Düşünün Fetocu terör örgütünün yanında saf tutan Yeni Asya bile bugün “Silvan” manşeti atıp, PKK cephesinden meseleye bakıyor. “Silvan’da siviller öldürülüyor” diye devleti katil, PKK’yı mağdur gösteren bir algı operasyonu dönüyor. Yine Aydın Doğan ve FETÖ medyası PKK’nın değirmenine su taşıyan manşetler atıyor. Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz bugün “Silvan’da siviller öldürülüyor”un arka planını yazdı. Silvan’da olan biten ise Tayiz’in şu çarpıcı satırlarında: “PKK’nın Silvan’ı yeniden hareketlendirmesi, Türkiye’nin ABD ile birlikte Kobani’nin yanı başındaki Cerablus’a yönelik yürüttüğü operasyon hazırlığıyla yakından bağlantılı. Türkiye, güney sınırındaki büyük kuşatmayı kıracak stratejik bir operasyona hazırlanırken, PKK da içeriden bunu engellemek için çalışıyor. ” İşte yazısı:
Silvan’da neler oluyor? Malum medyada çıkan haberlere bakılırsa devlet bu ilçeyi tanklarla kuşatıp arada da sivilleri öldürüyor. HDP ise “Ceberut” devletin baskısını kırabilmek için kamuoyuna “duyarlılık” çağrısı yapıyor!
PKK medyasından alınan bilgiler “haber” diye okura sunulunca, böyle kara bir tabloyla karşılaşmamız tabii kaçınılmaz oluyor. Kolayca devletin “katil”, PKK’nın ise “mağdur” olduğudur kanısına ulaşılıyor. Yoğun ajitasyonun, “duyarlılık” çağrılarının tesiri altında olan gerçeklere oluyor; doğrular ucuz bir propagandaya kurban gidiyor.
Oysa Silvan’da yaşananlar gizli saklı değil. PKK, 15 Ağustos’ta “özyönetim” ilan ettiği ilçede yeniden hendekler kazıp ilçeye doldurduğu silahlı militanlarla “kurtarılmış alan” yaratmaya çalışıyor. Silvan’ın özelliği kırsal bağlantısının diğer yerlere göre daha avantajlı olması. İlçeyi roket, bomba ve silahlarla sürekli takviye edebiliyorlar. Silvan, dağ kadrosunun rahatlıkla girip çıkabildiği bir yer. Şu an 30 dağ kadrosundan militanın Silvan’da olduğu, YDG-H’lilerle sayılarının 50-60 civarında olduğu belirtiliyor.
Devletin Silvan’ı tanklarla kuşatma altına alma sebebi ise ilçeyle kırsal arasındaki bağlantıyı kesmek. Güvenlik güçleri, ağırlıklı olarak üç mahallede hendekler kazarak mevzilenen, ağır silahlarla donanımlı militanları etkisiz hale getirmek için dikkatli hareket ediyor. Sivillere zarar gelmemesi için operasyonlar uzun bir süreye yayılarak yürütülüyor. Buna rağmen Silvan’daki çatışmalarda iki polis, biri teğmen üç asker hayatını kaybederken onlarca güvenlik görevlisi de yaralandı. 10’dan fazla kayıp veren PKK’nın ise, ilçeyi terk etmemesi için vatandaşları tehdit ettiği belirtiliyor. Buna rağmen ilçeyi terk edenlerin sayısı 10 binin üzerinde. Geriye kalan siviller ise PKK tarafından canlı kalkan olarak kullanılıyor.
PKK’nın “özyönetim” veya “kurtarılmış alan” yaratma çabasının sonuçsuz hatta saçma bir girişim olduğu ortada. Kuşkusuz örgüt de bunun farkında. Cizre’de, Sur’da, Lice’de, Yüksekova ve daha pek çok yerleşim yerinde bu taktik denenmesine karşın hiçbir sonuç vermedi. Peki buna rağmen PKK neden Silvan’da yeniden harekete geçti? Dağ kadrosundan 30 militanını göz göre göre neden ölüme gönderdi? Silvan’ı “kurtarmak” için mi?
Bu soruların gerçek yanıtı aslında Suriye’de; PKK’nın Silvan’ı yeniden hareketlendirmesi, Türkiye’nin ABD ile birlikte Kobani’nin yanı başındaki Cerablus’a yönelik yürüttüğü operasyon hazırlığıyla yakından bağlantılı. Türkiye, güney sınırındaki büyük kuşatmayı kıracak stratejik bir operasyona hazırlanırken, PKK da içeriden bunu engellemek için çalışıyor. Silvan’dan başlattıkları çatışmaları büyüterek siyasi alana yayabilirlerse, yeni bir 6-7 Ekim ortamı oluşturabilirlerse Türkiye’nin elini kolunu bağlayabileceklerini düşünüyorlar. HDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, bu planın taşeronluğunu yapıyor. Malum medya ise PKK ve HDP’nin değirmenine su taşıyor.
“Silvan’da siviller öldürülüyor”un arkasındaki gerçekler kısaca böyle.
