Final Şam’da
Yaklaşık bir ay önce Afganistan’da ilginç bir olay yaşandı.
Amerikan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, çok önem verdikleri bir hava üssüne iniş yaptı.
Ekibiyle birlikte önemli temaslarda bulunacak olan Dempsey, toplantı salonuna geçerken büyük bir patlama oldu.
Üste kırmızı alarm durumuna geçildi. Büyük panik yaşandı.
Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken gerçek ortaya çıktı.
BİR GÜÇ Dempsey’nin geldiği uçağı havaya uçurmuştu! Roketli saldırının arkasında kimin olduğu bilinemedi. “TALİBAN” denilip geçildi. Türk askerinin sokakta elini kolunu sallayıp dolaştığı bölgede, ABD ordusunun BİR NUMARASI hedef olabiliyordu! Bir güç“kendinizi büyük zannetmeyin. En ummadığınız yerde canınızı yakarız” mesajı veriyordu.
Başka bir uçakla Üs’ten ayrılmak zorunda kalan Dempsey, sonraki günlerde Londra’ya geçti. Orada daha önce hiç yapmadığı ilginç bir çıkışa imza attı. Obama’yı Türk komutanların sözünden çıkmamakla suçlayan Dempsey, “Türkiye, NATO olmadan parmağını kımıldatmak istemiyor. Tek başlarına güvenli bölge oluşturma gibi niyetleri yok. Bizim de bu projeye katkı verecek gücümüz yok” diyerek SAF DEĞİŞTİRDİĞİNİ ilan etti…
Yani Başkan Obama gibi düşünmüyordu. Suriye’yi Türkiye’nin tek başına çözmesi gereken bir sorun olarak görüyordu.
Gariptir bu haberi PENTAGON dururken, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Basın Sözcüsü yalanladı!
Tabii dalgalanma bitmedi. Bu YALANLAMADAN birkaç gün sonra NATO Genel Sekreteri Rasmussen bir anda ortaya çıkıp “Türkiye, Suriye’nin komşusu, bölgenin güçlü bir devleti ve en önemli üyemizdir. Türkiye’yi Suriye’den gelecek tehditlere karşı yalnız bırakmamız sözkonusu değildir” dedi ve Dempsey’yi tekzip etti!
Peki daha sonra ne oldu?
Türkiye’yi mesken tutan CIA Başkanı David Petraeus, İstanbul’a geldi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile gizlice görüştü.
Bu toplantıdan çok, ilginç olan CIA Başkanı Petraeus’un İstanbul’a geliş şekliydi! CIA Başkanı, Afganistan’daki talihsiz olayın kendi başına gelmemesi için TANKER UÇAK kullandı.
Vurulma tehlikesine karşı alınabilecek en güzel önlem buydu çünkü! Petraeus indikten sonra da hiç fotoğraf vermedi.
Nerede olduğu ve kimlerle görüştüğü hakkında bir sızma da olmadı! Ama gizliden gizliye GÜVENDE OLMADIKLARINIbiliyorlardı.
Petraeus’un ekibinde de tedirginlik vardı. O güç sessizce ABD’yi tehdit ediyordu!
Birileri Yeni Türkiye’ye desteği ulusal çıkar olarak gören OBAMA’nın elini zayıflatmak istiyordu! Bölgenin Erdoğan-Obamaikilisi tarafından şekillendirilmesine içten içe büyük tepki vardı. İşte bu atmosferde O GÜÇ hem de 11 Eylül’de Libya’daki ABD Büyükelçisi J. Christopher Stevens ve üç büyükelçilik çalışanını öldürüldü…
Büyükelçiyi Bingazi’deki konsoloslukta kıstıran grup, roketlerle ortalığı cehenneme çevirdi.
Peki saldırıya bir gerekçe lazımdı. Bu neydi? İslamiyete saldıran bir FİLMDİ!..
Sam Bacile isimli YAHUDİ kökenli bir Amerikalı’nın çektiği ‘Müslümanların Masumiyeti’ isimli filmin, YOUTUBE’da fragmanının dönmesi infiale neden oldu. 100 Yahudi işadamından 5’er milyon dolar alarak çekilen film, hem Hz. Muhammed’e hem de İslamiyet’e ağır hakaret içeriyordu. Zaten provokasyon için yola çıkan BACILE, “İslam’ın yanlışlarını dünyaya göstermek istedim” diyerek niyetini iyice açık ediyordu!
Daha önce Kuran-ı Kerim yakan ABD’li Rahip Terry Jones de sözleriyle yangına körükle gidiyordu. Yani iğrenç kışkırtma için start el birliği ile verilmişti!
Arap Baharı’nı, sonbahara çevirmek isteyen güçler, hedefine MİLLİ Türkiye ile PRAGMATİK Amerika’yı koymuştu. 6 Kasım’da yapılacak olan Başkanlık seçimleri öncesinde hem Obama’yı zayıflatmak hem de Türkiye’ye olan desteğin kesilmesi temel amaçtı. Planları “İslamcılar, Büyükelçilerini yakarken sen nasıl Müslüman Türkiye ile dünyayı değiştirmeye çalışırsın” diyeOBAMA’nın üstüne gitmekti!
İsrail’i ziyaret etmeyen tek ABD Başkanı olan Obama’yı zora sokmaktı! Zaten 4 Haziran 2009’da Kahire’de yaptığı konuşmadan sonra Tel Aviv’e gitmemesi bardağı taşırmıştı. Bir de geçtiğimiz Temmuz’da Obama’nın rakibi Rommey’nin İsrail’i ziyaret etmesi ve orada “sizi hiç eleştirmeyeceğim” sözü vermesi bütün okların OBAMA’ya dönmesine neden olmuştu!
Müslümanları’ın yaşadığı yerlerde söz sahibi olmasını savunan Obama, en büyük desteği Türkiye’den gördü. ABD derin devletinin alışkanlıklarını bozan bu işbirliği İngiltere, Rusya, İsrail, Almanlar ve Neo-Conlar üzerinde soğuk duş etkisi yarattı.
Özellikle Türkiye’nin Suriye’de çok yol alması bu güçleri bir an önce harekete geçmeye zorladı!
Üstümüze PKK’yı salanlar, Obama’yı da sözde “İslamcı terörle” vurmaya başladı…
Seçimlerin olduğu 6 Kasım’a kadar olan süreyi çok iyi değerlendirecekler.
Hem PKK, hem “aşırı dinciler!” saldıracak. Olaylar yayılacak… OYUN BU!
Tutar mı?
Hollywood’u yöneten SERMAYE tutacağından yüzde yüz emin…
Final maçı ŞAM’da…
Bizimkilerin girdikleri GOL POZİSYONLARINI biliyorum…
Bu güneşe kar dayanmaz…
Bir bakarsınız Esad gider, Obama kurtulur…
Bu da Türkiye’nin jesti olarak kayıtlara geçer…
Kim bilir…
ERGÜN DİLER/TAKVİM