Kabataş saldırısı kurbanı Z.D.’nin kayınpederi Osman Develioğlu: Olay yerini gören 2 kamera da nasıl arızalı olur? Görüntüleri montajlayıp “Bakın saldırı yok” diyorlar.
Çocuğuyla birlikte yürürken, Kabataş’ta sarhoş bir Gezici grubun saldırısına uğrayan Z.D. adlı kadının anlattıkları, Türkiye’yi ayağa kaldırmıştı. Fethullah Gülen örgütü ile onların güdümündeki Doğan yayın grubu, seçim öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet aleyhine algı oluşturmak için Kabataş olayını yeniden gündeme getirdi. Paralel işbirlikçiler, montaj bir kamera görüntüsü üzerinden, yaşadığı korkunç dakikaları anlatma cesareti gösteren genç kadına ve olayı haber yapan gazetecilere yönelik linç girişimini sürdürüyor. Kabataş mağduru Z.D.’nin kayınpederi Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, olayın ayrıntılarını ve yeniden gündeme getirilme nedenini SABAH’a anlattı:
O GÖRÜNTÜ KESİNLİKLE VAR
Biliyorum ve inanıyorum. Bu işler soğuduktan sonra birisi elinde bir CD ile gelecek ve “İşte o görüntüler” diyecek. Çünkü gelinimin saldırıya uğradığı Kabataş’taki olay yerinde bir MOBESE kamerası var. Benzin istasyonunun kameraları var. Her nedense o gün ikisi de arızalı. Böyle bir şey mümkün olabilir mi?
Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz vefat etti biliyorsunuz. Ailesine sabır diliyorum. O olayda, “Bilirkişi kamera görüntülerini sildi” beyanına inananlar ve buna inanmamız için baskı yapanlar, Kabataş’taki görüntülerin bilinçli olarak yok edildiğine niye inanmıyor? “Orada kamera görüntüsü kasten silindi” diye kampanya yürütenler, biz aynı şeyi söyleyince, “Yalan” diyorlar.
Bu olayın görüntüleri basına ilk servis edildiğinde bir seçim arifesindeydik. Şimdi yine seçim öncesi ve bu olayı yine ortaya getirdiler. Malum grupların yayın organlarına bakın, anlarsınız ne demek istediğimi. Çünkü ellerinde başka argüman kalmadı. Televizyonlarından, gazetelerinden korkunç bir algı operasyonu yürütüyorlar. Bize acımasızca saldırıyorlar. İçimizi yeniden acıtmak, “Zaten bunlar hep yalancı” algısı oluşturmak için… Biz olaya hiç ideolojik yaklaşmadık. Haklılığımızı ispatlama zorunluluğumuz yok. Tek amacımız, bu vahşi saldırıyı yapanların hak ettikleri cezayı çekmeleri.
GÖRÜNTÜYÜ MONTAJLAMIŞLAR
Bu olayla ilgili tek görüntü kaydı, Kabataş İskelesi’nde İDO’ya ait kameranın 17 dakikalık kaydıdır. Bir tek savcının önünde olan bu görüntü, malum gruplara yakın basına servis ediliyor. Ama gelinimin saldırıya uğramış olabileceği anları kesip atmışlar. İşlerine geldiği gibi, hiç bir sorun yaşamıyormuş gibi göründüğü anları cımbızlamışlar. Şu anda aleyhimize kullanılan delil olan kamera görüntüsünü ben görüp detaylı şekilde inceledim. Görüntülerin tamamını izlediğinizde, gelinimin kalabalık bir grubun arasında olduğu görülüyor. İskele tarafındaki kameranın kaydettiği görüntüler, alanın tamamını görmüyor. Benim gelinim bu 17 dakikalık görüntünün tamamında görünmüyor zaten. Kameranın görmediği noktalardan da geçiyor. Ama Kanal D’de yayınlanan haberde gelinimin, tamamında göründüğü izlenimini verip “Bakın işte hiçbir müdahale, saldırı yok” diyorlar.
