7 Şubat kepazeliği ve CMK 250
Şu sıralar kimi hükümet mensuplarıyla kimi hizmet mensupları (Gülen hareketi mensupları) arasında bir tartışma var… Tartışma açıktan yürümüyor ama alttan alta devam ediyor… Tartışma CMK 250 ve özel yetkili mahkemeler meselesi etrafında düğümleniyor…
Tam bu bağlamda Hasdal’dan (muhtemelen açık görüşte kaydedilmiş) çıkan ses kayıtları CMK 250’nin değişmemesi için argüman olarak kullanılıyor… Hasdal’daki kayıtlar korkunç, o kayıtları geçen perşembe ve cuma yazdım… “Eğer elimize imkan geçerse bunların hepsini çoluk çocuk öldürmeliyiz” diye özetlenebilecek intikam duyguları sadece bu iki amiralde yok, bütün bir Ergenekon ve Balyoz sanıklarında var… Bu zaten bildiğimiz birşey, bunu bilmeyenler ya kör ya salaktır… Medyanın da çok büyük bir bölümünde de bu rövanşist duygular var, hiç kendimizi kandırmayalım.
Türkiye’nin 10-12 sene daha tam normalleşme olasılığı yok…
Ergenekoncular bayram etti
Öte yandan akademisyeninden manavına, gazetecisinden öğretmenine, işadamından tezgahtarına tüm Hizmet mensupları kilitlenmiş halde “CMK 250 ve özel yetkili mahkemeler aynen kalsın” derken ve habire ses kayıtlarına referans yaparken şu soruların cevabını da düşünmek zorundalar… Niçin hükümet içinde “CMK 250 değişsin” görüşü ağırlık kazandı? Niçin“Ben Ergenenekon’un savcısıyım” diyecek ölçüde özel yetkili savcılara ve mahkemelere sahip çıkan Başbakan “CMK 250’nin değişmesi” çizgisine geldi? Bunun TEK BİR SEBEBİ vardır… Bu sebep de tüm HİZMET CAMİASI’nın özeleştiri yapması zorunlu olan bir olaya dayanmaktadır… O olay 7 Şubat olayıdır… Ya da daha doğru tabirle 7 ŞUBAT KEPAZELİĞİdir… Devletin içindeki kimi birimlerin hadlerini ve yetkilerini aşarak Başbakan’ın emriyle yapılmış eylemleri mahkum etmeye kalkışmasıdır… Başbakan’ın emriyle yapılan politika tercihleri ve uygulamalarını eski rejimin TSK’sı gibi sorgulamaya ve hele yargılamaya kalkışmanın adına VESAYET GİRİŞİMİ denir… Ve maalesef bu rezalet CMK 250’ye dayanarak yapılmıştır, bu vesayet girişimi özel yetkili mahkemeler eliyle gerçekleştirilmeye çalışılmıştır… Ve en acısı, en üzücü olanı bu kepaze girişim Hizmet mensupları tarafından desteklenmiştir… Hizmet’e bağlı medya organları 7 Şubat kepazeliği sürecinde çok yanlış tavır almıştır… O günden beri de Hükümet ile Hizmet arası bağlar kopma noktasına gelmiştir, aradaki bağ çok yıpranmıştır ve Türkiye’nin selameti için derhal onarılması gerekmektedir… Dahası bu süreçte şer ve nifak odakları da bayram etmiştir, Ergenekoncular bayram etmiştir… Kişisel hırslarına, kinlerine ve nefslerine yenilebilecek tüm dengesiz şahısların pasifize edilmesi, eğer edilemiyorlarsa da hem hükümet hem de hizmet çevresinden derhal tasfiye edilmesi şarttır… Başbakan’ın hükümet ve çevresi üzerinde otoritesi tamdır, eğer dengesizce konuşan ve davranan bir hükümet mensubu yada bürokratı varsa Başbakan’ın tek emriyle tüm tablo değişir. O kişiler o an mum olur…
Bağ koparsa Türkiye patlar
Başbakan CMK 250’nin değişmesini istiyorsa hala hizmet mensuplarının önemli bir kısmı tarafından “7 Şubat’taki Hakan Fidan operasyonu”nun savunulması nedeniyledir… O operasyonun üzerinden nerdeyse 4 ay geçti…
Hala twitlerden, yazılardan, kimi Hizmet’e dolaylı bağlı internet sitelerinden 7 Şubat’ta yapılan savunulmaya kalkılıyor… İşte bu aymazlığı yapan Hizmet mensupları CMK 250’nin değişmesi ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılması sürecini hızlandıranlardır…
Bunu yapmayın hizmet gönüllüsü kardeşlerim, hele “Hakan Fidan’ın sadece bilgisi alınacaktı, ne var bunda” gibi palavraları lütfen dillendirmeyin…
Bunlar dendikçe aradaki güven bunalımı daha çok artıyor. Hizmet’in düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Hükümet ile Hizmet arası bağ koparsa Türkiye infilak eder… Lütfen artık özeleştiri,biraz özeleştiri… 7 Şubat kepazeliğini savunmaya artık bir son verin…
RASİM OZAN KÜTAHYALI/TAKVİM
