MEDYAGÜNDEM- Abdullah Öcalan’ın BDP milletvekilleriyle görüşmesinin ardından çözüm sürecine ilişkin Kandil’e yazdığı mektup, BDP- DTK heyeti tarafından PKK’nın Kandil kampındaki Murat Karayılan başkanlığındaki KCK yönetimine teslim edilmişti. O görüşme fotoğrafı ve Karayılan’ın açıklamaları ortaya çıktı.
ANF’nin yayınladığı açıklamalarda Karayılan’ın Milliyet’e yönelik “servise” ilişkin sözleri dikkat çekiciydi. Karayılan servisi BDP’nin yapmadığını, notların çalınmış olabileceğini söyleyerek, bir operasyon durumuna işaret etti.
Karayılan’ın sözleri şöyle:
“Öncelikle ben gazetecilerin sonuna kadar özgür hareket etmesi gerektiğine inananlardanım. Fakat bu sızma olayı gerçekten bir gazetecilik midir, yoksa yapılmış bir hırsızlık mıdır konusu pek net değil. Aldığım bilgiler ve yapılan açıklamalardan bunun BDP tarafından sızdırılmadığı görülmektedir. Eğer BDP tarafından yapılmış bir sızdırma durumu söz konusu değilse, o vakit akla gelen şey, bu metnin çalınmış olduğudur. Bu nedenle ben bir gazetecilik olayından ziyade bir operasyon durumunun olabileceğini düşünüyorum. Metnin, sürece bir biçimde çomak sokmak isteyen bazı kesimler tarafından çalınıp sızdırıldığı ihtimali yüksek bir ihtimal olarak öne çıkmaktadır. Bu hususu tabii ki başta BDP olmak üzere ilgili kesimler netleştirmeli. Kamuoyunun da onlardan beklentisi budur. Yani nasıl sızdırıldığı konusunu açıklığa kavuşturmaları gerekiyor.
ANCAK SIZDIRILMIŞ OLMASI BÜYÜK BİR FACİA DEĞİL
Fakat metnin sızdırılmış olması, öyle büyük bir facia da değildir. Yani biz, ‘bu sabotajdır’, bilmem ‘2. Oslo sızdırmasıdır’ türündeki değerlendirmeleri de abartılı buluyoruz. Doğru, bunu basına sızdıranın iyi bir niyet taşımadığı açık. Ama daha sürecin başında herkes şeffaflıktan bahsediyordu, ‘her şey şeffaf gelişecek’ deniliyordu. Peki, o zaman niye bu kadar sert eleştirilerle karşılanıyor.”