ŞAŞKIN
ERDEM YAVUZ YAZDI
Milliyet’te yayınlanan “İmralı notları” sonrası, “top sakal kardeşliği”nin planı, çakal görüntülerini kuzu postuna bürünerek gizleyip mağdur rolü oynamaktı ancak işler umdukları gibi gitmedi.
Çok şaşırdılar ve kızdılar artık KARTEL’in yaptığı bütün operasyonlar boşa çıkıyordu, “küçük top sakal”ın bavul taşıdığı, kahraman edasıyla dolaştığı, hatta bu devir teslim töreni için ödül aldığı günler çok gerilerde kalmıştı. Artık hükümet yapılan her operasyonu ustalıkla savuşturabiliyordu, şaşkınlıkları bundandı.
İmralı notları Milliyet gazetesinde yayınlanınca “küçük top sakal”ın yaptığı ilk açıklama, “PKK ile barış olacağına beni bile inandırdınız ama yalan oldu. İktidarıyla, MİT’iyle, medyasıyla uzun bir süredir topluma ne kadar yalan söylendiği ortaya çıktı. Hükümete, kendilerine yakın medyadaki kalemlere ve tepkilerine bakınca bu gerçek o kadar net görünüyor ki.” şeklindeydi.
Sonra baktı bu iş tutmayacak, olayın MİT’le hükümetle alakasını kimse ispatlayamadı, ne yaparlarsa yapsın kuzu postuna bürünemeyecek ve PKK’nın barış yapması yoluna taş koyamayacak, bu sefer Milliyet gazetesi yayınladığı notlarda bazı isimleri çıkarttı fakat bizim isimlerimiz çıkarılmadı diye yaygara yapmaya başladı.
Kendisine, notların tamamını nereden biliyorsunuz, diğer gazetecilerin isimlerinin olduğuna emin misiniz diye soranlara sürekli kendisine bilgi taşıyan kaynaklarından öğrendiğini ifade etti.
Buradan anlıyoruz ki “küçük top sakal”, Milliyet gazetesine notların nasıl gittiğini de çok iyi biliyor, notları temin eden BDP’deki vatandaşların, notları Özgür Gündem’den önce nereye ulaştırdığını nasıl düzenlendiğini sonra nasıl yollandığını da iyi biliyor, derin kulakları olayları ona sonradan anlatmışlar hatta anlaşıldığı kadarıyla notların aslını da göstermişler.
Top sakallar artık rüzgarın ne taraftan estiğini anlayamadıkları için sürekli dönüş yapmak zorunda kalıyorlar, “küçük top sakal” artık şaşkınlıktan küçük dilini yutacak durumda ne yapsa olmuyor kahraman edasıyla Kartel savcılarına, polislerine yaptığı ziyaretler artık bir işe yaramıyor. Son yazısında “Geçen hafta sürecin ‘devlet’ ayağındaki isimlerden biriyle görüştüm. Söyledikleri, beklentileri, umutları ilginçti. Görüşmemiz yaklaşık iki saate yakın sürdü” diye yazmış geç bunları “top sakal kardeşim”, seninle devlet adına kimse görüşmez, kim görüştüyse seni kandırmış sakın borç para filan verme, sen kuzu postuna erken bürünmüşsün artık bu işler senin anlama kapasiteni aşar vaziyete doğru hızla gidiyor. Allah şaşırtmasın diyelim.
Bu top sakal kardeşliği, baktığı canlı cansız herşeyi para olarak gören borsa simsarı gibi baktıkları her şeyin üstünde MİT amblemi görüyorlar. Bunların hasta olduğunu “MİTOFOBİK” teşhisi koyduğumuzu acil tedavi olmaları gerektiğini çok önce yazmıştık. Anlaşılan hastalık artık bütün bünyeyi sarmış yakında çocukları ve eşlerinden de şüphelenmeye başlarlar. Bu işin sonu MİT beynime çip taktıya kadar gider.
“Şişman top sakal” da artık “raydan çıkmış tren gibi” ipe sapa gelmez iddialarla gündemde kalmaya çalışıyor. Başbakan’ın sağlık durumunu diline dolamış ve önümüzdeki iki hafta içinde bu yönde bir sağlık problemi olacağına dair kehanette bulunmuş, kendi arzularını basit bir sağlık sorununu kullanarak nasıl gerçekdışı bir iddiaya, kara propagandaya dönüştürdüklerinin son örneği, bu kaleme aldıkları yazıda görülüyor.
Şaşkınlığa bakın ki dikkat çekmek için evin önünden geçen araçların plakalarını alıp beni öldürecekler diye takipçilerine twit atıp polisten yardım isteyen “şişman top sakal” son yazısında, 33. dereceye ulaşmış masonlara takılan madalyanın üstünde yazan ibranice “ordo ab chao” yani “kaostan gelen düzen” sözü de çok hoşuna gitmiş olacak ki yazısında bu masonluk ritüelini kullanmış.
Top sakalın öğrenmesi için belirtelim madalyonun üstünde başka bir ibranice yazı daha yazar o da “deus meumque jus” yani “Tanrı ve benim hakkım” anlamına gelir. Şimdi biz de bu sözden hareketle saçma bir senaryo yazsak acaba Kartel’in Mavi Marmara gemisinden başlayarak yarattığı kaosun karşılığında, Musa’nın oğullarından Türkiye üzerindeki hakkını mı talep ediyor desek, acaba abartmış mı oluruz. Şişman yazdıkça saçmalıyor, bizi de kendine benzetmeye başlıyor.
Ne diyelim, top sakal kardeşlerin Allah şifalarını versin Allah şaşırtmasın…
sisman topsakalin psikolojisinin bozuk oldugunu profesör bir psikiyatr da teyid etti.
basbakanin hastalanmasina ve (hepimiz gibi birgün) ölecek olma ihtimaline sevinmesi de kendisini ergenekonculardan daha asagi seviyeye düsürdü. bu nasil bir insan dedirtti.
abiler elinden tutup tedaviye baslatsalar sevaba girerler. kafamiz sisti kardesim miy miy miy. yazmaktan da bikmiyor adam.