İçişleri Bakanı Soylu, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olması ile ilgili “Belgeleri, bilgileri yargıya verdik. İnşallah bundan mağdur olanlar gider orada derdini anlatır” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu Belediyesine ait düğün salonunda kentteki sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Buradaki konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan oluşuyla ilgili bilgi ve belgeleri mahkemeye verdiklerini bildiren Bakan Soylu, “Kılıçdaroğlu nasıl genel başkan oldu? Kasetle geldi. Kaseti kim yaptı? Nasıl genel başkan olduğunu gelin ben anlatayım size. Belgeleri, bilgileri yargıya verdik. İnşallah bundan mağdur olanlar gider orada derdini anlatır. Bu ilişki nasıl bir ilişkidir? Bu ilişki nasıl devam eder? İlişki kimin menfaatine oluşturularak Türkiye’nin siyasetine müdahale edilir? Bu demokrasiye, siyasi hayata, milletin iradesine bir darbedir.” diye konuştu.
“BİZ MHP İLE; CHP FETÖ İLE, PKK İLE UZLAŞTI”
Anayasa değişliği sürecinde AK Parti’nin MHP ile uzlaşarak ortaya 18 maddelik bir taslak çıktığını belirten Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partisinin ise PKK ve FETÖ ile uzlaştığını söyledi.
Bu uzlaşmanın terörle etkin mücadele edilen bir dönemde gerçekleştirildiğini vurgulayan Soylu, “TBMM’de bu anayasayı değiştirmek için, bu maddeleri getirmek için yeterli derecede çoğunluğumuz yoktu. MHP ile bir araya geldik, bir adım biz attık bir adım MHP attı, ortak noktada uzlaştık. Peki CHP, Kılıçdaroğlu kiminle uzlaştı? PKK ile uzlaştı, FETÖ ile uzlaştı. Öyle mi? Arkasında başka şeyler de var. Hep beraber uzlaştılar. Peki hangi dönemde uzlaştılar? Terörle mücadelenin en etkin olduğu, tam belini kırmak üzere olduğumuz bir dönemde terörün değirmenine can suyu taşıdılar.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı olduğunu, Kandil’de terör örgütünün attığı her adımı, aldığı her nefesi takip etmek zorunlulukları bulunduğuna işaret eden Soylu, şöyle devam etti:
“ERCİŞ’İ HAVAYA UÇURABİLECEK MÜHİMMATI HAZIRLAMIŞLARDI”
“Diyorlar ki ‘evet çıkarsa biz bittik’. Şimdi siyaset yapabilirsiniz, başka şeyler ortaya koyabilirsiniz, başımızın üzerine ama memleketin beka meselesi olunca, memleketin gelecek meselesi olunca biraz da düşünmek gerekir ve zorundasınız. Evlatlarımız orada büyük bir mücadele veriyorlar. Hani Gabar onlarındı, Cudi onlarındı. Hani Bestler Dereler onlarındı, hani istedikleri gibi ‘Biz dağlara hakimiz’ diyorlardı. Hani şehirlerde istediklerini istedikleri şekilde yapıyorlardı. Hain eylemlerinin dışında hani gidip insanlardan vergilendirme sözü altında para almaya çalışıyorlardı. Bakın dün gece Van’da iki tane daha Erciş’te bizim evlatlarımız etkisiz hale getirdiler. Bir korucumuzu şehit etmişlerdi, bir muhtarımızı şehit etmişlerdi. Bundan 3 ay önce Erciş Belediyesinin önüne bir kamyon getirip neredeyse Erciş’i havaya uçurabilecek o mühimmatı hazırlamışlardı. Evlatlarımız gitti gerekeni yerine getirdiler.”
Terörle mücadele konusunda büyük bir kararlık içinde bulunduklarının altını çizen Soylu, terörün büyük Türkiye geleceği için çözmeleri gereken en önemli sorun olduğunu bildiklerini dile getirdi.
Bu konuda sonuca ulaşacaklarını anlatan Soylu, şöyle konuştu:
“Hangi güç olursa olsun, ister PKK, ister DEAŞ, ister FETÖ, ister DHKP-C, ister PYD, ister Hollanda, ister Almanya, ister İsviçre… Her kim olursa olsun bilmenizi istiyorum ki bize Kastamonu yeter, bize siz yetersiniz. Geçen gece Lice’ye gittim, orada 7 bin evladımızla operasyon yaptık. Gece saat 11’de çıktık Ankara’dan Lice’ye vardık. Askerlerimizle, vatandaşlarımızla, komşularımızla, komutanlarımızla hep beraber oturduk. Biliyorsunuz orada temizlik yaptık, halen yapıyoruz. Şunu söylemek istiyorum. Ne dediler biliyor musunuz? Dün gece HDP milletvekili ve 30 kişilik bir grup geldi. Dertleri neymiş? ‘Burada operasyon yapmayın, operasyonu ne olursun durdurun’. Neden? Orada teröristlerle uğraşıyorlar. Orada şehri, Diyarbakır’ı etki altına alacaklar. Oradan bombalar hazırlayacaklar, Antalya’ya gönderecekler, Adana’ya gönderecekler, Mersin’e gönderecekler, İzmir’e gönderecekler. Türkiye’yi istikrarsız ve huzursuz terör ortamı içinde bir ortama itecekler. Bunlar da talimatla siyaset yapıyorlarmış gibi kendilerini ortaya koyacaklar.”
