Zaman gazetesi, şişirme rakamlarla 104 bin olarak gösterilen Bugün gazetesinin tirajının 5 bin 600’e, Millet gazetesinin ise 47 binden 15 bine düştüğünü yazdı. FETÖ’nün baş tetikçisi Zaman, hayali satış ve ‘yumurta kolisi’ olan gazeteler hariç tutulduğunda, FETÖ Medyasındaki gerçek tirajların 5-15 bin dolaylarında olduğu gizlendi.
Şişirme tirajlarla gazetelerinin çok sattığı yalanını dillendiren FETÖ Medyası, İpek Medya Grubu’na kayyum atanmasıyla birlikte adete deşifre oldu. Bugün ve Millet gazetesinin, kayyumun göreve gelmesi ile birlikte iflasa sürüklendiğini iddia eden Zaman gazetesi dün yayınladığı haberinde ”İpek medyada tiraj ve reytinler dibe vurdu” ifadelerini kullandı. 104 bin olarak gösterilen Bugün gazetesinin tirajının 5 bin 600’e, 47 bin tirajda olan Millet gazetesinin 15 bine düştüğünü yazan Zaman, ‘yumurta kolisi’ olan gazetelerin hariçte tutulduğunda gerçek tirajın 5-15 bin dolayında olduğunu gizleme yoluna gitti.
TİRAJ SAHTEKARLIĞI ORTAYA ÇIKTI
Zaman gazetesinde dün “Kayyum el koyduğu gazete ve TV’leri iflasa sürüklüyor” başlığıyla yayınlanan haberde, Bugün gazetesinin tirajının 5 bin 600’e, 47 bin tirajda olan Millet gazetesinin 15 bine düştüğü belirtildi. Bugün ve Millet’in korsan satış ve ‘yumurta kolisi’ yapılarak şişirilen sözde traj rakamlarının esas kabul eden Zaman gazetesinin, kayyumdan sonra asıl rakamların ortaya çıkmasını ‘tiraj düşmesi’ olarak yorumlası dikkat çekti.
SIRA ZAMAN’A GELECEK Mİ?
Kayyum’a ‘iflas’ iftirası atan Zaman gazetesinin 600 bin olarak görünen tiraj rakamının gerçek oranının ne olduğu ise yeniden merak konusu oldu. Bilindiği gibi Zaman’ın tirajını denetleyen Basın İlan Kurumu, gazeteye abone olduğu bildirilen kişilerin karşılığı bulunmadığı gerekçesiyle Zaman’a ilan kesme cezası vermiş ve Zaman’ı “50 binin altında satan gazeteler” listesine dahil etmişti.
(YENİ AKİT)
Basın gibi stratejik öneme sahip sektörlerin namuslu, vatansever ve ahlâken sağlam insanların elinde bulunmasının bir ülke için ne kadar değerli olduğunu bu vesileyle anlamış olduk.
Alçak ve hain, aynı zamanda namussuz insanların elinde bulunan medya kuruluşları, millete karşı bir silah gibi kullanılıyor. Yalan, iftira, kara propaganda ve algı operasyonunun her türlüsüne olanca şiddetiyle maruz kalıyoruz. Bu işi o kadar ileri götürüyorlar ki; üçkağıtçı, fasık, kumarbaz, köpük partisi müdavimi bir topluluğu altın nesil, kifayetsiz muhterisleri kurtarıcı, din cahili, ilim ve tasavvuf ehliyeti bulunmayan, münafık, madrabaz ve şarlatanları hocaefendi kisvesiyle milyonlarca insana pazarlayıp yutturabiliyorlar. Hakikatleri öylesine tersyüz ediyorlar ki, yalan, iftira, kara propaganda yapan ihanet medyası özgür medya, bunlara karşı şanlı bir direniş sergileyen millî medya, havuz medyası veya yandaş medya olarak yaftalanıyor. Şirretliğin böylesini herhangi bir batı ülkesinde yapmaya kalksalar, kayyum atanması bir yana, analarından doğduklarına pişman edilirler.
Memlekete yeni yerleşip, hiç kimseyi tanımayan, ülke hakkında hiç bir malûmatı olmayan birisi bu gazete ve televizyonları takip etmeye başlasa; vatanseverleri hain, dürüst ve namuslu insanları hırsız, darbecileri demokrat, münafıkları ise halis müslüman zanneder.
Birtakım ahlakî kriterleri taşımayan kişilerin medya kuruluşu sahibi olmasının önüne geçecek kanunî düzenlemeler yapılmazsa bu tür sahtekârlıkların biriyle mücadeleyi bitirmeden diğeri ortaya çıkar. Hele hele siyonistlerin ve onların yardakçılığını yapan içimizdeki yerli hainlerin gazetecilik, televizyonculuk yapmasına imkan veren mevzuat bir an önce değiştirilmelidir.