Anasayfa / ANALİZ / İşte “tutuklu gazeteciler” meselesinin aslı
gazeteciler

İşte “tutuklu gazeteciler” meselesinin aslı

Freedom House’un raporunda yer alan 44 kişilik listede hükmü kesinleşmiş olan 18 kişiye yer verilmesi ve bu kişilerin yargılanmış oldukları eylemlere ilişkin en ufak bir değerlendirmenin yapılmamış olması, yetkili bir mahkemenin vermiş olduğu hükmü yok saymaktır. Türkiye’nin iç siyasi tartışmalarında taraf olmak için doğru olmaya bilgiler üzerinden operasyon yapılmıştır.

Adnan Boynukara/Yazar

Kimi Batılı kurumlar ve STK’ların, Türkiye söz konusu olduğunda üzerinde durdukları temel konulardan birisi ‘tutuklu gazeteciler’ meselesidir. Freedom House’un yayınladığı son rapor bu tartışmayı yeniden tetikledi. Bu meselenin tartışmalı olmasının temel nedeni, ortada dolaşan verilerin birbirinden oldukça farklı olması ve sadece yargılanan kişiler ile onların avukatlarından alınan bilgileri esas alarak hazırlanmış olmasıdır. Yani hazırlanan raporların tümü, tek taraflı bilgiye dayalı olarak hazırlanmaktadır.

Bu konuyu tartışmalı kılan asıl konu ise ilgili organizasyonların ulaşmış oldukları verileri teyit etme ihtiyacı duymamaları ve olduğu gibi doğru kabul etmeleridir. Meselenin taraflarından birisi olan Adalet Bakanlığı ile bilgileri paylaşma veya karşılaştırma ihtiyacı duyulmaması, raporları tartışmalı hale getirmektedir. Halbuki bilgileri teyit etmek raporların bağımsız hazırlanması ilkesine zarar vermez. Sadece kamuoyunu doğru bilgilendirmeye katkı sunar. Bununla birlikte, eksik ve yanlış bilgileri, rapor olarak servis eden kurumların saygınlığının zedelenmesinin de önüne geçilmesine katkı sağlar!

Batılı organizasyon ve kurumlar, tutuklu gazetecilere ilişkin verileri, ilgili kişilerden, avukatlarından ve bu alanda faaliyet gösteren Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun (TGDP) verilerinden yararlanarak derlemektedirler. TGDP’nin 24 Nisan 2014 tarihinde yayınladığı tutuklu gazeteciler listesinde 44 isim yer almaktadır. Bu isimler, ceza infaz kurumunun verileri üzerinden analiz edildiğinde, gerçeği içermeyen bilgilerin kullanılmış olduğu görülüyor. Tutuklu olduğu ifade edilen 44 isim incelendiğinde; 18 kişinin yargılamasının tamamlandığı ve hüküm verildiği, 11 kişinin yargılanmasına tutuklu olarak devam edildiği, 14 kişinin değişik tarihlerde tahliye olduğu ve 1 kişinin ise ceza infaz kurumlarında kaydına rastlanmadığı görülmektedir. Bu veriler tutuklu denilebilecek kişi sayısının 11 olduğunu ortaya koymaktadır.

Yargılamaları devam eden kişiler konusunda değerlendirme yapmak doğru değil. Ancak listede ismi bulunan ve yargılaması tamamlanmış olan kişilerin hüküm almış oldukları eylemlere ilişkin bir değerlendirme yapmak mümkün. Bu bağlamda hüküm almış olan kişilerin, dosyaları incelendiğinde, hüküm aldıkları eylemlerine bakıldığında; (1) kaldığı hücre evinde değişik çapta ateşli silahlar bulundurmak, (2) resmi belgede sahtecilik, (3) başkası adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi kullanmak, (4) patlayıcı madde bulundurmak ve kullanmak, (5) banka soymak, (6) işyeri yağmalamak, (7) polis memuru öldürmek, (8) helikoptere bombalı saldırıda bulunmak, (9) farklı polis karakollarının bombalanması, (10) haraç almak, (11) terör örgütüne üye olmak, (12) terör örgütünün silahlı dağ kadrosuna elaman kazandırmak için çalışmak, (13) on sekiz yaşından küçük çocukların örgüte katılımını organize etmek, (14) molotoflu saldırı gerçekleştirmek, (15) tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurulmak, (16) silahla kasten yaralamak, (17) konut dokunulmazlığını ihlal etmek, (18) kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak, (19) tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve el değiştirme, (20) anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak ve bu amaçla örgüt kurmak.

Gazetecilik faaliyeti mi?

Raporu hazırlayan kurumlar, hüküm almış olan kişilerin dosyalarını inceleme ihtiyacı duymuş olsalardı, bu bilgilere rahatlıkla ulaşabilirlerdi. Ancak buna ihtiyaç duyulmamasının altında yatan gerekçeyi anlamak mümkün değil! Üzerinde durulması gereken diğer bir konu ise bu eylemlerin hangi hukuk devletinde suç sayılmadığıdır! Bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin yargılanmadığı bir ülke düşünülebilir mi? Meslek üzerinden masumiyet koruması oluşturmak, hukuk devleti anlayışı ile bağdaşır mı?

