi hazırlayan ve kamuoyu ile paylaşan Prof. Özer Sencar’a takıldım.
Dün bir okur, Sencar’ın sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımları hatırlattı. Ardından medyagundem.com da bunları haber yaptı.
Özer Sencar’ın Twitter’dan yazdıklarını okuyunca, kamuoyunun bu anketi ciddiye almamakta ne kadar haklı olduğunu anladım.
Anket, 14-19 Eylül tarihleri arasında yapılmış. Özer Sencar ise, 5 Eylül tarihinde cemaate yakınlığı ile bilinen Faruk Mercan’a Twitter üzerinden gönderdiği mesajda “Daha önce oy veren bazı seçmenlerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a oy vermeyeceğini” söylüyor.
Yani anketin sonuçlarını 10 gün önceden tahmin etmiş.
Özer Sencar, Twitter üzerinden paylaştığı köşe yazılarının önemli bir kısmı “AK Parti’nin kan kaybetmesi ve Abdullah Gül’ün yıldızının parlaması” üzerine…
Twitter yorumlardan anlıyorsunuz ki Özer Sencar, dershanelerin kapatılmasından da çok rahatsız.
Cemaatin yazarlarına yakınlığı da dikkatlerden kaçmıyor.
Anlayacağımız, anketi hazırlayan Özer Sencar, anketin güvenilirliğine gölge düşürecek o yorumları silmeyi ihmal etmiş.
Şimdi biz bu ankete nasıl güvenelim?
Bu tartışmalı anketi, inandırıcılığını kaybetmiş Taraf gazetesine vererek bir de taktik hatası yapıyor.
Metropol’ün, Özer Sencar’ın ya da Taraf gazetesinin niyeti nedir bilmiyorum. Ama kamuoyu bu anketi Cumhurbaşkanı’na “Ne duruyorsun harekete geçsene” mesajı olarak yorumladı.
Peki Abdullah Gül harekete geçer mi?
Ya da şöyle soralım; Abdullah Gül’ün önderliğindeki bir grup AK Partili yeni bir parti kurabilir mi?
AK Parti’de 3 dönemini dolduran milletvekillerinden bazıları, başka bir çatı altında yeniden seçmenin karşısına çıkabilir mi?
73 milletvekili 3. dönemini tamamladığı için parti tüzüğü gereği 2015 seçimlerinde milletvekili adayı olamayacak. Bu 73 kişinin içinde başka bir partiden aday olarak yeniden miclise girmenin hayallerini kuranlar vardır mutlaka…
Ancak Numan Kurtulmuş ve Abdullatif Şener’in kurdukları siyasi partilerin yaşadığı hezimet, onların da heveslerini kursaklarında bırakıyordur.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gelince.
“Benim adayım kardeşim Abdullah Gül’dür” diyerek kendisine Çankaya yolunu açan Erdoğan’a karşı böyle bir organizasyonun içinde olabileceğine ihtimal vermiyorum.
Gül’ün danışmanları da, seçmen tarafından bunun en kibar bir ifadeyle “vefasızlık” olarak algılanacağının farkındadır.
Peki Gülen cemaati, AK Parti’nin karşısına çıkacak böyle bir siyasi partiye destek verir mi?
Siyasi tartışmaların dışında kalan, hizmetin başarıya ulaşması için gecesini gündüzüne katan eğitim gönüllülerini tenzih ederek şunu söyleyebilirim. Siyasete yön vermeye çalışmaktan hizmet etmeye vakit bulamamış birçok ismin, Erdoğan’ı devireceğine emin oldukları bir siyasi oluşuma hiç düşünmeden destek vereceklerinden eminim.
Ancak cemaatler riski sevmez. Gülen cemaati gibi, gücü Türkiye sınırlarını aşmış bir hareketin yeni maceralara atılma lüksü yoktur. Hocaefendi’nin de hizmete zarar verecek böyle bir harekete izin vereceğini zannetmiyorum.
Özetle; Erdoğan ile cemaat arasındaki zımni ittifakın en azından 2015 seçimlerine kadar süreceğini tahmin ediyorum.
Başta sorduğumuz “AK Parti bölünür mü” sorusuna geri dönelim. Kimse boşuna heveslenmesin. 2015 yılına kadar ufukta böyle bir ihtimal görünmüyor.
İSA TATLICAN/MİLAT
