Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘sıkıysa aynı sözleri Rize’de de söylesin’ eleştirisine cevap verdi. Erdoğan, “Buradan sana sesleniyorum Kılıçdaroğlu; sıkıysa, samimiysen, dürüstsen ben bu ifadelerin aynını yakında Rize’ye gideceğim, orada da söyleyeceğim. Peki, söylediğimde sen ne yapacaksın?” dedi.
Zeytinburnu’nda katıldığı kentsel dönüşüm ve tapu dağıtım töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, CHP’yi eleştirdi. Geçtiğimiz hafta Mardin’de temaslarda bulunduğunu kaydeden Erdoğan, “Geçen hafta Mardin’de idim. Hem Mardin merkezde, hem Midyat ve Kızıltepe ilçelerinde toplu açılışlar gerçekleştirdik. Oradaki kardeşlerimizle kucaklaştık, hasret giderdik. Midyat ilçemiz ağırlıklı Arap’tır. Kızıltepe ise neredeyse tamamı Kürt kardeşlerimden oluşmaktadır. Bir tarafta Arap kardeşlerim, bir tarafta Kürt kardeşlerim. Ama biz hepsiyle de kucaklaşıyoruz. Çok büyük coşku ve samimiyetle karşılandık. Mardinli kardeşlerimizin Türkiye’deki çözüm atmosferinden dolayı çok heyecanlı, çok umutlu olduklarını yerinde gördük. Kızıltepe’de bir ifade kullandım, ‘bu süreçte bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkılmasın’ Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız. Aynı ifadeyi bugün İstanbul’da da söylüyorum. Ana muhalefet partisinin genel başkanı ‘bu sözleri Rize’de söyleyemezsin’ diyor. Farklı mekanlarda farklı şeyler söylemek isteyenleri görmek istiyorsa ana muhalefet partisinin genel başkanı aynaya baksın. Biz siyasi hayatımız boyunca Doğu’da farklı Batı’da farklı konuşanlardan olmadık. Diyarbakır’da ne söylediysek geldik İstanbul’da da aynısını söyledik. Buradan sana sesleniyorum Kılıçdaroğlu; sıkıysa, samimiysen, dürüstsen ben bu ifadelerin aynını yakında Rize’ye gideceğim, orada da söyleyeceğim. Peki, söylediğimde sen ne yapacaksın? Sen bunu söyle. Çünkü ben Rize’deki hemşehrilerime ne söylediysem Şanlıurfada’da onu söyledim. Benim abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüpheme olsun.” ifadelerini kullandı.
‘MARJİNAL ÖRGÜTLER KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ İSTEMİYOR’
Ana muhalefet partisi ile birlikte bazı çevrelerin kentsel dönüşümü istemediğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde bazı çevreler –onların başında da ana muhalefet partisi geliyor- kentsel dönüşüm projelerine muhalefet ediyorlar. ‘Evime dokunma’ diyerek yalanları, iftiraları yayarak, bazı mahalleleri galeyana getirerek bu son derece önemli dönüşüm sürecini sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Çünkü ana muhalefetin zihniyetinde iki tabaka vardır; bir kaymak tabakası. Onlar farklı bir dünyada yaşarlar. İki tamamen ezilenler. Çünkü onların anlayışında politbüro kalıntısı anlayış vardır. Onlar, ezen-ezilen mantığıyla halka bakarlar. Ana muhalefet partisi de, onun kol kola olduğu, iş birliği yaptığı marjinal sol örgütler de, terör örgütleri de bu dönüşümün gerçekleşmesini belli sebeplerle istemiyorlar. Çünkü, ‘mağduriyet’ diyerek fırsat devşiriyorlar. Yoksulluğu istismar ediyorlar. Benim kardeşimi önce yoksulluğa mahkum edip sonra da duygularını istismara kalkışıyorlar. Militan devşirdikleri, her türlü karanlık işi çevirdikleri insanca yaşamdan uzak bu yapılaşmanın devamını istiyorlar.”
Ana muhalefet partisinin geçmişte tüm imkanların, imtiyazların kendi ellerinde olmasını istediğini ifade eden Erdoğan, “Kendisi en iyi eğitim imkanına sahip olacak, ama gecekondulunun çocuğu okumayacak. Şöyle bir bakın, onlar bu ülkenin en iyi eğitim kurumlarında okumuşlardır. Aradan sıyrılıp çıkanlar hep ‘zenci Türk’ olarak görülmüştür. İşte biz de onlardanız. Onlar en iyi işlerde çalışır, ama ‘kapıcının çocuğu kapıcı olarak kalacak’ derler. Kendisi en iyi konutlarda oturur, gariban gecekondularda. Nasıl ki Anadolu çocuklarını okullardan uzak tuttularsa, nasıl ki Trakya’nın çocuklarını bürokrasiden uzak tuttularsa büyükşehirlerdeki yoksulları da şehirlerden uzak tuttular. Kentsel dönüşümle Türkiye’de çürümüş bir sistemi ortadan kaldırıyoruz.” diye konuştu.