MEDYAGÜNDEM- Star’daki köşesinde Ahmet kekeç, “Bir gün Çevik Bir sizi ele verirse…” demiş ve başlamış anlatmaya:
“Mehmet Yakup Yılmaz’ından Ertuğrul Özkök’üne, Emre Kongar’ından Sedat Ergin’ine, onlarca, belki yüzlerce isim, Ergenekon (ilaveten Balyoz) davalarındaki mağduriyeti, ‘haksız tutuklamaları’, gazetecilere yapılan fenalıkları, yok yere içeride yatan generalleri yazdılar.
Bir tür, ‘Ergenekon sanıklarıyla danışma’ platformu oluşturdular.
Sedat Ergin kardeşimiz ‘özel çalışma’ bile yaptı.
Balyoz iddianamesini mercek altına aldı ve delillerin ‘üretme’ olduğunu kanıtlama yarışına girdi. Yarışın diğer elemanı, damat Dani Rodrik’ti.
Özetle, iddianamenin altını boşaltmaya, darbe yargılamalarını işlevsizleştirmeye çalıştı.”
Kekeç’in Soner Yalçın’la ilgili şu ifadeleri çarpıcı:
“Böyle yürek parçalayıcı yazılar yazdılar, yürüyüşler düzenlediler, mitingler yaptılar, imza topladılar, ‘ağzı bantlı fotoğraflar’ çektirdiler.
Elinde kaleminden başka suç aleti bulunmayan Soner Yalçın’ın, kalemiyle neler yaptığına, kimleri hangi suç örgütlerine hedef gösterdiğine, hangi aileleri milliyetçi azgınlığın önüne attığına, hangi meslektaşlarına yönelik sistematik ^’itibarsızlaştırma kampanyaları’ düzenlediğine yahut düzenlenmesine önayak olduğuna bakmadılar bile. (Bkz. ‘Kömürcünün karısı’, ‘mutluluk çubuğu’, ‘eşcinsel parfümü’, ‘İsmail’in anasını belledim’ vakaları ve ‘Sabetaycılık’çalışması…)”
Kekeç konuyu da şöyle Çevik Bir’e getirmiş:
“Çevik Bir Paşa, ‘Biz kafamıza göre hareket etmedik. Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı da bu işten sorumludur’ demiş, komutanı hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
İlerisini düşünebiliyor musunuz?
Bir gün kafası atıp, “Bugün desteklerini bizden esirgeyen gazeteciler de darbe suçlusudur, onlar da yargılanmalıdır” derse ne olacak?
Der mi, der…”
Kekeç’in yazısı için TIKLAYIN
medyagundem.com