Cumhuriyet Gazetesi bugün sürmanşetten “Kut’ül Amare 23 Nisan’ın Alternatifi mi? Nurettin Paşa Sevdalısı AKP” ile verdiği haberiyle, Kemalizmin bu ülkeyle, milletle, milletin değerleriyle, milletin tarihiyle kavgasını yeniden ifşa etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 5 Şubat 2016’da “Kut’ül Amare’de yenilenler Sykes-Picot Anlaşması ile Osmanlı’yı nasıl böleriz tartışmasını yaptılar. Bu anlaşmanın arkasında Anadolu’yu Rumeli’den koparmak vardı. Şimdi ya Kut’ül Amâre kazanacak, ya Sykes-Picot kazanacak” sözleriyle bahsettiği zafer.
Ama Sykes-Picot’un kurduğu Kemalizmin dogmalarına tutunarak yaşayan yosun gazetesi Cumhuriyet’e göre, Kut’ül Amâre zafer değil.
Gazete “KUT zaferini kutlama talimatının Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş imzası ile 24 Şubat’ta verildiği öğrenildi” diye yazarken, sanki çok gizli bir haberi deşifre etmiş olmanın heyecanını ya da 28 Şubat’ta kız öğrencilere yapılan zulümlerden bahsederken ki şehveti yaşıyor.
Gazetenin ortaçağ karanlığında kalmış Kemalist artıkları, Türkiye 1952’de NATO Üyesi olana kadar bu zaferin TSK’da “Kut Bayramı” olarak kutlandığını bilmeyecek kadar cahil mi?
Bu sorunun cevabı büyük ölçüde evet: milletin dini değerlerine “bu yılda kurban bayramı hac mevsimine denk geldi” ve milletin tarihine de “Enver Paşa Çanakkale’de yoktu..Kut’ül Amâre’de yenildik” diyecek kadar yakın olan bir cehalet bu.
Ama hamakatın şapka giyip kravat takarak ete kemiğe büründüğü bu Kemalist yobazlık bu haberleriyle, bu ülke’nin evlatlarının verdiği savaşın daha iyi anlaşılabilmesini de sağlıyor.
Yarım yüzyıldır “Yurtta Statüko” diyerek milleti döven, “Cihanda NATO” diyerek küresel oligarşinin paralı askerliğini yapan bu sefil Kemalizm, Çanakkale’deki Enver Paşa’yı da görmez, Kut’ül Amâre zaferini de İngilizlere hamleder.
Kut’ül Amâre zaferine Kemalizmin Cumhuriyet Gazetesi’nin saldırması bir şeyi daha yeniden açığa çıkardı: Kut’ül Amâre’de yenilen İngiltere’nin Kemalizmle olan “derin” bağları.
Can Dündar’ın “o büyükelçi”yle poz verirken yüzüne yansıyan rahatlığı nasıl anlamalıydık ki?
(HABER 10)