MEDYAGUNDEM.COM- Dün yapılan ve 10 saat 20 dakika sürerek Cumhuriyet tarihinin en uzun Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı olarak kayıtlara geçen MGK toplantısı paralel ihanet çetesinde büyük paniğe neden oldu.
Toplantının ana gündem maddesi “paralel yapı ile mücadele” olmuş, toplantı sonrası Paralel yapı ile mücadele konusunun “Kırmızı Kitap” olarak bilinen siyaset belgesine gireceği gündeme gelmişti. Terörle ve çeşitli yıkıcı unsurların mücadelesinde kullanılan “Kırmızı Kitap” ifadesi paralel medyada paniğe sebep oldu. Paralel medya yazarları ve haber siteleri gün boyunca Milli Güvenlik Kurulu üyeleri ve kararlarını itibarsızlaştırmaya çalıştırmak için yoğun çaba sarfediyor.
Gülen medyasında son yalan ise paralel yapının “Kırmızı Kitap”a giremediği iddiası oldu.
Gülen örgütünün son dönemdeki en ateşli tetikçilerinden Mümtazer Türköne Zaman gazetesinin internet sitesine hemen bir “analiz” patlatmış.
Peki paralel yapının “Kırmızı Kitap”a girmediğini neye dayandırıyor?
Ortada bilgi yok, niyet okuma ve bir kandırmaca var…
“Yaklaşık yarım gün süren MGK Toplantısında Erdoğan’ın bir aydır iddia ettiği istikamette bir karar alınmadı. ‘Paralel yapı’ Kırmızı Kitap’a giremedi.” diye yazan adamdan bir dayanak beklersiniz değil mi?
Yok öyle bir şey…
Peki Türköne’nin “avuntusu” neymiş?
Okuyalım:
“Girdiğine dair en küçük işaret olsaydı, Sabah gazetesinin çekingen ve ürkek haberi dışında Havuz medyası ortalığı gümbür gümbür yıkardı. Alınmaması, Kırmızı Kitap’tan veya Milli Güvenlik önceliklerinin yeniden kararlaştırıldığından yapılan açıklamada hiç bahsedilmemesinden belli. Türkiye’nin güvenlik öncelikleri ile ilgili bir gündem olsaydı, hiç olmazsa ‘güvenlik stratejisi müzakere edildi, öncelikler yeniden belirlendi’ gibi bir ifade basın açıklamasında yer alırdı. Açıklamada ‘paralel yapılar ile mücadele’nin kararlılık ile sürdürüleceği vurgulanıyor. ‘Legal görünüm altındaki illegal yapılar’ ibaresi, akla daha çok PKK’nın devlet egemenliğine paralel yargı, asayiş gibi yapılar oluşturan Güneydoğu’daki KCK yapılanmasını getiriyor. Ayrıca çok önemli bir ayrıntı var. ‘Paralel yapı’ tabiri, 17 Aralık’tan sonra Erdoğan’ın cankurtaran simidi olduğu için özenle kullanılan bir tanımlama. Erdoğan yolsuzluk soruşturmalarına karşı Gülen Hareketi’ni ‘paralel yapı’ tabiriyle düşmanlaştırarak bir cankurtaran simidi gibi kullanıyor, Erdoğan Hizmet Hareketi’ni nitelemek için kullandığı bu tabiri hiç bir zaman ‘paralel yapılar’ olarak çoğul bir şekilde kullanmadı. ‘Paralel Yapılar’ Davutoğlu’nun ifadesi. Başbakanlık ve AK Parti genel başkanlığı görevini, Erdoğan’ın ‘paralel yapı ile mücadele kararlılığı’nı överek devir-teslim ettiği Davutoğlu başından itibaren ‘paralel yapılar’dan bahsetti, ‘her türlü paralel yapı’ nitelemesini kullandı. Gece yarısı itibarıyla yayımlanan MGK açıklamasındaki ‘paralel yapılar’ ifadesi, Erdoğan’a değil Davutoğlu’na ait olmalı. Bu ayrıntı bize kapalı kapılar arkasında ‘paralel yapı’ ve ‘kırmızı kitap’ konusunda derin görüş ayrılıklarının ortaya çıktığını ve Erdoğan’ın istediği sonucu onca ısrara rağmen elde edemediğini gösteriyor.”
YAV HE HE PARALEL TETİKÇİ
Demek ki paralel evrende işler böyle oluyor. “Deve kuşu” gibi kafayı kuma gömersen elbette Mümtazer Türköne gibi zırvalayıp, ancak Gülen örgütünün tabanını kandırırsın. Gülen örgütü tehlikeyi gördü ve panikle cemaati bir tutmak için böyle yalanlara sarılıyor.