Paralel İhanet Çetesi’nin önceki gece 2 hakim eliyle; aralarında Hidayet Karaca’nın da bulunduğu 75 tutukluyu hukuka aykırı şekilde tahliye ettirme girişimi, bardağı taşıran son damla oldu… Hukukçular, siyasiler ve STK temsilcileri; “Derhal bir yargı reformu yapılmalı, paralelci hakim ve savcılar acilen ihraç edilmelidir” dediler.
İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, paralel yapıya yönelik soruşturmalardan tutuklu bulunan 75 şüphelinin tahliyesine ilişkin korsan kararına hukukçuların ve siyasetçilerin tepkisi büyük oldu. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, paralelcilere korsan tahliye kararını “yok hükmünde sayarak, paralel yapının yeni bir provokasyon girişimini engelledi. Bu skandal girişime karşı siyasiler, hukukçular ve STK temsilcileri, “Bu olay gösterdi ki, paralel yapı hâlâ diri ve acilen temizlenmesi gerekir” dediler.
AHMET İYİMAYA: YARGIDAKİ ARIZANIN DIŞA VURUMU
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, İstanbul Adliyesi’nde yaşanan toplu tahliye kararları sorusunu, “Yargı erkinde var olan bir büyük arızanın dışa vurumundan başka bir şey değildir” sözleriyle değerlendirdi. Görevsiz mahkemenin, üstelik toplu tahliye kararı verebilmesini açıklayacak herhangi bir mantık ve hukuk olmadığının altını çizen İyimaya, “Anayasa’nın 138, 142, 36. maddeleri ve Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) Madde 7’ye bakıldığında bu gerçek bütün çıplaklığıyla anlaşılmaktadır. Artık anayasal yargı reforma kaçınılmaz hale gelmiştir. Başta yargı camiamız olmak üzere hepimizin üzerine düşen, adalet vicdanının tabi sınırlarına saygı göstermektir” ifadelerini kullandı.
TBMM ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ YILMAZ TUNÇ
TBMM Adalet Komisyonu Sözcüsü Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 75 şüphelinin tahliye edilmesine yönelik kararıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, “Bu karar hukuku tanımamaktır. ‘Ceza Muhakemesi Kanunu’nu ben tanımıyorum. Ben kanunlara uymadan da karar verebilirim’ cüretini göstermektir. Yargı içerisinde hâlâ yanlış yola, hukuk dışı yollara tevessül etmek isteyenlerin olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
“BURADA BİR YETKİ GASPI VAR”
“Ceza Muhakemesi Kanunu açık. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre soruşturma aşamasında tutuklamaya itiraz, Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılır. İtiraz da izleyen numaradaki sulh ceza mahkemesi hakimliğine yapılır” diyen Yılmaz Tunç, şunları söyledi: “Asliye Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararı verme yetkisi yok. Burada bir yetki gaspı var. O nedenle bu tahliye kararı yok hükmündedir. Asıl yetkili olan Sulh Ceza Hakimliği’dir. Zaten Sulh Ceza Hakimliği de bu konudaki kararını vermiştir.”
Konunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklaması ve İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla düzeltildiğine dikkat çeken Tunç, “Ama bu tür yanlışlıklara tevessül edilmemesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devleti. Herkes kurallara uyacak. Yargı kanunlara, kurallara, hukuka uyacak, yürütme de yasama da. Ama yargı eğer, ‘Ben kanuna, hukuka uymam, benim verdiği karar hukuktur’ diyorsa o zaman orası hukuk devleti olmaz. HSYK yetki gaspını gerçekleştirenler hakkında mutlaka gerekli tedbirleri almalıdır. Mutlaka gerekli incelemeyi başlatmalıdır. Başlatmış olduklarını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
ALİ İHSAN YAVUZ
TBMM Adalet Komisyonu Üyesi AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz da İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin yetki gaspıyla, 75 şüphelinin tahliye kararı almasının, paralel yapının, gelinen noktada bile neler yapabileceğini, gözünü nasıl karartabileceğini gösterdiğini söyledi.
“Bu yapı gerektiğinde her türlü hukuksuzluğa, kanunsuzluğa ve ahlaksızlığa sapabilecek bir yapıdır. Hatta birtakım güç odakları adına hukuki, ahlaki ve siyasi intihara tevessül edebilecek bir yapıda olduğunu bize gösteriyor” diyen Yavuz şöyle devam etti: “Bu yapı, hâlâ ben buradayım demek istiyor. Ancak geçti Bor’un pazarı, Türkiye bunların nereye hizmet ettiklerini çoktan çözdü. Herkes rahat olsun. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Allah’ın izniyle.”
