Son ses kayıtlarında Süleyman isimli kişi dikkat çekiyor. Söz konusu kişi ABD’de Gülen’in en yakınındaki kişilerden biri olan Süleyman Hamit Müftigil! Müftügil, 21 Ekim 2013’de Sözcü gazetesi muhabiriyle telefon görüşmesi yapıyor. Görüşme kaydından Müftigil’in 17 Aralık operasyonlarını önceden bildiği anlaşılıyor. Muhabirin, “O zaman şurda 1-2 ay var. Yılbaşından önce göreceğiz zaten” sözüne Müftgil’in, “Yılbaşına kalmaz” karşılığını vermesi dikkat çekiyor. Müftigil, Orhan adlı kişiyle yaptığı görüşmede ise Türkiye siyasetine nasıl yön vereceklerini anlatıyor. İşte o diyaloglar. 17 Aralık 2013. Operasyonların yapıldığı gün:
SÜLEYMAN: Nisan’dan sonra bakanları, milletvekilleri biz belirleyeceğiz.
ORHAN: Türkiye’yi biliyor musun?
SÜLEYMAN: Bunlar iyi günler. Senaryoyu biz yazacağız.
ORHAN: Ağaoğlu’ndan Emrullah Turanlı’ya kadar. 7-8 kişi de var.
SÜLEYMAN: Bu iş hükümeti yıkacak. Bahri Uğraş, TEB’den Hasan Çolakoğlu ve 3 kişi’yi buraya getirdim. İstikbal Mobilya Kayseri, HES Kablo, Garanti Bankası yüzde yüz destek. Genç Parti var ya onu aldılar. İçi düzenlendi. Bayramdan sonra ayın 25-26’sında (Kurban Bayramı) resmi müracaatı yapılacak. 78 milletvekili AK Parti’den ayrılıp buraya girmeye hazır. Erken seçim gözüküyor. O kişiyle (Gülen) bağlantıda olduğum cemiyetler arasındaki koordinasyonu sağladım. Taşı, tuzluğu koysam onu vekil yaptırırım. Müftigil, 20 Ekim 2013’de de Ahmet Sürücü adlı kişiyle, Pensilvanya’nın yeni parti oluşumunu konuşuyor.
AHMET: Oluşum var mı orda?
SÜLEYMAN: Var. Abdullah Bey sonuna kadar orda kalacak. Temmuz’da süresi doluyor. Onlar bununla rakip seçime girecek. Hesaplar da şu. Hizmetin yüzde 8’i var. AK Parti’de Tayyip karşıtı yüzde 15 var. CHP, MHP oradan buradan gelen liberal tipler var. ANAP’ın ilk zamanını izleyen tipler var. Yüzde 58 civarında oy. Topladığında buna geliyor.
ÇOK YAKININDA
Müftigil ile Sözcü muhabirinin arasındaki diyaloglardaki kayıtlarda kasetler de anlatılıyor. Söz konusu konuşmada kasetlerin Gülen’in bağlantıda olduğu bir kaynaktan verildiği söyleniyor. 21 Ekim 2013 tarihli konuşmada muhabir şöyle diyor: Asker arkadaşım, “Kasetleri gönderen senin hemşerinin (Gülen) yanında çalışıyor” dedi.
TÜRKİYE KAN GÖLÜNE DÖNECEK
Müftigil, 20 Ekim 2013’de Sözcü muhabirine, Gülen örgütünün ortaklık ettiği dış güçlerle birlikte, Öcalan’ı bertaraf edip barış sürecini sonlandırma ve Türkiye’yi kan gölüne çevirme projesini şöyle anlatıyor:
SÜLEYMAN: Pazartesi Washington’da BDP’nin ABD bürosu açılıyor. Selahattin Demirtaş ve bütün Kürt diasporası oraya geliyor. İmralı’dakinin karşısında olan dünyadaki herkes oraya geliyor. Bunlara bizim güneyde bir ülke var ya hani benim sevdiğim ülke (İsrail), onlar da destek oluyor. Burada üçlü, yani güneydeki ülke (İsrail), ABD ve bizim Kürt kardeşlerimiz, birlikte bir dayanışmayı organize edecekler. İmralı’nın hükmü bitti.
MUHABİR: Ne demek bitti. Allah Allah…
SÜLEYMAN: Bundan sonra silahlı ve çatışmalı bir dönem geliyor. Çünkü hapiste olduğu için yandaş olmak zorunda. (Öcalan)
MUHABİR: Yani dağdakiler Apo’yla ipi koparıyor.
SÜLEYMAN: Barzani, Salih Müslim’in Kuzey Irak’a gitmesini engelledi. Bunun sonucunda da Barzani’yi bertaraf edecekler.
MUHABİR: O zaman Türkiye’deki hareketlilik artacak.
SÜLEYMAN: Bunlar Türkiye’yi uyutmuş. Halk aptal.
MUHABİR: Tren, vagon yolculuk ne oldu.
SÜLEYMAN: Devam ediyor.
MUHABİR: Geri adım yok yani.
SÜLEYMAN: Yok ya. Onun (Erdoğan’ın) bertaraf edilmesi şart.
OTELİ KİM ALACAK
Müftügil Sözcü muhabirine 3 Aralık 2013’teki görüşmede üst düzey bir kişiyle yaptığı otel alma işlemini de anlatıyor:
SÖZCÜ MUHABİRİ: Washington’daki görüşme nasıl geçti?
S.H. MÜFTİGİL: Otel, Beyaz Saray’ın tam karşısında. Bana bu otel teklifini yapan adamla 2.5 saat görüştüm. Dünya tarihinde onunla bu kadar süre yüzyüze görüşen üçüncü adam yoktur. (TAKVİM)
‘Nisan’dan sonra bakanları, milletvekilleri biz belirleyeceğiz. Senaryoyu biz yazacağız. Bu iş hükümeti yıkacak. Onun (Erdoğan’ın) bertaraf edilmesi şart…’ Gel de buna Gavat deme! Ulan sen kimsin de sen belirliyorsun da, senaryosunu yazıyorsun da, Başbakanı bertaraf ediyorsun da, bilmem ne de sen kimsin lan, sen kimsin, deyyus, dürzü, gavat….bu ülkede bir kısm mallaştırdığınız kesimle karıştırıyorsun herhalde? Şerefsize bak, çıkmış yanına vatan haini, işbirlikçi yanaşmaları almışlar bu ülkeyi satlığa çıkarmışlar pezevenkler, ulan bu ülke Selçuklulardan tut bugüne kadar sizin kadar şerefsizce bir ihanete maruz kalmadı, bu din Ayetleri, Sureleri bu kadar inkar eden hiçbir kula nasip olmadı. O senin sevdiğin güneyde ki ülke hakkında mübarek kitapta ne yazıyor? Siz gerçekten Müslüman mısınız diye artık bu toplum tarafından sorgulandığınızı biliyor musunuz deyyuslar?