MEDYAGUNDEM.COM- Cemaat gerçeği bundan daha iyi anlatılamazdı, cemaat gerçeği Yeni Şafak’ta İbrahim Karagül tarafından öyle bir anlatıldı ki…
“Çok yazık… Koca cemaat bir örgüte, darbeci bir yapıya, Türkiye karşıtı operasyonlara teslim edildi.” diyen Karagül, cemaatin kendini tek, gerçek ve mutlak biçimde İslam’ın temsilcisi görüp, kendinden olmayan Müslümanları bile “Müslüman”dan saymayacak noktaya kadar savrulmasından girdi, cemaatin devleti ele geçirme operasyonlarıyla birlikte nasıl darbeci hale geldiğini çarpıcı satırlarla anlattı.
İşte Karagül’den bölümler:
İSLAM’IN SÖZCÜSÜ VE TEMSİLCİSİYİM
Ben seçilmişlerdenim, kurtulmuşlardanım, kutsanmışlardanım.
Gerçek İslam’ı temsil ediyorum. İslam’ın sözcüsü ve temsilcisiyim. Bu alanda hak da benim yetki de. Anadolu’da hatta bütün dünyada İslam adına güç benim. Devlet benim, toplum benim, ülke benim. Tarih benim, gelecek benim.
DEVLET DE GÜÇ DE BANA AİT
Toplum da, devlet de, güç de, salahiyet de bana ait. Güce dair ne varsa bende toplanmalı. Para da, devlet iktidarı da, kadro da bana ait olmalı. Bu yolda her şey mubahtır, her yöntem meşrudur, her türlü mücadele kutsaldır, her tür strateji serbesttir.
BENİM DIŞIMDAKİLER İSLAM’I TEMSİL EDEMEZ
Benim dışımdakiler gafil, yolsuz, suça ve kire bulaşmıştır. Aldatılmışlar ve yoldan çıkmışlardır. İslam’ı temsil edemez. İslami bir oluşum içinde olamaz. Sahih Müslüman bir toplum olamaz. Hakkı da temsil edemez yetki de kullanamaz, bir güce ya da imkana sahip olamaz.
Bana tabi değilse dışlanmışlardandır. Ne kadar dindar olursa olsun düşmanlardandır. Bana tabi ise, ne kadar kire, yolsuzluğa bulaşsa da doğru yolda olanlardandır.
BENDEN OLMAYAN DEVLETİ YÖNETEMEZ
Benden olmayan devleti yönetemez. Devletin iktidar alanına giren hiçbir şeyin meşru temsilcisi olamaz. Asker olamaz, polis olamaz, savcı olamaz, hakim olamaz, istihbaratçı olamaz, memur-öğretmen olamaz. Hatta din görevlisi, Kur’an kursu hocası bile olamaz. Benim cemaatimin dışında cemaat olamaz, tarikat olamaz, İslami grup ve yapılanmalar olamaz.
Dışarda kalanlar tehdittir, kötüdür, dışlanmalıdır, kontrol altına alınmalıdır, alınamıyorsa tasfiye edilmeli, ezilmeli, yok edilmelidir.
NÜFUZ ETTİĞİ HER ALANDA ÇATIŞMA ÜRETEN YAPI
Bulunduğu, nüfuz ettiği her alanda çatışma üreten, meydan okuyan bir yapı. Polis kendi alanında devlete ve ülkeye ayar çekiyor. Savcı kendi alanında, hakim kendi alanında, istihbarat kendi alanında ayar çekiyor.
Devletin memurları devleti köşeye sıkıştırmaya, devlet ve ülke çıkarı yerine cemaat çıkarına göre yetki kullanmaya, devlet iktidarı üzerinden bu iktidarı yok etmeye çalışıyor.
HERKES DOSYALANIYOR TEHDİT EDİLİYOR
Bireyler, şirketler, cemaatler, siyasal yapılar, toplumda öne çıkanlar dosyalanıyor, tehdit ediliyor, adeta rehin alınıyor. Belli bir sistematiğe göre emniyet üzerinden, yargı üzerinden, medya üzerinden dosyalar servis ediliyor.
AK Parti iktidarını yıkmaya dönük darbe söylemleri ve eylemleriyle hareket edenler, Ak Parti sonrası önüne çıkacak her siyasal yapıya aynı öfke ile saldıracaktır. Meselenin AK Parti olmadığı, meselenin devlet olduğu, Türkiye’yi biçimlendirmek olduğu artık gizlenemiyor.
ELLERİNDEN GELSE TÜRKİYE’Yİ TERÖRE DESTEK VEREN ÜLKE İLAN ETTİRECEKLER
Nerede Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak bir konu varsa öne çıkarıyorlar. Ne zaman birilerinin bölge ile ilgili hesapları varsa, içerideki eylemler onlarla paralellik arzediyor.
Ellerinden gelse ‘Türkiye’yi teröre destek veren ülke’ ilan ettirecekler. El Kaide ile ortak gösterecekler. Bu yönde ısrarla çaba harcıyorlar. Peki bu kimin hesabı, kimlerin projesi? Bu millet buna inanır mı? Türkiye’nin sınırı aşan ekonomi projelerini sabote edecekler. Sanki bir tür ihale alınmış gibi.
Böyle giderse, Türkiye dışında Türkiye karşıtı en güçlü lobi olarak hareket etmeye bile başlayabilirler. Daha şimdiden bir çok ülkeden, Türkiye karşıtı kampanya haberleri akmaya başladı.
Bu ülkenin evlatları böyle keskin bir öfkeye kurban edilmemeliydi. Böyle bir kinle ülkelerini zor duruma düşürecek arayışlara sürüklenmemeliydi. Cemaat öfkesi hiçbir zaman Türkiye’nin ortak iyiliğinin önüne geçmemeliydi.
ARTIK DURUM DARBE GİRİŞİMİ OLARAK ANILIYOR
Artık durum bir ‘darbe’ girişimi olarak anılıyor. Siyasi tarihe böyle kaydedilecek. Anılmanın ötesinde hemen her güne yeni bir girişimle, yeni bir kalkışmayla, yeni bir örtülü operasyonla uyanıyoruz.
Kin ve öfkeyle herkesi kendinden uzaklaştıran, kendine karşı savunmaya iten bir akıl tutulması bu. Belki bazıları bugünlerde bunu göremiyor ama zamanla bugün yapılanların ne büyük hasar verdiğini hep birlikte göreceğiz.
Çok yazık… Koca cemaat bir örgüte, darbeci bir yapıya, Türkiye karşıtı operasyonlara teslim edildi.