“KENDİ TÜKÜRÜKLERİYLE KONUŞUYORLAR”
Bakan Süleyman Soylu, 7 Haziran seçimleri sonrası birilerinin Doğu ve Güneydoğu’da “Bundan sonra bizim borumuz ötecek” dediğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Çocukların okuluna girip ‘Annenize babanıza selam söyleyin, eğer bizi desteklemezlerse onlara ne yapacaklarımızı onlar biliyor’ diyenler, çocuklarımızı travmaya sokanlar, gençlerimizin hayatlarını karartmaya çalışanlar oldu. Yetmedi musluklarından kan akanlar oldu. Sadece bunlar mı? Bir kısmı da şunu söyledi. ‘Biz artık barış istiyoruz, biz artık silahtan şiddetten uzak duracağız. Yüzde 10 aldık bakın, siyaset yapacağız’. Kandırarak, tehdit ederek, alçakça bir siyaset ortaya koyarak, birilerin maşası olarak bunu sağlamak istediler. O kadar heveslendiler ki… Biri çıktı dedi ki, ‘TC’yi tükürüğümüzle boğarız’. Şimdi kendi tükürükleriyle boğuşuyorlar. Birileri çıktı dedi ki, ‘Artık özerklik istiyoruz’. Nerede? Nusaybin’de. Nerede? Bu ülkede, Cizre’de özerklik yapacaklarmış. O gün senin cesaretin çoktu, lafı söyleyebiliyordun. Hadi bugün de olsun şu kadar bir cesaretin varsa bugün özerlik ilan et de görelim bakalım, ne kadar cesaretin var.”
“YENİ SİSTEMİ İSTEMEMESİNİN NEDENİ…”
Kılıçdaroğlu’nun yeni sistemi istemediğini dile getiren Soylu, “Yeni sistemi istememesinin temel nedeni şudur; Eski sistemde milletvekili cumhurbaşkanı olabilir. Genel başkan da olabiliyorsun. Kaybetsen de devam ediyorsun ama yeni sistemde böyle bir şey yok. Diyelim ki 2019’da Sayın Cumhurbaşkanımızın karşısına, biraz haksızlık ediyorum ama Kemal Kılıçdaroğlu çıksın. Kılıçdaroğlu’nun peşine tenekeyi takar gönderirler.” ifadesini kullandı.
Süleyman Soylu, 15 Temmuz’da darbenin gerçekleştirilmesi halinde yeni bir anayasa yapacaklarını söylediklerini anlatarak, “61 Anayasası yetmedi, 82 Anayasası yetmedi, 15 Temmuz’dan sonra yeni bir anayasa karşımıza getireceklerdi.” şeklinde konuştu.
Yeni sistemde herkesin kendi işini yapacağına işaret eden Soylu, “Meclis kendi işini, hükümet kendi işini yapacak. Hükümet 5 yıl boyunca kendi işini yapacak. Hükümet yanlış yaptığında kaybedeceğini bilecek. Yeni sistemde en yüksek verimlilik, en yüksek hızlılıkla hizmet edilecek bir sistem olacak. Uçlarda siyaset yapmak, marjinalleşme olmayacak. Gideceksiniz insanlara ‘Ne olursunuz beni destekleyin’ diyeceksiniz. Bu hem güçlü hem de uzlaşmayı sağlayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“YARGI MİLLETİN KONTROLÜNDE OLSUN”
Yargının geçmişinin sorunlu olduğunun altını çizen Bakan Soylu, şöyle devam etti:
“Neyin yargısı? 1961 Anayasası yapıldıktan sonra rahmetli Menderes’i asanlar hakimler, savcılar değil mi? Halk mı bunu yaptı? 71’de muhtıra olduktan sonra bir tek ses çıkarmayan yargıçlar değil mi? 17 yaşındaki çocukların yaşını büyütüp asan hakimler, savcılar, yargıçlar değil mi? Talimatla bunları yapanlar onlar değil mi? Tayyip Erdoğan’ı cezaevine gönderen, siyasi olarak muhtar bile olamayacak kabiliyete koymaya çalışan hakimler, savcılar, yargıçlar değil mi? Yargı hükümetin değil, yargı Meclisin değil, yargı milletin denetiminde, kontrolünde olsun. Yargı gelişmiş ülkelerde hükümetler, Meclis ya da ikisi tarafından belirlenir.”
Çok önemli bir sürece girildiğine dikkati çeken Soylu, tarihin en önemli dönemlerinden birinde olunduğunu belirtti.