PKK terörü, Hürriyet, Özkök, Berberoğlu

Normalde bugün için başka yazı yazmıştım ama Beytüşşebbap’tan gelen haberle yine, yeniden belki kaçbinincikez mahvoldum ve o yazıyı iptal ettim… Yeter artık demekten bile utanıyorum… Dilim, damağım kuruyor, klavye tuşlarına basasım gelmiyor… Ajanslar belki milyonuncu kez yine aynı haberi veriyor… “Dün gece saat 22:00 sıralarında Beytüşşebap ilçe merkezindeki polis ve askeri üs bölgelerine teröristlerce düzenlenen saldırıda 10 güvenlik görevlisi şehit oldu.
İlk gelen bilgilere göre 7 güvenlik görevlisinin de yaralandığı bildirildi. Saldırı sonrası çıkan çatışmada çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi.”
Hep aynı haber dili…
Haberciler n’apsın, onlar da çaresiz… Tarihin gördüğü en alçak, en adi cinayet ve katliam örgütü yine adiliğini yine alçaklığını ortaya seriyor…
Bu adi örgütün emrindeki sözde siyaset adamları da aynı iğrençlikte provakasyonlar yapmaya devam ediyor… “Şemdinli ile Çukurca arasındaki 300-400 kilometrelik bir alan örgütün denetimindedir” gibi kan dökülmesini amaçlayan provakatif ve adi açıklamalar yapıyorlar…
Bu iğrenç açıklamaya karşı Hürriyet’in başı Enis Berberoğlu çok güzel bir iş yaptı, çok anlamlı bir cevaptı bu…
Berberoğlu’nun halefi Ertuğrul Özkök de çok güzel bir yazı yazdı… Önce o güzel yazıdan satırlar okuyalım… “Bravo Enis Berberoğlu; Çok güzel bir iş yaptın… Bir gazeteci ki; yaz tatili dememiş. Orası tehlikelidir dememiş… Kalkmış gitmiş, Şemdinli dağlarına masayı kurmuş… İlçeye hakim bir tepe.
Aşağıda Şemdinli görünüyor.
Orası neresi? Gün geçtikçe kafayı yiyen örgütün, bir gece yarısı gelip konuşlandığı yer. Fotoğraf ne diyor? “Hadi diyelim ki; gece sinsice, kalleşçe burada varsın.
Gündüz mertçe neredesin ey arkadaş? Buyur gazeteci olarak ben de buradayım; Sen gece kurşun sıkıyorsan; Ben de gündüz kalem sıkıyorum.”
Ne demiştin kardeşim sen?
Payandası olduğun terör teşkilatı bu ülkenin 700 kilometresini kontrolünde tutuyor palavrasını atmıştın değil mi? Nah tutuyor…
İşte ülkenin en büyük gazetesinin genel yayın yönetmeni, masayı o dağa kurmuş, kahvesini içiyor.
Bilgisayar çalışıyor. Demek ki, modern ve gelişmiş Türkiye’nin güçlü iletişim sistemi ıssız dağlarda bile çalışıyor. Dağ başındaki tek eve bile su, elektrik götüren Cumhuriyet, modern iletişim teknolojisini de oraya götürmüş. Turkcell’i çalışıyor; Vodafone’u çalışıyor; Avea’sı çalışıyor. Masadaki o çiçek var ya; işte o çiçek diyor ki; Biz savaşı sevmiyoruz; Barıştan yanayız. Bu dağlarda çiçekler açsın diyor.
Diyor ki; Bak kardeşim; ne elim tetikte, ne gözüm ‘düşman’ bildiğim birinde. Dostum yani, düşmanın değil. Ben buralarda huzurlu, güven içinde oturmak, dağlarımızda gezinmek istiyorum.”
Bravo Berberoğlu, Bravo Hürriyet, Bravo Özkök…
Böyle anlamlı hareketler tüm farklılıklarımıza rağmen hepimizi bir tutar, beraberce dipdiri oluruz… Ama bu iş burada bitmemeli, özellikle hemşehrim Ertuğrul beni dikkatle okumalı…
Kendisinin anlayacağı İzmir lisanıyla konuşayım… “Bak bilader, bu yazın harika ama aynı zamanda sana çok yakın olduğu bilinen kimileri habire PKK propagandası yapıyor.
Hükümet ve halk nezdinde bunun faturası da sana ve daha ziyade de patronun Aydın Doğan’a çıkıyor.
Doğan medyasında “Pe-
Ke-Ke bir silahlı direniş örgütüdür” “Ke-ce-ke’ye yapılanlar Kürt halkına yapılmıştır” gibi akılalmaz vicdansızlıkta sözleri söyleyenler, yazanlar var.
Bunların bir kısmı senin emrinde diye bilindiği için bütün bunlar senin şeytani operasyonların olarak görülüyor. PKK/KCK’yı masumlaştıran ve Kürt halkının yegane temsilcisi gibi gösteren adi ve ucuz propagandaları kesin artık, tek hamleyle bitirin bu cinayet örgütü propagandalarını…
Cinayeti, katliamı, terörü övmek ifade özgürlüğüne asla girmez. Bu suçtur. Daha yeni kaç gencimizi katlettiler… “Bizim haberimiz yok, kem küm” gibi şeyleri ne bu halk ne bu hükümet yemiyor…
Başbakan ve hükümet nezdinde “Ertuğrul Özkök ancak PKK’nın çıkaracağı bir iç savaş ve kaos ortamıyla Tayyip Erdoğan gidebilir diye düşünerek yeni bir oyun kuruyor, kimi elemanlarına PKK/KCK/BDP yandaşlığı yaptırıyor” yorumları yapılıyor bilader, bilesin… Bu teori zaman zaman tüm Doğan medyası için ifade ediliyor hükümet mensupları tarafından, son dönemdeki sıkıntının temel sebebi de bu… Ben hala tüm saflığım ve samimiliğimle yukarıda yazdıklarının gerçek olduğuna inanmak istiyorum “PKK/KCK’nın çıkaracağı bir iç savaş ortamıyla Tayyip Erdoğan belası başımızdan gider” diye haince ve alçakça bir planın içinde olduğuna inanmak istemiyorum… Kürt yurttaşların haklarını en sert ve ağır dille savunmuş, TSK’ya ve devlete defalarca bu uğurda meydan okumuş ve yargılanmış biri olarak yazıyorum bunları… PKK’nın silahlı terörü masumlaştırılamaz, KCK davasındaki hataları ben de çok yazdım ama bu KCK’nın da bir illegal terör yapılanması olduğu gerçeğini değiştirmez…
Lütfen ortalığı toparlayın bilader, isimleri ve örnekleri vermiyorum, siz anlarsınız, toparlanın… İnsanlık ortak paydasında buluşalım…”

RASİM OZAN/TAKVİM