Yeni Şafak yazarı eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, paralel ihanet çetesinin nasıl yabancı gizli servisler tarafından kullanılan ve bir “gönüllü ajan” olarak faaliyet gösteren şebeke olduklarını anlattığı yazısında, bir de bu hain örgütün son kullanma tarihini açıkladı.
İşte “Paralel Yapı’nın son kullanma tarihi” başlıklı yazısı:
İLLEGAL PARALEL YAPIYA DAİR ÇARPICI ANEKDOT
Ortadoğu’da ve dünyada bölgesel ve küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Yeni Türkiye’nin önü küresel destekli bir darbe girişimi ile 17 -25 Aralık’ta kesilmek istenmişti. Polis, yargı, MİT ve ordu başta olmak üzere devletin tüm kurumlarını hedef alan illegal hiyerarşik paralel yapının, devleti ahtapot misali kuşatarak ‘yolsuzluk ve rüşvet örtüsü altında’ milli iradeye yönelik suikast girişimi son anda, hükümet tarafından alınan adli ve idari tedbirlerle önlenebilmişti. Yapılan soruşturma ve operasyonlarda, devletin kurumlarına sızma stratejisinin belirli bir program ve plan dahilinde uzun yıllardan bu yana devam ettiğini ortaya koymuştu.
1980’li yıllarda başlayan bu sızma ve kadrolaşma harekatının vahim sonuçları ile ilgili bir anekdot, 18 Aralık 2002 tarihinde hunharca ve profesyonelce düzenlenen bir suikast sonucu öldürülen Necip Hablemitoğlu’nun, ölümünden sonra yayınlanan ”Köstebek” adlı kitabında yer almıştı. Olay Fethullah Gülen’in, ABD’ye hicret etmeden önce devletin istihbarat birimleri ile ilişkisini açıklaması ile ilgiliydi. Gülen Gazi olaylarını iki ay önce öncesinden istihbarat vasıtasıyla öğrendiğini belirterek, Gaziosmanpaşa olayları olmadan önce, Türkiye’nin birçok bölgesinde bu tür patlamaların olacağı bilgisi veya istihbaratını olaylardan, 1,5 ay önce devletin başındaki insanın en yakınına ilettiğini açıklamıştı.
HABLEMİTOĞLU’NUN RAPORU
Necip Hablemitoğlu, Köstebek isimli kitabında paralel yapı ile ilgili olarak resmi veya özel birçok rapora yer vermişti. O dönemde ”Yeni Hayat” dergisinde yer alan ”Türkiye’deki Etki Ajanı Borsası Fethullahçılar” ara başlığı altında yayınlanan rapor paralel yapıya günümüzde yapılan operasyonlara ışık tutabilecek bir nitelikte görünüyor.
Rapor’da; ”Paralel yapının o süreçte” MİT ve Genelkurmay İstihbaratı’na muadil ve alternatif bir sivil istihbarat örgütü kurma çabalarını hızlandırdıkları, bu örgütün, hizmeti cemaati gizlemeye yönelik yanıltıcı bilgi, üretme hizmeti dahil tüm teknik hizmetlerini paralel yapı içindeki emniyetçilerin yürüteceği, siyasilere ve de hedef kişilere yönelik tehdit-şantaj amaçlı özel bilgi bankası gibi çalışılacağının öğrenildiği belirtilmişti.
ABD’YE GÖNÜLLÜ AJANLIK YAPAN PARALEL YAPI
Paralel yapının ABD casusu, etki ajanı, yönlendirici ajan ya da kısaca nüfuz casusu olmadığını bugüne kadar iddia eden kimsenin çıkmadığı açıklanan raporda, kendi yayın organlarında bile bu yönde bir inkarın söz konusu olmadığının da özellikle altı çizilmiş görünüyor. Fethullah Gülen’in ABD’de (refugee) statüsünde kalıcı olmadığının iddia edilmesinin aksine CIA nezdinde tüm Paralel Yapı mensuplarının (Walk-in ) tabir edilen bir kategoride yani gönüllü olarak ajanlık hizmetini talep ettikleri de özellikle iddialar arasında yer alıyor.
