MEDYAGÜNDEM- Medyada Hatay’daki Suriyeli mülteciler üzerinden yürütülen “kirli tezgaha” bugün de Habertürk katıldı.
Hürriyet’in düne kadar başını çektiği “kirli operasyon”da Habertürk de Esed rejiminin ekmeğine yağ sürecek biçimde “Hatay halkı sığınmacılardan rahatsız” dezenformasyonuna destek veren bir dizi yazı yayınlamaya başladı.
Hürriyet ise bugün Esed yanlısı korodan çıkan bir işe imza attı. Gazetenin Ankara Temsilcisi Metehan Demir, CHP’li milletvekillerinin giremediklerini iddia ettikleri Suriyeli asker ve ailelerinin kaldığı Apaydın Kampına girdi.
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz, kamplarda ve makamında Hürriyet’e açıklamalarda bulunarak, medyanın nasıl bir provokasyon yaptığını çarpıcı örneklerle açıkladı.
İşte Vali Lekesiz’in açıklamaları:
***
Provokasyona gelmesinler
Benim bir çağrım da bu şehrin en önemli dinamiklerinden biri olan gençlere. Lütfen duyum, dedikodularla asla hareket etmesinler, provokasyona gelmesinler. Hatay’da birileri zeminin kaymasını istiyor olabilir. Kirli planları olabilir. 80 öncesi Çorum, Kahramanmaraş gibi üzücü olaylara tanıklık eden bu ülke artık bunlara nasıl temkinli olacağını biliyor, çok fazla olay pompalanıyor. Hatay’ın yarınları, geçmişi anlamaktan geçiyor. Bir grup tahrip ve tahrikçinin kurguladığı büyük bir oyun var. Bu oyuna nasıl gelinmeyeceğini Hatay, herkese gösterecektir. Bugün Hatay’da 500 milyon doların altında yatırımlara randevu bile veremiyoruz. Herkes sırada. Ortadoğu’nun gözbebeği haline geldi. Halkımız da bunun farkında kim bu şartlar altında oyuna gelir? Bu mesele hepimizin meselesi.”
Kamera kayıtlarına baktık vekiller görüşmemiş
HATAY Valisi Celalettin Lekesiz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, milletvekillerinin alınmamasıyla gündeme getirdiği Apaydın Kampı’yla ilgili olarak da şunları söyledi:
Aileler istemiyor
“Burası için üretilen komplo teorisinin haddi hesabı yok. Buraya sadece ben giriyorum. Tek hassasiyet, burada askerler ve ailelerinin kalması. Kendileri yalnızca can güvenliklerinden endişe ettikleri için buraya kimsenin girmesini istemiyorlar. Adalet Bakanımız da dahil olmak üzere buraya kimse girmedi. Burada Türkiye Cumhuriyetinin topraklarında gizli faaliyetler yürütülmesi, askeri eğitimlerin verilmesi, karanlık işlerin çevrilmesi mümkün mü? Sadece kendi ailelerinin can güvenliğinden endişe ediyorlar, kimsenin girmesini istemiyorlar, biz de saygı gösteriyoruz.
Gelen ve kimseyle görüşemediğini iddia eden heyet, kendilerine birilerinin Arapça olarak, ‘kıtır kıtır keseceğiz’ tehdidi savurduğunu söylüyor. Kamera kayıtlarına baktık. En yakın çadır 120 metre, arada 5 ayrı telli branda engeli var. O sırada çevrede, dışarıda nöbetçi asker dışında kimse yok. Kamera kayıtlarına göre kimseyle görüşmemişler, çıkan da yok. Askeri kıyafetle dolaştığı iddia edilen ve oranın komutanı olduğunu söyleyen Ebu Naim diye birisi de yok. Bu şartlar altında bunun neresini düzeltelim? Bu kampta gizli faaliyetler yürütüldüğünü söylemek Türkiye Cumhuriyeti’nin ciddiyetine, büyüklüğüne haksızlıktır. İşte siz de kapıdasınız, burada bu insanların hayati tehlikesi haricinde neresi gizli olabilir?”
***
medyagundem.com