Akşam gazetesinde Kurtuluş Tayiz’in “Diyarbakır ve İzmir’i buluşturma planı” başlıklı yazısı şöyle:
CHP ve HDP’nin dün İstanbul’da gerçekleştirdiği ortak miting, yeni bir siyasi mühendislik projesinin ilk adımı olarak görülmeli. Biri sözde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi, diğeri de bu cumhuriyeti bölmek ve parçalamak için kurulan terör örgütünün siyasi uzantısı, hatta doğrudan kendisi.
Nereden bakılırsa bakılsın bu “ortak miting” fikri son derece önemli bir mühendislik çalışması. Yerli bir çalışma değil bu, üst aklın yönlendirdiği bir faaliyet.
Ellerindeki sihirli sözcük ise “Demokratik cephe”; bu basit görünen sloganın her türlü kirli işbirliğini örteceğini sanıyorlar. PKK’yı, FETÖ’yü, CHP’yi, HDP’yi yan yana getirmeyi başka nasıl izah edebilirler? Süslü sloganlarla bu kirli ilişki ağını saklamaya çalışıyorlar.
CHP bir süredir alttan alta PKK ile flört halinde bir ilişki yaşıyor. Kandil ile CHP arasında mesajlaşmalar adeta havada uçuşuyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun PYD’yi “Kürtlerin kurtuluş ordusu” olarak tanımlaması, hendek terörünü başlatanlara “arkadaş” diyerek selam çakması, PKK terörüyle mücadele eden devleti suçlayarak örgüte arka çıkması, her fırsatta terör bağlantılı HDP’yi koruma altına almaya çalışması Kemal Bey’e CHP ile HDP’yi birleştirmek için özel bir görev verildiğini gösteriyor.
Görünürde CHP ve HDP birleşmesi yaşanıyor ama arka planda FETÖ ve PKK bu ittifakın ortakları.
Amaçları elbette ülkeye demokrasi getirmek değil, aksine milli iradeyi daha fazla sıkıştırmak ve yıkmak istiyorlar
CHP’ye verilen görev, HDP/PKK’yı meşrulaştırarak devletin yapısını kalıcı bir şekilde bozmak.
Cumhuriyeti kuran partiyle onu bölmeye, parçalamaya çalışan partiyi yan yana getirmek belki bir akıl işi olarak görünebilir, fakat bu ilişkiden “demokrasi” çıkacağını sanmak en hafif ifadeyle saflıktır.
