İzzet Çapa o siteyi karanlık çukurlarına fena gömdü!

MEDYAGUNDEM.COM-  Hürriyet yazarı İzzet Çapa ezberleri bozup, Şafak Pavey’le ilgili çarpıcı soruları gündeme getirince hemen karanlık çukurlarından provokatörlük yapan ve Ak Parti’ye karşı her türlü “terörize psikolojik operasyon” yürüten Oda TV’nin hedefi oldu.

Çapa da bunun üzerine izzetcapablog.com adresindeki kişisel blogunda Soner Yalçın ve sitesi Oda TV’yi karanlık çukurlarına gömen bir cevap verdi.

İşte o yazı:

(…)

Putları yıkmak…

Dün ‘kutuplaşma’ denen olgunun doruk noktalarında yaşadığımızı bir kez daha anladım ve bir kez daha üzüldüm.  Üzülmem sadece kendi adıma değil, ülkem adına da…

Blogumu okumayanlar için olayı tek cümleyle özetleyeyim. Şafak Pavey’e etrafta dolanan dedikodular hakkında bir kaç soru sordum.  “Her türlü tartışmanın dışında örnek alınması gereken genç bir kadın Şafak Pavey… diye başlayan yazının sonunu da özellikle şu satırlarla getirdim “İnancım onun çatır çatır konuşup dedikoducuların ağzını kapatacağı…”

Sanki bir tabuya dil uzatmışım gibi küfürler hakaretler gırla gitti gün boyunca… Oda Tv’ciler de inek sağmaya bayılıyor olmalılar ki, onlar da katıldılar bu kervana… Bana kalırsa direk olarak küfredenler Oda’cılardan daha samimi… Çünkü diğer ‘güruh’ her zaman olduğu gibi olayı saptırıyor ve bel altından vurmaya devam ediyor…

Bakın şu başlığa… “Hürriyet yazarı da Şafak Pavey’in özel hayatına dil uzattı. Ne de olsa Sevilay Yükselir’in yakın arkadaşı… ” Akılları sıra bir taşla üç kuş… Hem beni, hem gazeteyi, hem de Yükselir’i vuracaklar. Şu cümlelerin amiyaneliğine bakar mısınız: Bir yandan bar, gece kulübü işletirken bir yandan da Hürriyet’te röportajlar yapıyormuşum… İlgi çekmek için Şafak Pavey’in özel hayatını dilime dolamışım… Sevilay Yükselir’in iğrenç tweetinin devamını ‘yakın arkadaşı’ olan bendeniz getirmişim. Ve son bomba; ‘İşte medya’nın getirildiği yer burası; çukur’ cümlesi…

Eğer gerçekten bir çukur varsa bunu uzaklarda aramanıza gerek yok, dönüp bir kendinize bakın yeter… “Şafak Pavey’in sigorta parası intihar gerekçesiyle mi ödenmedi” “Tayyip Bey kazadan sonra Pavey’le yakından ilgilenip, tedavi masraflarının da ödenmesini sağladı mı” diye sormanın özel hayatla ne ilgisi var? Tabii amaçları üzüm yemek değil bağcıyı dövmek yönünde çalışan ‘beyinlere’ göre durum değişiyor.

Sevilay Yükselir ile yakın arkadaşlığıma gelince… Oda TV’nin imtiyaz sahibi Soner Yalçın ile aynı masada daha çok oturmuşluğum ve muhabbet etmişliğim vardır. Ayrıca kankam olsa kime ne? Üstelik dünkü yazısında şu cümlelerle özür dilemedi mi Yükselir?  “Ben büyük bir hata yaptım. Korkunç bir yanlışa imza attım. Kalben yazdığım bu satırları kalp gözü ile okuyan herkesin beni anlayacağına ve affedeceğine eminim.”

Ama bazılarında kalp gözü falan hak getire… At gözlükleri ve öküz gözlerle bakıyorlar çevrelerine… Madem olayın üzerine mal bulmuş mağribi gibi atladılar; şimdi palavrayı bırakıp Pavey’in yerine onlar şu sorulara cevap versinler bakalım;

İsviçre’deki sigorta şirketinin Şafak Pavey’in sigorta parasını  ödemediği, ya da çok az bir kısmını ödediği doğru mu?

Annesi Ayşe Önal ve Pavey’in eskiden Erdoğan ile özel bir hukukları, dostlukları var mıydı: Varsa neden bozuldu?

Tayyip Bey kazadan sonra Pavey’le yakından ilgilenip onun tedavi masraflarını da ödenmesini sağladı mı ?

Benim bir sosyal demokrat olarak bu soruları sorma hakkım yok mu? Var olmasına da, iş bazı tabulara gelince sosyal demokratlık rafa kalkıyor hemen. Bilen bilir; Nazım Hikmet 1920’li  yıllarda ‘Resimli Ay’ dergisinde ‘Putları yıkıyoruz’ kampanyası başlatmıştı. Ama rahmetli “Putları yıkalım” derken “Benim putuma dokunma” dememişti…

Sizi putlarınızla başbaşa bırakıyor; sorularımın cevabını bekliyorum…

(…)