Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugün yine bomba bir yazısıyla Gülen-Doğan-Ciner ittifakının ipliğini pazara çıkarıp, 17 Aralık’ra sözde yolsuzluk gerekçesiyle yapılan sorulturmada yer alan “Sarıgül’ün kasası” bir CHP’liyi ve CHP’li bir belediye başkanını deifre etti.
Paralel medyanın ısrarla yolsuzluk operasyonunda adını anmadıkları CHP’lilere mercek tutan Küçük, meselenin yolsuzluk olmadığını da çarpıcı biçimde gözler önüne serdi.
İşte yazısı:
PARALEL MEDYA SARIGÜL’ÜN KASASINI NİYE GÖRMÜYOR?
Paralel örgüt ile CHP ittifakının 17 Aralık noktasındaki kepazeliğine geçen yazı dikkat çekmiştim… Paralel örgüt medyası paralelcilerin adayı Sarıgül’ün en yakınlarından biri olan CHP’li Hüseyin Avni Sipahi 17 Aralık’ta yolsuzluktan tutuklananlardan biri olduğunu ısrarla karartmak istiyor. CHP-paralel yapı ittifakının medya organı haline gelen Doğan ve Ciner gurupları da bunu yapıyor. 17 Aralık’ta tutuklanan bakan çocuklarını linç eden acımasız manşetler atan bu medya, konu Sarıgül’ün kasası olarak bilinen CHP’li Hüseyin Avni Sipahi olunca resmen bu ismi aklamaya girişti. Paralel örgüt medyası da CHP’li Sipahi’nin aleyhine tek ama tek haber yapmadı. Doğan ve Ciner de hiç haber yapmadı. Oysa diğer tutuklananlar her gün lime lime edildi. Mesela AK Partili Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir 18 Aralık sabahı itibariyle hırsız ilan edildi. Halbuki geçen hafta Mustafa Demir ile ilgili hiçbir somut kanıt bulunamadığı için mahkeme hakkında takipsizlik kararı verdi. Aynı mahkemenin yazdığı fezlekede ise CHP’li Sipahi tüm bakanların da üzerine suç örgütü lideri olarak geçiyor…
ÖRGÜTÜN LİDERİ CHP’Lİ SİPAHİ
TBMM’deki CHP grubu ısrarla bakanlar hakkındaki fezlekeleri genel kurulda okumak istiyor. Oysa o fezlekeler okunduğunda görülecek ki, eğer bir 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet örgütü varsa bu örgütün lideri CHP’li Hüseyin Avni Sipahi’dir… Sipahi CHP’nin İstanbul Büyükşehir Adayı Mustafa Sarıgül’ün en yakınlarından biridir. Daha geçtiğimiz hafta Çekmeköy’deki mitingde Sarıgül ile Sipahi el ele CHP’yi iktidara taşıyacağız diyordu. O mitingde Sarıgül-Sipahi ikilisini alkışlayanlar arasında Koray Çalışkan, Kadri Gürsel, Melis Alphan ve Nuriye Akman da vardı. Bu gazeteciler 17 Aralık Sarıgül-Sipahi üçgenindeki tuhaflığı bana açıklasınlar. Çekmeköy’deki manzara gerçekten komikti. CHP’liler ellerinde ayakkabı kutularıyla Sarıgül-Sipahi ikilisini destekliyorlardı. Oysa 17 Aralık savcılarına göre o ayakkabı kutularına milyonlarca dolar rüşveti koyanların başı CHP’li Sarıgül’ün sağ kolu Hüseyin Avni Sipahi idi…
YOLSUZLUK YAPANIN MİTİNGİNDE NE İŞİNİZ VAR GAZETECİLER?
Bu komedi tablosundan bile anlaşılıyor ki, mesele yolsuzluk falan değil. Yukarıda saydığım gazeteciler her yazılarında yolsuzluk, rüşvet diyorlar ama yolsuzluk dosyasında adı geçenlerin mitinglerine katılıyorlar. Bu ne yaman çelişki!
GÜLEN-DOĞAN-CİNER İTTİFAKI
Bu arada Turgay Ciner medyası tam anlamıyla eyyam yapıyor ama esasen paralel yapıyı ve Sarıgül’ü destekliyor. Ciner’in kayınpederi Hüsamettin Özkan paralel örgüt ile Sarıgül’ü buluşturan ana isim. Aynı Hüsamettin Özkan, Aydın Doğan’ın da ebedi kankası… 30 Mart’a giderken çok net biçimde Fethullah Gülen-Aydın Doğan-Turgay Ciner ittifakını görüyoruz.
