MEDYAGÜNDEM- Soner Yalçın’ın “adamı”, eş durumundan “beyaz Türk”, Akşam’ın botokslu kadın yazarı Tuğçe Tatari de Kandil’e çıktı!
Hani Kandil Dağı’nı yol geçen hanına çevirdiler desek yeridir.
Artık Hasan Cemal’lerin falan çıkmasının da bir özelliği kalmadı…
Nasıl “kan uykucu”, Oda TV ekibinden ulusalcı Serdar Akinan Kandil’e çıktı, Tatari de “yoldaşları”nın izinden PKK’nın üssüne gitmiş..
“Erbil’de beni dağa götürmek üzere gelen arabayla buluştuğumda kafamda onlarca soru vardı. Dört saate yakın bir yolda bana eşlik edecek olan, arabayı kullanan Zaza’yla sohbet etmeye başladık. Daha önce Kandil’e giden gazeteci arkadaşları sordu; Serdar Akinan, Ertuğrul Mavioğlu’ndan ve onların Kandil deneyimlerinden söz ettik. ‘Onları da ben götürmüştüm’ dedi.” diye yazan Tatari’nin akıl hocasının kim olduğu da anlaşıldı. “Yaşasın Oda TV kardeşliği” durumları yani…
Karayılan’la öğlen yemeği de yiyen Tatari, izlenimlerini şöyle anlatıyor:
“Kapının önünde bir hareketlenme olduğunu fark ediyorum. Sohbet kesiliyor, kadınlar dışarıya çıkıyor ve yanlarında Murat Karayılan’la geri dönüyorlar. “Hoş geldiniz” diyor. Böyle bir buluşma beklemediğim için şaşırıyorum. Oturuyoruz. O sırada yer sofrası kurulmaya başlıyor. Türk basınından gelen röportaj talebi yoğunluğundan bahsediyor. Çarşamba günü İmralı’dan gelen son mektup üzerine basın açıklaması yapacağı için şimdilik röportaj taleplerine yanıt veremediğini anlatıyor. O sırada açık olan İMÇ TV’de Milliyet gazetesine sızan İmralı tutanakları konuşuluyor. O konuya dair düşüncelerini öğreniyorum. Biraz gündemde olan konular hakkında konuşuyoruz. Ama röportaj yapmadığımız için yazmayı uygun bulmuyorum. Yemek bitiyor, çaylar içiliyor ve ben röportajımı yapmak üzere sofradan ayrılıyorum.”