GELİNİMİN BEYANI ESASTIR
Sadece benim çocuğum değil, o süreçte başörtülü ya da başörtüsüz birçok insan saldırıya hatta cinsel tacize uğradı. İnsanlar toplumun huzuru daha fazla kaçmasın diye sustu. Mağdur olduğumuzu öğrenince bize ulaşıp “Biz de saldırıya uğradık” diyenler oldu. Bunlar da mı yalan? Bir kadın durup dururken “Ben saldırıya uğradım” der mi? Bu saldırının, benim gelinime değil de bacınıza, akrabanıza yapıldığını düşünün. Bu vandallık devam etseydi, kadınlara başörtülü başörtüsüz ayrımı yapmadan saldıracaklardı. Bu işi tezgâhlayanların asıl amacı buydu. Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Genç bir kadının anlattıklarını da lütfen daha hassas ve vicdanlı şekilde ele alalım. Kadının beyanı esastır. “Ama bazı kadınların beyanı daha esastır” gibi bir anlayışı kabul etmiyorum. Kadının beyanı esas diyorsak benim gelinim beyanı da esastır.
MOBESE DE PARALEL KAYNAK’IN KONTROLÜNDE
Kabataş saldırısının yaşandığı dönemlerde, İstanbul’daki kamera sistemi MOBESE, Sürat A.Ş.’nin kontrolündeydi. Sürat A.Ş, Paralel Yapı’nın bankası Bank Asya’nın da ana ortağı olan Kaynak Holding’e bağlı bir şirket… Bu da akıllara görüntülerin karartıldığı şüphesini getiriyor.
‘RÖPORTAJ VERMEDİM DİYE SALDIRDILAR’
Develioğlu: “Bugün bize ‘Yalancısınız’ diye saldıran gazeteciler günlerce beni röportaj için aradılar. Bunlardan biri de ünlü bir kadın röportajcı. Benden olumsuz cevap alınca, aleyhimizde yazmaya başladı. O gün röportaj yapan kadın gazetecilere de acımasızca saldırıyorlar.”
‘O GÜN GÖREVLİ POLİSLERE BAKIN’
“Olayı öğrenir öğrenmez bütün tanıdıklarımı, emniyetteki dostlarımı devreye soktum. ‘Kamera görüntülerini alın’ dedim. ‘Tamam, alıyoruz’ dediler. Ama daha sonra ortada görüntü yoktu. O gün orada görev yapan polislerin bugün nerede olduğunu araştırırsanız, nasıl bir komployla karşı karşıya olduğumuzu daha net anlarsınız. Gelinime fotoğraflar gösterildi. Benzettiklerini teşhis etti. Ama maalesef sonuç alamadık.”
O PARALEL MÜDÜR SİLİVRİ CEZAEVİ’NDE
Kabataş’ta 1 Haziran 2013’te yaşanan saldırı soruşturmasını yürüten ekibin başında, Emniyet Müdürü Ertan Erçıktı vardı. Paralel örgütün Tahşiye kumpası soruşturmasında tutuklanan Erçıktı’nın yürüttüğü soruşturmanın ilk ayında görüntü araştırması yapılmadığı, görüntülerin bu tarihten sonra araştırıldığı iddia ediliyor.
DUMANLI’NIN ‘KATMERLİ YALAN’ İFTİRASI
Başkan Osman Develioğlu, Paralel örgütün gazetesi Zaman’ın yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın Kabataş’la ilgili attığı çirkin twiti bize gösterdi. Dumanlı twitte, “O hanımefendi ve eşi, arabaya şen şakrak binip gidiyor. Daha ötesi katmerli yalandır” diyor.
(ŞABAN ASLAN/SABAH)
İçinde Paralel ihanet çetesinin adının geçtiği bu tip haberlerden sonra insan sormadan edemiyor:
-Her taşın altında, her pisliğin içinde, her alçaklığın arkasında olmak zorunda mısınız?