A Haber’de ‘Birlikte Bakalım’ programında konuşan Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Salih Tuna, ‘Paralel Medya’nın Türkiye’yi Batı’ya “Medya baskı altında” yalanıyla şikayet etmesini 28 Şubat döneminden de örnekler vererek sert sözlerle eleştirdi.
Tuna, “Dumanlı ve şürekası daha ifadeleri bile alınmadan “Ey Batı” diye yaygara kopardılar. Milliyetçi, mukaddesatçı çizgi, Batı’ya kendi ülkelerini kan içseler dahi jurnalleyen bir çizgi değildir. Bunlar başka bir çizgi.” dedi. Salih Tuna şöyle konuştu:
“Akit Gazetesi’ni polis basmıştı yayınlarından dolayı. Söz konusu yapı da o vakitler “Beceremediniz artık bırakın” modundaydı. Dolayısıyla destek vermek bir yana Akit Gazetesi’ne yapılan bu saldırıyı onaylar pozisyondaydı. Bir de yine o dönemde Selam Gazetesi ve Tevhit Dergisi var. Selam Gazetesi’nin yüzlerce çalışanı ve sahipleri de olduğu gibi derdest edildi, gazete kapatıldı. Bu insanlar bilhassa Yeni Şafak’ın sahipleri yaygara koparmadı. Muhafazakar, mukaddesatçı, milliyetçi gelenekte Batı’ya ‘jurnal’ yapmamak gibi bir tavır vardır. Necip Fazıl bu geleneğin en çok bilinen üstatlarındandır. Ölmeden önce Kenan Evren kendisi hakkında dava açmıştı, 5 yıl cezası vardı. Eğer ölmeseydi 5 yıl daha içeride yatacaktı. Yurt dışı da dahil çok tanımış bir insan olduğu halde kimse bilmezdi bunu.”
‘KAN İÇSELER BATI’YA ŞİKAYET ETMEZLER’
“Aynı şekilde ben Muhsin Yazıcıoğlu’na da sormuştum. Partisini daha yeni kurduğu dönemdeydi. Uluslararası insan hakları dernekleri ‘işkence var mı yok mu’ diye sorduğu bir dönemde, o da ağır işkenceler çekmiş bir insan olarak “Siz böyle bir şikayette bulundunuz mu?” dediğimde, Yazıcıoğlu “Ben kendi ülkemi asla yabancılara şikayet etmem” demişti. Bu gelenek muhafazakar çizgide vardır. Ama bu Dumanlı ve şürekası daha kendilerinin ifadesi dahi alınmadan “Ey Batı bunlar duyulsun” diye ifade etmeye başladılar. Yani bu çizginin çok dışındadırlar. Bu çok önemli bir şey. Milliyetçi, mukaddesatçı çizgi Batı’ya kendi ülkelerini kan içseler bile jurnalleyen bir çizgi değildir. Bunlar başka bir çizgidir.”