Anlat aslanım anlat, heyecanlı oluyor!…
Senin için en son şöyle demiştim Ahmet Altan;
‘Ulan..,’ diyorum bazen, ne olurdu sanki şu askerler daha çok darbe planı yapsalardı!.. Sen de o belgeleri yayınlamakla.., darbecilere karşı mücadele etmekle meşgul olsaydın da, bu günlerini görmeseydik keşke aslanım!…”
Ama gördük işte!..
Dün, Pegasus’un üzerinde kötülerle savaşan Bellerophontes gibiydin..,
Bugün ise Don Kişot olmuş, ‘canavar gördüm’ diyerek yel değirmenine saldırıyorsun!…
***
Sadece biz değil, Orhan Miroğlu da görmüş ve hatta yaşamış bazı gerçekleri…
Miroğlu diyor ki;
“Ben bugünkü Taraf’ın, yazmaya başladığım Taraf olduğu kanaatinde değilim.Taraf’ın benim için miadı doldu…”
Evet, bizim için de miadın doldu Ahmet Altan…
Halkın vicdanı olmak yerine Başbakan’a ve hükümete giydirip egolarını tatmin etme yolunu seçtin…
Şahsi meselelerine ve takıntılarına mahkum oldun ve bu yüzden ‘aykırı düşünen ama makulü bulan aydın’ diye bildiğimiz o kimliğin yerlerde süründü…
***
Zaman zaman ‘acaba Ahmet Altan’a haksızlık mı ediliyor?..’ diye düşündüğüm anlar oldu…
Lakin Orhan Miroğlu’nun açıklamalarından sonra hiç bir şüphe kalmadı kafamda…
Miroğlu bir müddet önce Ahmet Altan’ın Erdoğan Sendromu hastalığına düçar olduğuna dair bir yazı kaleme almıştı.. ( bundan yaklaşık 1 ay önce )
O yazıda; Ahmet Altan’ın yazılarına anlam veremediğinden, bazı eleştirilerinin insafla bağdaşmadığından ve kendisini tekrarladığından söz etmişti.. Makul ve seviyeli bir eleştiriydi…
Ve o yazıya (haddini aşarak!) şunu da ilave etmişti Miroğlu;
“Eğer bu irade olmasaydı.., bu irade, ülkenin en devrimci dinamiği olan İslami kesimle buluşmasaydı, bu buluşmaya güven duymasaydık, sahip olduğumuz bu düşüncelerle, hiçbirimiz bu ülkede kalmayı sürdüremezdik…”
İşte bu yazıdan sonra olanlar olmuş!…
Olanları da şöyle anlatıyor Miroğlu;
“Taraf’ın bir formatı var, o gün yazı yazan tüm yazarların, isimleri ve yazılarının başlıkları birinci sayfada yer alıyor. Ondan sonra benim yazılarım, 1-1,5 aydır hiçbir yazım orada kullanılmadı..”
Daha sonra ‘yazıları kısalt’ baskısı günbegün artmış..
Son olarak da geçtiğimiz Pazar gönderdiği ‘Vur kendini dağlara..’ başlıklı yazısı gazetede yer almamış…
Bu arada Taraf da ‘biz sansürlemedik, yazı uzundu gazeteye koymadık..’ diyerek pek inandırıcı olmayan bir açıklama yaptı…
‘Uzundu, kısaydı, koydun, koymadın..’ tartışması bir yana.., Şurası bir gerçek ki, Taraf, Miroğlu’na tam saha pres uygulamış!…
Vah Ahmet Altan vay!…
Her daim Erdoğan’ı diktatör olmakla suçluyor, despotizmden yakınıyordun..
Hey gidi aslan parçası hey!…
Sen ki, haddinden fazla özgürlükçüsün!…
Sen su katılmamış safi demokratsın!…
Sen ki, hoşgörünün feriştahısın!…
Sen ki, liberalin dibisin!…
Ama Erdoğan çok diktatör!
Öyle mi?..
Anlat aslanım anlat.., heyecanlı oluyor!…
HİKMET GENÇ/STAR