“Burada tam bir görev ve yetki gaspı söz konusudur” tespitini yapan Yavuz, “Bu durumda da olaya el atması ve tüm yönleriyle değerlendirmesi ve gerekeni yapması gereken de HSYK’dır. HSYK bu işe el atmıştır. Ama bence çok daha derin, çok daha net ve şiddetli bir tavır ortaya koyulması gerektiği ortadadır” ifadelerini kullandı.
FATİH MADEN: PARALEL YAPI MESAJI VERİYOR
Hukukçular Derneği Genel Başkanı Fatih Maden, tutukluluk hallerinin kaldırılması yetkisinin, sulh ceza hakimliklerine tanındığını hatırlatarak, “Paralel yapı burada yine ortaya çıkmış, kanunu, hukuku hiçe sayarak etkili oldukları yerlerde hukuku ve kanunları kendi sistemlerine göre oluşturdukları düzenine göre uygulamaya geçirmişlerdir. Biz hâlâ diriyiz, ayaktayız. Fırsatını bulduğumuzda da gerekeni yapacağız’ şeklinde bir mesaj göndermişlerdir” dedi.
Fatih Maden, “Bu son olayla paralel yapının bir an evvel yargıdan temizlenmesinin, Türkiye’nin normalleşmesi açısından ne kadar önemli olduğu tekrar ortaya çıkmıştır. Bu olay zamanlama açısından da manidardır. Olay,Yüksek Seçim Kurulu’nun aday listelerini kesinleştirdiği tarihin hemen ertesi gününe rastlamıştır. Paralel yapının daha birçok alanda seçim güvenliğini sabote etmeye yönelik eylemler yapacağı görülmektedir. Hükümet ve HSYK bu konuda gereken önlemleri almalıdır.” ifadelerini kullandı.
ALAATTİN VAROL: HSYK BU HÂKİMİ DERHAL AÇIĞA ALMALIDIR
Hukukçular Birliği Vakfı Genel Başkanı Alaattin Varol, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararının yok hükmünde olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu kararla paralel yapı hakimleri bir kez daha hukuku katletmişlerdir. ‘Kanun koyucu da hüküm verici de biziz’ demişlerdir. Hukuka kanuna böyle yaklaşılması durumunda, bir ildeki hakimlerin tümünü reddeden şahıs başka bir ilden yargılanabilir. Paralel yapı bu durumu lehine kullanabilir. İstedikleri dava, güçlü oldukları ile verilene kadar hakimleri reddedip yargıyı yönlendirebilirler. İstedikleri gibi karar aldırabilirler. Bu konuda süratle tedbir alınması gerekir. Bu nedenle HSYK derhal bu hakimi açığa almalı. Yaptığı çok büyük bir suç olduğundan dolayı cezavindeki şahısların yanına gönderilmelidir”.
TATLI: BU ORGANİZE BİR İŞ
Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, “Bu iki hâkimi ayarlamadan böyle bir karar verdiremezsiniz. Kim ne derse desin net olarak söylüyorum, bu organize bir iştir” ifadelerini kullandı.
“Üst bir akıl oturup kanunun neresinde bir boşluk yakalayabiliriz diye düşünmüşler ve hâkimin reddi müessesesini deneyelim demişler” diyen Tatlı, “Ama hâkimin reddi müessesesinde bir hâkim reddedilebilir, on hâkim birden reddedilemez. İkincisi ise tahliye kararlarıdır ve bunlar da yok hükmündedir. Nöbetçi mahkemeler bu işi yapmaz. Bunlar 29 ile 32’nin aynı anda nöbetçi olduğu bir anı yakalayıp böylesine bir karar aldırtmışlar” dedi.
Paralel Yapı’nın, 17 ve 25 Aralık operasyonlarında olduğu gibi kendi adamları olan nöbetçi hakim denk getirerek yaptıkları operasyonların aynısını önceki gece de yaptıklarını söyleyen Tatlı, “Burada yok hükmünde olan iki tane işlem vardır; bir tanesi reddi hakim müessesesini işletmişlerdir. Diyelim ki bu karar doğru, o zaman olması gereken şey, İstanbul adliyesinin civarında başka sulh ceza mahkemesi kalmadığı için dosyayı en yakındaki Bakırköy Sulh Ceza Mahkemesi’ne göndermesi gerekirdi. Ama bunu yapmayarak, kendi adamlarının olduğu, kendisi gibi emir alan bir mahkemeye göndermiştir ve karar çıkartmışlardır. Mahkemenin verdiği karar yok hükmündedir.” dedi. Tatlı, “Bunlar çok tehlikeli ve her şeyi yapabilirler. Adalet Bakanlığı ve HSYK’nın zaman kaybetmeden gerekli inceleme ve soruşturmaları yapması gerekir. Adamlar suç işliyor, Yargının bu yapıdan temizlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
(YENİ AKİT)