Paralel Yapı soruşturmasındaki hukuksuz tahliye kararının talimatı Gülen’den geldi, harekete geçen avukatlar ise senaryoyu hayata geçirdi.
17-25 Aralık’tan sonra ortaya çıkan bu hamle Paralel’in, 2. Darbe teşebbüsü olarak tarihe geçti. Hukuksuz tahliyeleri mercek altına alan Star, planlanan 25 Nisan Darbe Planı’nın izlerini sürdü. 17-25 Aralık yargı darbesi girişiminin ardından deşifre olan Paralel Devlet Yapılanması, önceki gün 2. yargı darbesi için harekete geçerek; kendilerine yakın iki hakimi devreye sokup hukuk skandalına imza attı.
Gülen’den kriptolu mesaj
Fetullah Gülen, 18 Nisan’da yayınlanan videosunda “Allah hükmünü geri verirse kimse geri çeviremez” diyerek şifreli şekilde tahliye için talimat verdi. Kriptolu mesajla harekete geçen avukatlar, yasaları kendilerince yorumlayarak reddi hakim için tartışmalı kararlarıyla bilinen eski özel yetkili hakim Metin Özçelik’e gitti. Buradan tahliyelerin önünü açan reddi hakim kararını alan avukatlar, yetkisiz Asliye Ceza’dan, hukuk skandallarıyla dolu tahliye kararı çıkartılmasını sağladılar. Elinde dosya bulunmadığından, inceleme şansı bile bulunmadığı halde tahliye kararı veren hakim Mustafa Başer, hukuğu çiğnediği kararını şöyle itiraf etti: “Savcılık ne de olsa ‘tutuklu kalsınlar’ diyeceği için dosyayı vermediği avukatların teslim ettiği CD üzerinden tahliye kararı verdim. Sorumluluk savcılığındır.”
Yetkisi olmadığı halde İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Başer, 75 şüpheli için tahliye kararı verdi. Daha sonra asıl yetkili mahkemelerden 10. Sulh Ceza’nın “Karar yasa dışıdır, yok hükmündedir” demesiyle iptal edilen tahliye kararı uygulanmadı.
Sürecin perde arkasını sırasıyla anlatmak gerekirse herşey 18 Nisan’da örgüt lideri ve Pensilvanya’da yaşayan şüpheli Gülen’in ‘herkul.org’ internet sitesinden yayınlana videolarıyla başladı. Fethullah Gülen tarafından verilen kriptolu mesajı alan paralel yapı hukukçuları harekete geçti ve kendilerine yakın hakim Metin Özçelik üzerinden tahliyenin önünü açtılar. Gülen’i savunan Hakkaniyet Hukuk Bürosu’nda günlerce bir araya gelen avukatlar tahliye süreci için 29. Asliye Ceza hakimi Özçelik’e gittiler. Hafta sonu, kimsenin olmadığı sırada tahliye kararını sessiz sedasız almayı planlandılar. Farklı soruşturma numaraları üzerinden kayıtlı 5 dosyadaki 75 şüpheli için toplu tahliye talebi yapılmasına karar verildi. Özçelik’ten reddi hakim kararı çıkartan avukatlar, 32. Asliye Ceza’dan da kendi verdikleri bir kopya dosya CD’si üzerinden hukuki geçerliliği olmayan tahliye kararını aldılar.
Fotokopiyle tahliye kararı
32. Asliye hakimi Başer 75 şüpheli için verdiği hukuk dışı tahliye kararında, skandal ifadelere imza attı. Başer, kararında “Ne de olsa tutuklu kalsın demişlerdir. O yüzden ben kararımı savcılığa sormadan da verebilirim” diyerek şu ifadelere yer verdi:
“Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ilgili soruşturma dosyası istenmiş, savcılık dosyayı göndermediği gibi tahliye konusunda da görüş bildirmedi. Tutukluluğun devamı yönünde mütalaa bulunduğu değerlendirilerek işin şüpheli müdafiilerinin mahkememize sunduğu onaylı dosya fotokopisi ve CD üzerinden görüşülüp değerlendirilemesine karar verildi. Eksik evrakları sonra tamamlamayı düşünerek tahliye yönünden başvuruyu değerlendirdik. Sorumluluk bize dosyayı göndermeyen başsavcılıktadır.”
Haydi Silivri’ye çağrısı
Hakim Başer, gece yarısını skandal kararı UYAP sistemine geçirmeden şüpheli avukatlara verdi. Kararı alan avukatlar sosyal medyadan “Haydi Silivri’ye” çağrısı yaparak cezaevine gitti. Bu aşamada dosyaya bakmakla yetkili İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi, söz konusu tahliye kararının hukuksuz olduğunu belirterek “Yok” hükmünde yeni bir karar verdi ve tahliye kararı iptal edildi. 10. Sulh Ceza, krararında “Tahliye kararı yasalara göre usul ve esas yönünden açıkça yasal mevzuata aykırıdır. Hukuken geçersiz, uygulabilirliği olmayan bu karar yok hükmündedir” denildi.
Tahliye müzakeresi iade
10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı ile “yok hükmünde” sayılması üzerine üzerine şüpheli avukatları dün nöbetçi İnfaz Savcılığı’na müracaatta bulundu. Avukatlar, 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararının uygulanması için nöbetçi Savcı Orhan Güldiker’e başvurdu. Başvuruyu inceleyen savcı Güldiker, 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen tahliye müzekkerelerinin, mahkemeye iadesine karar verdi. Kararda, hakimin davaya bakamaması ve reddi hakimin davaya bakamayacağı hallerinin CMK’nın 22-23 maddelerinde düzenlendiğini anımsatılarak, yapılan düzenlemeye göre hakimin davaya bakamayacağı hallerin açıklandığı aktarıldı.
Bu arada HSYK Başkanı ve Adalet Bakanı Kenan İpek, “Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca denetim amacıyla gönderilen iki başmüfettiş, denetim kapsamındaki inceleme ve soruşturma yetkilerine istinaden olaya el koymuştur” açıklaması yaptı.
Yurt dışına kaçacaklardı
Tahliye kararının uygulanması halinde, tahliye olan tüm şüphelilerin derhal yutdışına kaçacakları öğrenildi. İddiaya göre “Cezaevinden bir çıkalım gerisi kolay. İzimize kimse rastlayamaz” diyen şüphelilerin, yurtdışına kaçışlarının sağlanması için gerekli tüm işlemlerin hazırlandığı öğrenildi.
HSYK jet kararla inceleme başlattı
Hakimler Metin özçelik ve Mustafa Başer’in hukuksuz kararlarını mercek altına alan HSYK, her iki hakim hakkında soruşturma başlattı. Hakimler hakkında “Görevi kötüye kullanmak”, “yasalara aykırı kararlar vermek” ve “Terör örgütünün amacına hizmet etmek” gerekçesiyle işlem başlatıldı.
(Star)
vay maklubeci hainler size.haydi hepiniz içeri..ulan topunuz defolup gitsenize o çok sevdiginiz isralile.
küresel şebekenin yeni Dünya düzenine uygun İslam anlayışını yaymak için kullandığı kimliksiz maşalar! Bu millete bu ülkeye bu kadar kötülüğü yapmak için kaça sattınız ruhunuzu? Allah sizin bin türlü belanızı versin!