Siyasi olarak iyice köşeye sıkışan HDP lideri Selahattin Demirtaş, AK Parti’nin ne şekilde olursa olsun ‘devrilmesi’ gerektiğini söyleyerek ‘Erken seçim olur, başka bir şey olur… AKP’nin ya durdurulması ya da devrilmesi lazım’ dedi.
Dokunulmazlık dosyalarında rekoru elinde bulunduran yasanın Meclis’ten geçmesi halinde 6-7 Ekim’de cinayete azmettirme dahil çok sayıda suçtan yargılanacak olan HDP lideri Selahattin Demirtaş sonnuda ağzındaki baklayı çıkardı.
Terör örgütüne yakın bir gazeteye konuşan Demirtaş, açıkça halkı yeni bir isyana çağırarak AK Parti hükümetinin ne şekilde olursa olsun ‘yıkılması’ gerektiğini söyledi.
1 Mayıs’tan sonra halkın Gezi ya da 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi sokaklara inmesi için çağrı yapan Demirtaş, Ensar Vakfı’na yapılan linç operasyonunu eleştiren Altan Tan’ın da partiden ihraç edilebileceğini söyledi.
İşte Demirtaş’ın açıklamalarından bir bölüm:
“YA SEÇİMLE YA BAŞKA YOLLA AK PARTİ’Yİ DEVİRMELİYİZ”
Yani iki tarafa da çağrı yapılıyor, taraflardan biri ‘Masaya dönmeye hazırız’ diyorsa öbürü ‘Hayır sonuna kadar ezeceğiz, zerresine kadar söküp atacağız, herkesi temizleyeceğiz bu ülkeden’ diyorsa yüklenmemiz gereken taraf bellidir. Savaş isteyen taraf bellidir. Dolayısıyla AKP’ye karşı bir direnişin olması lazım. AKP barış, çözüm, ateşkes, masa tüm bunları kabul ederse zaten KCK yapılan açıklamalarla buna hazır olduğunu belirtiyor. Barışa giden yol belli artık AKP’nin durdurulması lazım. AKP’nin siyaseten en azından barış noktasına mecbur bırakılması lazım, ya da AKP devrilecek. Yani bu ülkede erken seçim olur, başka bir şey olur, AKP’den ülke kurtulur ve bu şekilde çözümün önü açılır, başka yolu görünmüyor bunun.
“MEYDANLARA ÇIKIN! ALANLARI AK PARTİ’YE DAR ETMELİYİZ”
Direnmek lazım yani elimizden ne imkan varsa direnmek lazım. Gerçekten şu anda laf değil iş zamanıdır. İşte 1 Mayıs yaklaşıyor. Herkesin çok güçlü bir şekilde 1 Mayıs’ta hem emeğin hakkı, parlamentoda sırada bekleyen kölelik yasası, kıdem tazminatı yasası ama aynı zamanda barış ile bağlantılı olarak alanlarda, meydanlarda olması lazım. Direniş sadece evde televizyon izleyerek, öfkelenerek olmaz. Hepimizin bedel ödemeyi de göze alarak 1 Mayıs’tan başlayarak alanları AKP’ye dar etmemiz lazım ki bütün bu vahşeti durdurabilelim.
“DOKUNULMAZLIĞIMIZ KALKARSA BİZİ YARGILAMAK KOLAY OLMAYACAK”
Dokunulmazlıklarımız her şeye rağmen kaldırılırsa, yani teklif yasalaşırsa biz kendiliğimizden gidip mahkemelerde ifade vermeyeceğiz. Çünkü bu normal bir süreç değil, normal bir yargılama faaliyeti değil, bir darbedir, parlamentoya yapılmış bir darbedir. Biz tıpış tıpış gidip savcıya, hakime ‘Geldik, hadi ifade verelim’ demeyeceğiz. Ya zorla getirme kararı çıkaracaklar, ya yakalama, ya tutuklama… Kendileri bilir, bu iş bu kadar kolay olmayacak. Milletvekilimiz eğer yargı huzuruna zorla çıkarılsa dahi biz o yargılamaları kabul etmeyeceğiz. Oralarda biz savunma falan yapmayacağız, tam tersine bizi yargılamak için oraya götürenleri biz oralarda yargılayacağız. Dediğim gibi bu iş öyle AKP’nin düşündüğü gibi kolay olmayacak, çetin bir mücadele önümüzde bizi hepimizi bekliyor.
“ALTAN TAN DİSİPLİNE SEVK EDİLEBİLİR”
HDP ile kurumsal olarak uzaktan yakından alakası olmayan görüşlerdir. En sert şekilde bunlar eleştirilmiş, uyarılmıştır. Gerçekten bu konularda ısrar edilirse de disiplin soruşturması dahil her şey şu anda kararlaştırılmış durumdadır. Herkesin buna göre hareket etmesi lazım. Kimsenin mevcut ahlaksızlığı savunma konusunda bu kadar cüretkar davranmaması lazım. Hangi partiden olursa olsun.