Paralel yapının sesi medya kuruluşları “basına özgürlük” derken Fetullah Gülen’in avukatları 8 ayda RTÜK’e 100’e yakın şikâyette bulundu!
Paralel yapının sesi medya kuruluşları “basına özgürlük” diye veryansın ederken Fetullah Gülen’in hukukçuları “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” dedirtti. Gülen’in avukatlarının son 8 ayda paralel yapının tartışıldığı programlar için RTÜK’e 100’e yakın şikâyet başvurusunda bulunduğu ortaya çıktı.
Hakkaniyet Hukuk Bürosu aracılığıyla Gülen’in vekili avukat Nurullah Albayrak tarafından yapılan son başvurulardan biri de aHaber’de yayımlanan “Söz Teması” için oldu. RTÜK raporunda 31 Ağustos’ta yayımlanan programa katılan konukların sarf ettiği cümlelerin “ifade özgürlüğü” kapsamında olduğu belirtilirken, Gülen’in de kendi yayın mecralarında düşüncelerini rahatça ifade edebilecek imkânlara sahip olduğuna dikkat çekildi. Aynı hukuk bürosu yine aHaber’de yayımlanan “Memleket Meselesi” ve “Birlikte Bakalım” adlı programları da aynı gerekçelerle şikâyet etti. Gülen’in avukatları tarafından son 8 ayda RTÜK’e 100’e yakın bu kapsatma başvuru yapıldığı öğrenildi. Şikâyetlerde genel olarak aHaber’e yayın durdurma ve para cezaları verilmesi istendi.
HANİ ÖZGÜR MEDYA?
Gülen’in avukatı tarafından RTÜK’e yapılan başvurular, bir yandan “ifade özgürlüğü yok” diye yakınılırken, öte yanda medya kanallarına ceza verilmesi ve kendileri aleyhine yayın yapanların sindirilmesi için savaşıldığını ortaya koydu.
Pensilvanya üfürükçüsü bunlara nasıl okuyup üflediyse idrak yolları tıkanmış. Onlar tezvirat, yalan, iftira ve kara propaganda yaparken, her türü şirretliğe basın özgürlüğünü payanda yapıyorlar.
Beyinsizlik icabı, kendi yalan, çarpıtma, iftira ve kara propaganda faaliyetleri basın özgürlüğü kapsamına girerken, bunların içyüzünü faşedip maskelerini indiren, gerçekleri dile getiren yayınları susturmaya çalışıyorlar. Birazcık akıl, haya duygusu ve vicdanları olsa, fetönün kirli işlerinin takibini yapmada kullandıkları, hukuk yoluyla hukuku ayaklar altına aldıkları avukatlık bürosunun ismine hakkaniyet demeye utanırlardı. Hakkaniyet bilinci olan insanların, şer odaklarının maşası olmuş birine vekalet ediyor olması ne kadar hakkaniyet ile bağdaşır? Bu konu hukukun olduğu kadar, psikiyatri ilminin sahasına da girer. Terör, ihanet, himmet, zimmet suçlamalarıyla yargılanan bir şahsın, medyaya karşı dava açan vekillerinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığını kontrol için kliniğe sevkedilmeleri gerekir. Oldu olacak, her türlü cinayet, alçaklık ve ihaneti işleyen pkk ve ışid örgütlerinin liderleri de birer hukuk bürosu kiralayıp istediği medyayı sustursun, işine gelmeyen askeri polisi dava etsin.