Körfez’de sular ısındı. Suudi Arabistan’ın başını çektiği Mısır, Yemen,Bahreyn, Libya, BAE, Moritanya ve Maldivler’den oluşan 8 Arap ülkesi sürpriz bir atakla Katar’la diplomatik ilişkisini kesti. Gerekçe İran’la yakınlaşan Katar’ın ‘teröre destek’ iddiaları…
Suudi Arabistan öncülüğünde bölgedeki yedi ülkenin, Katar’a başlattığı eş zamanlı diplomatik tavrın ardından gözler bu hamlenin perde arkasındaki güçler savaşına ve Türkiye’ye olası etkilerine çevrildi. Diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin taraflara “Ramazanın ruhuna uygun bir diplomatik istişare sürecine girmelerini” telkin edeceğini, ancak ‘Katar’a da haksızlık yapılmamasını’ kayda geçireceğine dikkat çekti. Konunun uzmanları ise, ABD Başkanı Trump’ın, Suudi ve Mısır liderleriyle dünya küresi önünde verdiği fotoğrafın bugün yaşanan olayların göstergesi olduğuna dikkat çekti.
TÜRKİYE DENGESİ
Ortadoğu’da ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır ve körfez ülkelerinin Soğuş Savaş döneminde olduğu gibi yeni bir blok oluşturduğuna dikkat çeken uzmanlar, karşılarında İran ve Rusya ile onların arkalarında da Çin’i de kapsayan yeni bir blok çıktığına dikkat çekti. Tarafların ‘bir bloktan yana seçim yapmaya’ zorlasa bile Türkiye’nin İran-Irak savaşında olduğu gibi taraflar arasında diplomasi yürütmeyi seçebileceği belirtildi. Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün: Suudi Arabistan ve körfez ülkelerinin mezhep çatışmaları üzerinden İran ile bir kutuplaşması var. ABD’nin güvenlik şemsiyesinin kaldırıldığı Obama dönemine, bölge ülkelerinin İran ile ihtilaflarının üzeri örtülmüştü. Yeni ABD Başkanı Trump’ın Riyad’da dünya küresi önünde Sisi ve Kral Selman›la verdiği fotoğrafının ardından, bölgede ittifak değil ayrışmalar öne çıkacak. Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD temsilleri arasında yapılan ve basına sızan yazışmalarda bununla alakalı. Bölgede Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri cephesi oluştu. Katar, daha bağımsız liberal politikalar izliyor. El Cezeri bunun en bariz örneği. Mısır darbesi sonrasında bölgedeki tüm ülkeler yeni başkan Sisi’ye destek verirken, duruma tepki gösteren Katar ve Türkiye olmuştu. Uluslararası sistemden bağımsız davranan herkese dışlama yapıyorlar. Katar ve Türkiye aynı eksende görünüyor ve güçlerinin azaltılması isteniyor. Türkiye’ye bu etkiyi yapamıyorlar, Katar’da deniyorlar. Türkiye, bu süreçten bölgedeki Arap-Fars kutuplaşmasına karşı denge politikasıyla istikrar sağlayıcı bir ülke olarak öne çıkabilir.
DARBE DENENEBİLİR
– Doç. Dr. Murat Yeşiltaş: ABD Başkanı Trump’ın bölgeye ziyaretinde, ABD-Mısır-Suudi liderleri küre önünde bir mesaj verdi. Siyasal İslamcılığa bölge ülkelerinin bir tepkisi olacak ve burada tırnak içinde Katar en öne çıkan ülke. Küçük bir ülke ama İhvan bağlamında düşünüldüğünde büyük bir etkisi var. Türkiye açısından durum biraz karışık. İki ülkeyle ilişkilerine bakıldığında, Türkiye›nin bir tarafta yer alması çok zor görünüyor. Zira bu meseleyi yatıştırmayı denemeli. İngiltere›nin politikasının da bu yönde olacağını düşünüyorum. ABD her ne kadar Trump siyasal İslamı tehdit olarak görse de Pentegon’un Katar’da en büyük üsse sahip olduğu düşünülürse, Katar’ı kaybetmeyi riske etmek istemeyeceklerdir. Arkalarında İsrail olmak üzere büyük ihtimalle Katar emirini düşürmek istiyorlar. Türkiye-Katar meselesinde önemli ilişkiler var. Yakında orada askeri üssü olacak, bu askeri üssün açılmasında mevcut Emir›in çok ciddi katkısı var. Bundan pek çok ülke rahatsız, kara kuvvetleri komutanının da buna karşı çıktığı biliniyor. Katar›da darbe de denenebilir.
ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE’NİN TERCİHİ
– Uluslararası İlişkiler ve AB Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni: Katar Müslüman Kardeşler yani Rabiacı ancak Suudi Arabistan Vahabi. Zaten Mısır’da Mursi’nin devrilmesinde Suudi Arabistan’ın da çok etkin olduğu biliniyor. Katar’da çok ciddi bir üssü vardı ABD’nin ancak Suudi Arabistan’ın 300 milyarlık rüşveti alarak Katar’ı kenara itti. Katar, bu üsse güveniyordu. Şimdi şöyle bir durum ortaya çıktı, İran-Katar-Rusya yaklaşımının karşısında ABD-Suudi Arabistan-Mısır-İsrail hattı. Burada önemli olan Türkiye’nin tercihi.
Türkiye’ye Katar’ın yaptığı ciddi yatırımlar mı, yoksa YPG’yi de destekleyen ABD ve Rusya ile birlikte mi. Türkiye, bu iki bloğa aynı mesafede durması gerekecek. Zaten Katar-Suudi Arabistan çekişmesinin arkasında şu var: Esad yıkılsaydı, Katar bu ülke yani Suriye üzerinden Avrupa›ya enerji hattıyla ulaşmak istiyordu ve Suudi Arabistan buna kızıyordu. Burada ABD›nin durumu çok önemli. Katar›daki üssü kapatmayı göze alacak mı? Yoksa kapatmayıp her iki ülkeyi de idare mi edecek. ABD, bu işten karlı çıkmış görünüyor.
ÜLKEMİZ İÇİN TEHLİKELİ
-Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Cengiz Toker: Yaşanan sürece küresel çerçeveden bakarsanız, ABD›nin İran›a karşı oluşturmaya çalıştığı bloğun, Katar›a karşı bir uyarası gibi duruyor bu olay. Bu ülkeler, İhvan ve Şii gruplara Katar›ın destek verdiğini düşünüyor. Herkes bir pozisyon alıyor ve bu süreçten Türkiye›de etkilenecek. Son dönemde Türkiye hem Suudi Arabistan hem de Katar›la ilişki içindeydi. Türkiye›nin şu anda, Arapların kendi iç meselelerinde taraf olması gerekmiyor. Türkiye, tarafları mutedil olmaya davet edecektir. İran ve Irak savaşında olduğu gibi tarafsız bir politika olabilir. Katar ülkeleri arasında 2010 arasında yine benzer bir şey olmuştu ve aşılmıştı. Burada, ya Katar küçük bir geri adım atacaktır Cezire televizyonunun yayınları ve Hamas faaliyetleri konusunda ya da Katar’ın İran’a kaptırılması istenmeyecektir.
Katar’a diplomatik darbe harekatı
Suudi Arabistan’ın başını çektiği sekiz ülke bölgede terörizme destek verdiğini öne sürerek Katar’la tüm diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurdu. Doha yönetiminden yapılan açıklamada kararın gerekçesizliği vurgulanırken, Arap medyası askeri müdahaleye zemin hazırlandığını iddia etti.
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımı ve Mısır’ın darbeci lideri Abdülfettah Sisi’nin desteğiyle açılan Küresel Aşırılık Yanlısı İdeolojilerle Mücadele Merkezi’nin ilk icraatı Katar’a yönelik darbe operasyonuna girişmek oldu. Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen, Libya, Maldivler ve Moritanya bölgede İran ile ortak hareket ettiğini öne sürerek Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurdu. Riyad yönetiminin resmi haber ajansı SPA’da yayınlanan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ‘ülkenin milli güvenliği’ için Katar ile tüm diplomatik ilişkilerin kesildiği, deniz ve hava sınırlarının da kapatıldığı belirtildi. Doha’nın Hamas ve Müslüman Kardeşleri (İhvan) desteklemesinin terör faaliyeti olarak resmedildiği açıklamada alınan karar gereği Katarlıların ülkeye gelmesi ve transit hava limanlarını kullanmasının yasaklandığı kaydedildi.
KOALİSYONDAN ATILDI
Riyad yönetiminin açıklamasının ardından sırasıyla Bahreyn, BAE, Mısır, Yemen, Libya, Maldivler ve Moritanya da benzer deklarasyonlarla Doha’ya karşı başlatılan isyana katıldığını bildirdi. Bahreyn Dışişleri Bakanlığı gerekçe olarak Katar’ın İran bağlantılı silahlı örgütlere finansal destek sağlamasını gösterirken, Mısır da İhvan yöneticilerini ülke topraklarında barındırması nedeniyle Doha ile ilişkileri kestiğini belirtti. Söz konusu ülkelerin açıklamalarında Katarlı diplomatların 48 saat, vatandaşlarınınsa 14 gün içinde ülkeyi terk etmeleri gerektiği ve hava sahasının süresiz kapatıldığı ibareleri yer aldı. Yemen’de görev yapan Riyad öncülüğündeki uluslararası koalisyon komutanlığı da ‘Yemen’de terörizmi güçlendirmesi ve darbeci milislerle ilişkilerinden dolayı’ Katar’ın ittifaktan çıkarıldığını duyurdu. Suudi yönetimi ayrıca, Katar merkezli El Cezire ajansının da tüm bürolarının kapatıldığı haberini verdi.