DOĞAN VE CİNER MEDYASINDA TEK SATIR YOK
Yeniden paralel örgüt Sarıgül ilişkilerine geçelim… Kesin olarak bildiğim bir konu var ki, o da uzun süredir paralel savcılar ve polis şefleriyle Sarıgül’ün kanka olduğu gerçeğidir… Oğul Emir Sarıgül de bu paralel ekiple kanka durumunda. Sarıgül’ün Sipahi’den sonra en yakın olduğu isimlerden biri CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi. Emir Sarıgül’ün Ataşehir’de inşaatları var. Zaten Emir Sarıgül Sipahi ve İlgezdi’nin sürekli beraber takıldığı CHP kulislerinde herkesin bildiği bir olgu. İlgezdi’nin de paralel örgütle arası çok iyi. Ataşehir’de bir dediklerini iki etmiyor. CHP’li İlgezdi ve yardımcısı Mehmet Ali Düzova ile ilgili de şu an mahkemelerde yüze yakın yolsuzluk dosyası bekliyor. CHP içinde Sarıgül’den sonra hakkında en çok yolsuzluk suçlaması olan iki isim Sipahi ve İlgezdi. Bu iki CHP’li ve Sarıgül’ün ekibinden. Paralel örgütün en önemli medya adamlarından birinin 17 Aralık’ta Sipahi’nin içeri alınması kaza oldu dediğine şahit olanlar var. Bariz belli ki Bayraktar ve Ağaoğlu’nu içeri almak için Sipahi’yi de arada harcadılar. Fakat tuhaf olan CHP’li Sipahi’ye dair Gülen, Doğan ve Ciner medyasında tek olumsuz haber çıkmadı… Mide bulandırıcı bir durum var…
KİM O PARALEL ÖRGÜTÜN MEDYA TETİKÇİSİ?
Aynı tuhaf ilişkiler Battal İlgezi bağlamında da geçerli… Bir dönem paralel örgütün bir medya elemanı sürekli İlgezdi ile ilgili yolsuzluk haberleri yapardı. Hatta ekranlardan İlgezdi’ye hırsız diye bağırdı. İlgezdi de ekrana bağlandı ve bu ismi üzerine Karslı Gürsel Tekin’in saldığını söyledi. O olayda Gürsel Tekin-Sarıgül kavgasının uzantısı sayıldı. Oysa o gazeteci öncelikle paralel yapının tetikçisiydi. Tıpkı Erdoğan Demirören’e yaptıkları gibi Battal İlgezdi’nin üstüne geldiler. Şantaj yaptılar ve sonra da istediklerini aldılar… Bu saldırılardan sonra Battal İlgezdi paralel örgütün tüm isteklerini kabul etti ve paralel yargının elindeki yolsuzluk, hırsızlık dosyaları konusunda koruma zırhına kavuştu. Kesin olarak biliyorum ki eğer bu koruma zırhı olmasaydı CHP’li Battal İlgezdi ve yardımcısı Mehmet Ali Düzova da Ağaoğlu-Bayraktar dosyasında 17 Aralık’ta tutuklanacaktı… CHP içindeki malum kanat da Sipahi ile beraber İlgezdi’nin tutuklanması için çalışıyordu…
O CHP’LİLER DE YARGILANACAK
Bu konuda elimde daha çok bilgiler ve bulgular var… Eğer mesele yolsuzluksa en yolsuz olan paralel yargı düzenidir. İnsanlara önce saldırır, sonra da haraçlarını toplar. Bundan böyle bütün bu dosyalara tarafsız ve bağımsız yargıçların elinde olacak… Yeni dönemde yolsuzluklar adam gibi soruşturulacak. Elbette dört bakan da sorgulanacak. Zaten bu dört isim de yargılanmak istediklerini söylüyor. Fakat Mustafa-Emir Sarıgül- Hüseyin Avni Sipahi ve Battal İlgezdi gibi isimler de yargılanacak… CHP’liler var mı böyle bir temizliğe? Yoksa sadece AK Partililer içeri girsin CHP’lilere kimse dokunmasın kepazeliğine devam mı edecekler…
Bu Ciner denen herifin Anavatan ve Doğruyol partisi, hükümeti dönemlerinde bir sürü yolsuzluk olaylarına adı karışmamış mıydı? Dosyalarının tekrar açılması gerekmez mi?