Türkiye son yıllarda demokratikleşme ve devletin demokratik dönüşümü alanında önemli adımlar attı. Basın Kanunu tamamen yenilenmiş, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçlularını övme veya terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınlar hakkında yayın durdurma cezası uygulanmayacağı hükmü getirilmiştir. Geçmiş tarihlerde basılı yayınlar hakkında verilmiş olan toplatma kararları kaldırılmışbasın ve yayın yoluyla kanaat açıklama yöntemleriyle işlenen suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturmaların ertelenmesi, kesinleşmiş olan mahkumiyet hükümlerinin infazının ise ertelenmesine ilişkin düzenleme hayata geçirilmiştir. Basın davalarında, dava açmak için getirilmiş olan süreler kısaltılarak, ilgili süreler geçtikten sonra dava açılamayacağı hususu hükme bağlanmıştır. Propaganda suçu, ‘şiddeti teşvik veya tahrik’ kriterine bağlanmıştır. Hak ihlallerinin önüne geçmek için İnsan Hakları Eylem Planı hazırlanmış ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilerek hayata geçirilmiştir. Yapılan yasal düzenlemeler ve mevzuat değişiklikleri incelendiğinde, gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklamanın mümkün olmadığı görülecektir.

Türkiye, bu alandaki düzenlemelerin tamamını kendi iradesiyle hayata geçirmiş ve talep edilen bilgileri paylaşmakta sakınca görmeyen bir ülkedir. Türkiye’nin bu tutumu dikkate alındığında, var olan gerçeği gizlemenin mümkün olmadığı görülecektir. Bu nedenle de, doğru olmayan bilgileri esas alarak hazırlanan raporların, Türkiye’nin iç siyaseti konusunda pozisyon almaya yönelik olduğu algısı giderek güçlenmektedir. Doğru olmayan veriler üzerinden algı operasyonu yapılmasına sesiz kalmak mümkün değil. Çünkü raporlar üzerinden yapmak istenen tam anlamıyla buraya denk düşmektedir. Şayet ilgili organizasyonların amacı sağlıklı veriler içeren rapor hazırlamak ise; mahkum olmuş kişilere hangi fillerden dolayı hüküm verildiğine, yargılaması devam edenler için ise iddianamedeki isnatlara bakılması gerekir. Gerçeğin, gizlenememe gibi bir özelliğinin olduğunu bilmekte yarar var!

Manipülatif veriler

Meselenin içinden çıkılmaz bir hal almasının arkasındaki temel neden, konuya ilişkin çalışma yapanların yanlış bilgi kullanma ısrarlarıdır. Veriler incelendiğinde, doğru olmayan bilgi kullanılarak rakamları şişirme eğilimi çok daha net ortaya çıkmaktadır. Hakkında yetkili bir mahkeme tarafından hüküm verilmiş, hükmü Yargıtay tarafından onanmış, hatta dosyası AİHM’e götürülmüş, AİHM’de de verilen kararlara ilişkin ihlal olmadığı tespit edilen kişilere ve mahkemelerce tahliye edilmiş olan isimlere listelerde yer verilmesinin temel nedeninin bu olduğunu ifade etmek mümkün.

44 kişilik listede hükmü kesinleşmiş olan 18 kişiye yer verilmesi ve bu kişilerin yargılanmış oldukları eylemlere ilişkin en ufak bir değerlendirmenin yapılmamış olması, yetkili bir mahkemenin vermiş olduğu hükmü kabul etmemektir, yok saymaktır. Yargılama süreçleri ve dosyalar incelenecek olunursa, bu kararlarının hiçbirisinin gazetecilik faaliyeti nedeniyle verilmediği görülecektir. Raporları hazırlayan organizasyonlara, “kendi ülkelerinin mahkeme kararları konusunda nasıl bir tutum takındıklarını” sormak lazım! Diğer bir sorun ise farklı tarihlerde tahliye edilmiş olan kişilere, ısrarlı bir biçimde, listede yer verilmesidir. 2014 yılına ait olduğu ifade edilen bir raporda, 2012 ve 2013 yıllarında tahliye edilmiş olan isimlere yer verilmesinin bilgi eksikliğin den kaynaklandığını söylemek oldukça masum kalmaktadır. Yapılan, Türkiye’nin iç siyasi tartışmalarında taraf olmak için doğru olmaya bilgiler üzerinden operasyon yapmaktır. Bu ise kabul edilemez…

(STAR/AÇIK GÖRÜŞ)

MEDYAGUNDEM

bass1

ABD elçisinden PKK’ya resmen ve alenen destek

ABD Büyükelçisi John R. Bass, PKK’nın gazetesi Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi yayın yönetmenliği yaptıkları için …

boynukara

Filikalara atlayanlara rağmen amiral gemi yoluna devam edecek

Gündeme ilişkin haber10’a özel değerlendirmelerde bulunan Ak Parti Adıyaman Milletvekili adayı Adnan Boynukara, AK Parti’nin …

erdogan-freedom

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Freedom House özel olarak kurdurulmuş itibarsız bir kuruluş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün TRT Haber ekranında özel bir yayınla gazetecilerin sorularına verdiği cevaplarda …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir