Medyadaki çapsızları canlı yayında böyle rezil ettiler!

Melih Altınok: Bunlar oyun oynuyorlar. Gerçekleri bilerek çarpıtıyorlar. Ciddi bir propaganda savaşı var. Mesela Aydınlık Gazetesi.. “AKP silahıyla 80 Türk rehin” manşetini atmışlar. Şimdi bunun Ahmet Hakan’ın yazısından hiçbir farkı yok. Bunlar çapsız oldukları için, hiçbirşeyin kaygısını gütmedikleri için dangır dangır yalan söylüyor bu gazeteler.. Ahmet Hakan daha üsturuplu yazmaya çalşıyor ama gelip dayandığı nokta bu..

Melih Altınok: Mesela yine onun simetrisinde yer alan Milliyet Gazetesinden Mehmet Tezkan.. O da ‘IŞİD’imiz oldu’ başlıklı yazısında diyor ki, “Afganistan sınırımıza taşındı diyebiliriz (Bu arada bu yazıyı herhalde tüm gazetelere faksla geçmişler.. Hepsi aynı cümleyi kullanıyor) Esat gitsin de ne olursa olsun politikası izleyen Ankara’nın mezhepçi politikaları buna yol açtı” Bu söylediğiniz şeyi politik örneklerle de desteklemelisiniz. ‘Bu oldu ki AK Parti de bunu yaptı’ gibi… Mezheple ilgili politikalarından dolayı bunların olduğunu söylüyorsunuz ama bu sadece sizin İslamofobik duruşunuzdan kaynaklanan bir tespit.. Aynısını Eyüp Can Radikal’de söylemiş:  “Afganistan yanı başımızda. ‘Şu anda teorik tartışmaya girme. Suriye’de pandoranın kutusunu açarak başımıza ne belalar açtığımızı sorgulama zamanı değil’ diyenlere katılmıyorum çünkü bunun sorumluluğu AK Parti’dedir” 

Murat Çiçek: Suriye’de pandoranın kutusunu biz mi açmışız?

Melih Altınok: Tabi ki! Bilmiyor muydun? 150 bin insanı kim öldürdü?

Murat Çiçek: Arap Baharını da biz başlattık yani?

Melih Altınok: Herhalde.. 150 bin Suriyeli insanı öldüren, milyonlarcasını göçe zorlayan kimdi?

Murat Çiçek: Dolayısıyla Tunus’taki ilk isyan ateşini yakan kişiyi de biz yaktırdık?

Melih Altınok: AK Parti Bağcılar teşkilatına üyeydi o arkadaş da..

Melih Altınok: Buna bir de hakikaten aksiyon muamelesi çekerek giriyor. ‘Ortadoğu bataklığı’ denilen birşey var ya bu terminoloji çok kullanılıyor. Bir kere oranın adı Ortadoğu değil. Ön Asya da değil, bunlar emperyalistlerin verdiği isimler. İkincisi, ‘bataklık’ dedikleri o yerde onlaar göre ‘Pis Araplar’ yaşıyor. Elleriyle yemek yiyen, elleriyle devrim yapan, bizim bulaşmamamız gereken, Atatürkümüzün(!) ‘Yurtta sulh Cihanda sulh’ politikası gereği (O da şu demek.. Pis araplar ne yaparsa yapsın biz kendi içimizde takılalım) biz karışmayalım dediler. Davutoğlu’na karışma gerekçeleri bu. “Pis Araplarla niye uğraşıyoruz, pis Musul’da niye uğraşıyoruz, pis Irak’ta vs… Al işte girdik bataklığa sonu da bu” diyorlar.. Yahu arkadaş orada da on binlerce, yüz binlerce Türkiye vatandaşı var, Kürt vatandaşlar var.. Hepsi bizim soydaşımız.

Melih Altınok: Biz küresel bir güç olmaya çalışan bir ülkeyiz, binlerce kilometre sınırımız var. Burda biz tabi ki tedbir alacağız.. Tabi ki var olacağız. Amerika’nın dünyanın en kritik noktalarında konsoloslukları var, orduları var  ama İran’da Amerika konsolosluğu işgal edilmişti. Siz komşuluk faaliyetlerimizin olduğu bir yerde konsolosluk açmamamız gerektiğini mi söylüyorsunuz? Ama bunların altında yatan temel sebep belli. Hepiniz İslamofobiksiniz!