Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler Gezi kalkışması ve 17 Aralık darbe girişiminin bir paralel örgüt operasyonu olduğunu yazarak, darbe senaryosunun adım adım nasıl planlandığını anlattı.
İşte Türkiye’nin nasıl bir felaketten kurtulduğunun şok detayları:
BİNLERCE KİŞİYİ TUTUKLAYACAKLARDI
Başbakan, bakan, belediye başkanı, siyasetçi, işadamı, gazeteci, akademisyen…
Binlerce kişiyi tutuklayacaklardı.
Öyle ki, cezaevine tıkılacak bu binlerce kişiye iç çamaşır götürecek adam bile kalmayacaktı dışarıda.
Ergenekon ve Balyoz’da bulamadıkları “bir” numarayı, Selam terör örgütünde bulmuşlardı bile.
Erdoğan!
Neymiş; Selam terör örgütü.
Akıl planında her şey eksiksiz düşünülmüştü!
DERİN AVRUPA, DERİN AMERİKA’NIN DESTEĞİYLE REZİL BİR SENARYO
Şeytanca bir plan, ahlaksız bir kumpas, rezil bir senaryo…
Her şey hazırdı.
Derin Avrupa ve derin Amerika’nın da desteği alınmıştı.
Nihayet, darbeler tarihine geçecek en aşağılık darbe için düğmeye basıldı.
Planın ilk ayağında “Gezi” olayları vardı.
Ben dâhil birçok kişi Gezi’yi başlı başına bir darbe girişimi olarak algıladık.
Yanıldık!
GEZİ’DE ERKEN SEÇİM KARARI ALDIRILACAKTI, SONRA İSE…
Gezi’de Erdoğan yıpratılacak, istifaya zorlanacak, erken seçim kararı aldırılacaktı.
Şayet Erdoğan Gezi’de sindirilebilseydi, ona yönelik “karakter suikastının” ilk aşaması başarıyla gerçekleştirilmiş olacaktı.
Erken seçim kararı alınır alınmaz da hiç vakit kaybetmeden 17 ve 25 Aralık’ta yaptıkları sözde yolsuzluk operasyonunu hayata geçireceklerdi.
Erkenden!
Ardından da Selam terör örgütü operasyonu gelecekti.
Tüm Türkiye olup bitenler karşısında “şok” yaşayacaktı.
Erdoğan’ın arkasındaki toplumsal sevgi ve destek bir anda nefrete dönüştürülecekti.
Böylece “küresel darbe” planı kusursuz bir şekilde tamamlanmış olacaktı.
Paralel yapı; derin Avrupa, derin Amerika ve içerideki kullanışlı aptallar marifetiyle ülkeyi ele geçirmiş olacaktı.
Saldıkları korku ve ellerindeki “kasetlerle” herkesi sindirecek, istedikleri gibi konuşturacaklardı.
BÜTÜN PROJELER, ENERJİ ANLAŞMALARI İPTAL EDİLECEKTİ
Bütün projeler, enerji anlaşmaları iptal edilecekti.
Hepsinden önemlisi Batı’nın İslam karşıtlığını “Selam terör örgütü” üzerinden Türkiye’ye karşı aktive edeceklerdi.
Bu sayede hiçbir Batı ülkesi “demokrasiden, özgürlüklerden, basın hürriyetinden” dem vurmayacak, tutuklanan yüzlerce kişiyi “dinci terör örgütü” üyesi olarak kabul edecekti.
Tıpkı Mısır’da olduğu gibi.
İLAHİ PLANLA HEZİMETE UĞRADILAR
Lakin aklın planı, ilahi plan karşısında bir kez daha hezimete uğradı.
Gezi’de başaramadılar.
Sözde yolsuzluk operasyonlarını tehir etmek zorunda kaldılar.
Zaman daralıyor, 30 Mart seçimleri yaklaşıyordu.
Planın ikinci kısmı yani sözde yolsuzluk operasyonu aceleyle uygulamaya konuldu.
Şükür ki, bunu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Planın üçüncü ve son ayağı, yani Selam terör örgütü operasyonu ise hayata geçirilemedi.
Ama yılmadılar.
YİNE BAŞARAMAYACAKLAR
Darbe planı başarılı olmuş gibi, sonraki safhaları uygulamaya koydular.
Yine başaramayacaklar.
Zira ilahi planda “kazdığın kuyuya düşmek” de var.
Ve son bir not.
Ey Kemal Bey, ey Devlet Bey sanırım farkındasınızdır!
Affınıza sığınarak söylüyorum; bu küresel plan içinde sizi de kullandılar.
Maalesef hâlâ da kullanıyorlar.
Başarabilseydiler, sırada siz vardınız!
Müthiş bir plan doğrusu.
Dünya kurulduğundan 2. dünya savaşına kadar ALAN hakimiyeti konvansiyonel güçle yapılıyor insanlar savaşarak bölgelere ülkelere hakim oluyordu .
Daha sonraki asırda Soğuk Savaş diye adlandırılan devir tamamen propağanda devri ve insanları fikirle manipüle edip yönetimlerini, dayatılan siyasi fikir çerçevesinde oluşturma mücadelesi şeklinde geçti
Bu son asırda kimilerine göre 40 senede oluşturulan yeni konsep devlet kadrolarına yandaşlarını konuşlandırarak Alan hakimiyetini sağlamaya dönüşmüş .Dehşet plan o kadar ayrıntılı ve uzun vadeli ki Adeta zindana atılacak bir ülkenin her tarafına bağlanarak prangalarla kımıldıyamaz nefes alamaz hale getirilmiş.
İşin en acı tarafı gardiyanları cellatları zindancı başısı bizden olan içimizden akrabamız kardeşimiz damadımız oğlumuz kızımız.
Eh ne yapalım Allah cc bize Muhtaçların sevgisini versin. Elbette bu zulümün mağdurları duanın kıblesine yönelmiştir