PARALEL YAPI SADECE CIA’YA ÇALIŞMIYOR
Raporda ayrıca Paralel Yapı’nın sadece CIA hesabına tek taraflı ajan değil (double-agent) olarak piyasalarını yükselttikleri, Alman Dış İstihbarat Servisi olan BND’nin tavassutuyla ilk adımda Afganistan’da okul sayısını 6’ya çıkardıkları, BND bağlantısından dolayı Almanya’nın iç istihbarat örgütü olan Federal Anayasa’yı Koruma Teşkilatı’nın da desteğini otomatikman alan örgütün yaklaşık 2.400.000 vatandaşımızın yaşadığı bu ülkede himmet parası toplama ve yandaş mürit kazanma amacına yönelik olarak, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Köln, Münih, Hannover, Stuttgart gibi tüm şehirlerde, ”Y.Burg A.Ş gibi şirketlerin yanısıra, Dost Yolu Derneği, Türk Akademisyenler Derneği, İslam Din Birliği” gibi çok sayıda aktif örgüte sahip oldukları da iddia ediliyor.
İngiltere’de de okul açan ve Londra’da büyük bir merkez binası satın alan paralel yapının İngiltere’nin dahilde yabancılara dönük faaliyet gösteren, MI5 ve Dış İstihbarat Servisi MI6’nın Uzak Doğu’ya yönelik faaliyet gösteren departmanı CIFE ve Orta Doğu’ya yönelik faaliyet gösteren departmanı MEIC ile okullar konusunda müşterek çalışma yürüttükleri, okul açma faaliyetleri çerçevesinde 50’den fazla ülkede 500’den fazla okul açtıkları ve bu yapının Türkiye’nin hasmı ülkeler için en uygun ve en zengin ajan borsasını oluşturdukları raporda önemli iddialar arasında yer alıyordu.
Günümüzde ABD ve İsrail ile Paralel Yapı arasında bağlantı olduğu iddialarını güçlendiren bazı olay ve açıklamaları kronolojik olarak sıraladığımızda bu ilişkiler ağının yalnızca iddialardan ibaret olmadığı gerçeği ile karşılaşmamız sürpriz olmasa gerek.
PARALEL YAPININ SON KULLANMA TARİHİ
Paralel Yapı medyasının 28 Şubat darbesinin arkasında, ABD’nin örtülü İsrail’in açık desteğini görmezden gelip bu konuda yorum yapmamaları, Hakan Fidan’ın 27 Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarı olarak atanması sonrasında uluslararası ilişki ve teamüllere aykırı olarak İsrail’in MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ABD’ye İrancı olduğu suçlaması ile şikayet etmesi, 9 Türk vatandaşının öldürüldüğü 31 Mayıs 2010’da İsrail askerleri tarafından gerçekleştirilen Mavi Marmara saldırısında, Fethullah Gülen’in, İHH ve Türkiye’nin İsrail’den izin alınmamasını eleştirerek İsrail’in otoritesine vurgu yapması, Mavi Marmara katliamı sonrasında gözaltına alınan İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın, MOSSAD ajanları tarafından yapılan sorgusunda kendisine, ”Selam örgütü” mensubu olup olmadığının sorulması, CIA Başkanı Petraeus’un ‘Siz İsrail’in özrünü kabul edin, biz de sizin cemaatle ilişkilerinizi düzenleyelim’ talebi, Pensilvanya’daki zatın İsrail’in Filistin katliamı ve soykırımı karşısında en ufak bir kınamada bulunamaması, TC Başbakanı Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Abbas ile yaptığı dış politika ile ilgili devlet sırrı niteliğindeki kritik kozmik konuşmaların yasadışı olarak dinlenmesi ve konuşma tapelerinin, ABD veya İsrail’e verilip verilmediği hususunun yargı tarafından araştırılması, Başbakan Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı bakanların sözde Selam–Tevhid örgütü kurulduğu iddiasıyla yasadışı olarak dinlenmeleri, Paralel Yapı’nın Türkiye aleyhine faaliyetleri ve dış iltisaklarının deşifre olması tüm tetikçi yapılarda olduğu gibi son kullanma tarihlerinin de belli olması anlamına geliyor. 2015 Haziran ayında yapılacak genel seçimlerde AK-PARTİ’nin zaferle çıkması paralel yapının sonu anlamına da geliyor.
Fetonun örgütü hain olduğu deşifre olduğuna göre, yerine yeni bir örgüt mutlaka konulmuştur. Cia – Mossad türü örgütler 100 yıllık plan yaparlar, yeni bir plan ortaya koymadan feto gibi gizli örgütleri harcamazlar. Feto ve örgütü milli bir hükümeti devirme kumarında harcandığına göre Cia ve Mossad’ta örgüt bitmez. Bakalım sırada hangi cemaat-tarikat vs var. Feto gibi vatan haini örgütleri 40 yılda tespit edemediğimize göre, istihbarat örgütlerimiz yan gelip yatarsa yerine kullanılacak örgütü de önümüzdeki 50 yılda zor görürüz.