‘KAYYUM’ VURGUSU
Körfez ülkelerinden gelen diplomatik atağa yanıt veren Doha yönetimi, Arap ülkelerinin gerekçesiz bir şekilde karar aldığını bildirdi. Katar Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Arap ülkelerinin gerekçesiz ilişkileri kesme kararını esefle karşılıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Katar merkezli El Cezire televizyonunun haberine göreyse Katar Emiri, diplomatik ilişkiyi kesen ülkeler için “Bizi hâkimiyetleri altına almak istiyorlar. Başımızda kayyum olma niyetindeler” dedi. Öte yandan, Körfez ülkeleri içerisinden Katar’la diplomatik ilişkileri kesme kararına itiraz geldi. Ürdün, Uman ve Kuveyt Doha yönetimiyle ilişkilerini sürdüreceğini açıkladı.
Müdahale yolda mı?
Katar’a yönelik diplomatik ambargonun Doha’da yönetim değişikliğine yol açacak bir darbeyle nihayete erdirileceği iddia edildi. Filistinli gazeteci Abdulbari Atvan resmi Twitter adresinden yaptığı açıklamasında, Ortadoğu’da köklü bir değişim için düğmeye basıldığını vurgulayarak gelecek hamlenin bir askeri müdahale olduğunu söyledi. Wall Street Journal’dan Maria Abi Habib ise gerilimin çok önceden planlandığını öne sürdü. Haftalar önce Mısırlı yöneticilerle görüştüğünü belirten Abi Habib, Sisi hükümetinin kendisine “Katar Kahire’nin bir sokağıdır” dediğini aktardı.
BAE İLE MEDYA SAVAŞLARI
Katar Resmi Haber Ajansı, 23 Mayıs’ta Katar Emiri Hamad Al Sani’ye atfedilen ‘ABD’ye karşı ve İran’ı destekleyici’ açıklamalar yayınlamıştı. Açıklamalar, Katar hükümeti tarafından yalanlanmıştı. Doha yönetimi haberlerden dolayı İngiliz halkla ilişkiler şirketi Colyer ile anlaşma yapan Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) suçlamıştı. Kısa süre önce de BAE’nin Washington büyükelçisi Yusuf El Uteybe’ye ait olduğu iddia edilen ve bazı hacker gruplar tarafından yayınlanan e-postalarda, Büyükelçinin İsrail yanlısı FDD vakfı ile Katar’a karşı ortak politikalar geliştirmeye çalıştıkları ortaya çıkmıştı.
Liberman: Kriz İsrail için büyük bir fırsat
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krizi İsrail için “büyük bir fırsat” olarak niteledi. Parlamento’da konuşan Liberman, “Terör korkusuyla Katar’la ilişkilerin kesilmesi İsrail ve Arap ülkeleri arasında teröre karşı iş birliği yapmak için büyük fırsat sunuyor. Bu durum iş birliği için fırsat” ifadelerini kullandı. İsrail’in, Katar’la ilişkilerini kesen Arap ülkeleriyle iş birliğine açık olduğunu dile getiren Liberman, “Şimdi top onların sahasında” diye konuştu.
DİYALOG ÇAĞRISI
Türkiye, 8 ülke ile Katar arasında yaşanan krizle ilgili sağduyu çağrısı yaptı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel ile görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada, “Her şartta diyaloğun devam etmesi lazım ki var olan sorunlar barışçıl yoldan aşılsın. Mevcut tablodan üzüntü duyduk. Bu durumun normalleşmesi için elimizden geleni yaparız” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamadaysa, Körfez ülkelerinin kararından büyük üzüntü duyulduğu vurgulanarak “Tarafların, birlikte oturup farklılıklarını konuşmasını destekliyoruz” denildi.
OLANLAR KILIÇ DANSI SONUCU
İRAN Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi de dünyanın terörizmden muzdarip olduğu bir dönemde gerilimin hiçbir hükümetin yararına olmadığını belirtti. İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı ise Trump’ın suudi Arabistan ziyaretini hatırlatarak, “Olanlar kılıç dansının bir sonucu” dedi.
-STAR-