MEDYAGÜNDEM- KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, PKK’nın çekilme sürecini anlattığı kandil’deki basın toplantısından sonra bir grup gazeteciyle özel görüşme yaptı. Vatan’dan Ruşen Çakır, Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş, Radikal’den Ezgi Başaran, Birgün’den Ertuğrul Mavioğlu, t24 sitesindem Aydın Engin ve CNN Türk’ten Şirin Payzın’a konuşan Karayılan’dan bomba açıklamalar geldi.
Oslo sızdırmasına ilişkin olarak Karayılan “cemaat sızdırdı” iddiasından bulunurken, Uludere’de de ABD parmağı olduğunu söyledi.
Karayılan’ın “Oslo’yu cemaat sızdırdı” sözü Radikal’de Ezgi Başaran’ın haberinde yok, belli ki cemaat kökenli Eyüp Can o ifadeyi çıkarttırdı.
İşte Karayılan’ın bombaları:
(…)
Cemaat sızdırdı
“Önderliğimiz ile sorunların çözülmesi, tartışılması daha doğrudur. Eğer zaten biz ona dönük sıkı bir politika yürütmeseydik bu süreç gelişmeyebilirdi. Devletle bizim aramızda aracı olan, isim vermeyeceğim çünkü ısrarla isimlerinin vermesini istemiyorlar, ama uluslararası ve tanınan bir kurum. Bunların bizimle iletişime geçmesi ilk görüşmemiz 2005’de oldu. 2006’da da ilişkiler sistematik oldu. Bunların şartı şuydu: Evvela gizlilik şartı koyuyor. Basına kapalı olacak. Yönetiminizde dar bir kesim bilecek. Herkes bilmeyecek. İşte yetkili yönetim kaç kişi? Sorudular. Dedim ki 11 kişi. ‘Tamam bu 11 kişi dışında kimse bilmeyecek.’ Böyle birkaç görüşmede sistematik, karşı tarafla da görüşüyorlar. Türkiye’de önce Başbakan’la görüşmüşler. Başbakan onları MİT’e yönlendirmiş. Demiş, ‘O benim temsilcim’. 2006’dan, Emre Taner’in müsteşarlığı döneminden bahsediyorum. Bu sonradan 2008 Eylül ayında karşılıklı görüşmeye dönüştü. Başlangıçta onlar arada mekik dokuyordu. Mesajlar iletiyorlardı. 2008’de onlar bizim bir heyetimizi alıp götürdü. Biz oradan baktık bayağı yetkileri var. Özel uçak kaldırabiliyorlar. O zaman Oslo’da görüşme oldu. Bizzat görüşmede yoktum. Hep istedim ama prensip olarak şehirlere inmiyorum. O zamandan beri bizim anladığımız, direkt bizimle irtibata geçme tercihi ağır basıyor. Biz de hep yok dedik. İmralı bu işin içinde olmazsa olmaz. Biz yürütmedik. Biz paralel yaptık. Nasıl? Diyelim her Oslo görüşmesi öncesi, aslında hepsi MİT mi değil mi bilmiyoruz, asker olduğunu zannetmiyorum ama belki Dışişleri bürokratları olabilir bu kişilerin arasında. Hakan Fidan ilk görüşmeye geldiğinde MİT’te değildi, Başbakan’ın temsilcisi olarak bulundu. Söylemeyeyim ama Oslo’dan sonra da başka bir yerde görüşme oldu. Onu kim sızdırdıysa o dediğim başka yerdeki görüşmeden de sızdırmış. Tek görüşme değil. Farklı görüşmeleri bir araya getirmişler. Daha çok da Hakan Fidan’ı zorlayacak şeyleri koymuşlar. Bence sızdıran cemaat. Şimdi biraz ilişkileri iyileştirmek istiyoruz ama kanaatim öyledir.”
(…)
‘Uludere’de ABD parmağı vardır’
“Amerika pragmatisttir. Avrupa kolay kolay değişmiyor. ABD temsilci göndermedi. Net bir şey yok. Mesaj olarak ‘alkışlıyoruz’ diyorlar ama pratikte bir şey yok. Bugün gezen Heron kimindir? Bu Predatördür. Roboski ile ilgili bir teknik ayrıntı söyleyeyim. Tek tek suikast yapılmış. 1 saat 48 dakika. Bize karşı birkaç kez kullanılmıştı. Çukurca’da Kazan Vadisi’nde. Bir gruba hava saldırısı geldiği vakit 2/3’ü 1/3’ü bile vurulmaz. Çünkü insanlar dağılır. Nasıl herkes ölür, katırlar bile ölür? Orada ABD ilişkisi ortaya çıkacak. Amerika’nın parmağı vardır.”
(…)
medyagundem.com