MEDYAGUNDEM.COM- Gülen örgütünün nasıl sapkın bir dini anlayışa sahip olduğunu gün geçtikçe daha iyi net görüyoruz. Bugün Zaman gazetesinde Ahmet Kurucan imzalı yazı, Gülen örgütünün sadece kendilerini Müslüman gören sapkın bir anlayışın yeni bir tezahürü oldu.
Geçtiğimiz gün Habertürk’e verdiği röportajda Gülen cemaati için “Özür dilesinler” diyen eski Zaman gazetesi yazarı İskender Pala’ya cevap veren Ahmet Kurucan şöyle yazdı:
“Röportajdan öğrendiğimize göre İ.Pala, Efendimiz’in (sas) hayatı ile alakalı kitap yazıyormuş. Sayın Pala; Efendimiz (sas) ve ashabının Şi’b’i Ebi Talib’de geçirdiği ve Mekkelilerin bir yudum suyu bile Müslümanlara çok gördüğü o boykot yılları hakkındaki yorumlarınızı hararetle bekliyorum. Özellikle Efendimizin (sas) ve ashabının kendilerine o zulmü reva gören muhataplarından özür dileme veya dilememe konusunda tutumlarını ve gerekçeleri hakkındaki yorumlarınızı.”
Gülen örgütünün ilahiyatçılarından biri olan Kurucan bu satırlarıyla Gülenci olmayan Müslümanları “müşrik”, Gülen’i haşa sümme haşa “peygamber”, Gülencileri de aslında “ashab” olarak gördüklerini açık ediyor.
Bir de Gülen örgütünün lügatine “özür” yokmuş gibi “Cemaat özür dilesin ha!” diye kibir dolu bir başlık atıyor.
Gülenci olmayanı tekfir eden, ama Hıristiyan ile Yahudiyi bile “cennetlik” gören Gülenci kafanın İslam içine sokulmuş bir fitne olduğunu bu yazıdan da bir kez daha anlıyoruz.
Umutmayalım IŞİD terör örgütü de İslam adına tekfir edip kafa kesiyor, son kertede Gülen örgütü de IŞİD de aynı sapkın anlayışa hizmet ediyor.
2* Derken Pansilvanya’dan kazılan bir darbe tüneli Ankara’dan çıkmaz mı? Meğer Kainat İmamı Ankara’yı neocon-siyonist-küresel istihbarat şebekeleriyle yer altından çıkarma yapmış. Ve grubuyla yargı-emniyet cuntası oluşturup meşru iktidarı devirkeme soyunmuş.Sanki Kur’an ve sünnette buna izin varmış gibi. Ve o sırada Pansilvanyalı gibi kelebek olup uçamayan (bu benzetme kendisine ait) bir müridi, yani böcek kalıp ipek olan biri ona saray inşa etmiş. Çankaya’ya karşı Kainat İmamlığı Sarayı. Bu kadar maskaralık tuluatta olmaz. Diyelim ki bunlar vaki değil. Peki baronlara ananas sağlayan, Siyonist İsrail’e desteğini esirgemeyen, 28 Şubat darbecilerine uyan bir meczup yani çağdaş Cibali Baba ile cemaatinin ahvali dinen ne olur? Yani ehl-i bida va dalalete taraftar olma ne anlama geliyor. Bunu da, Risalelerini tahrif ettirdikleri Bediüzzaman Said Nursi açıklıyor. Malum İslam dininde 7 büyük günah var. Bunlardan biri harp zamanında cepheden kaçmak. Şimdi medeni bir çağdayız. Cihad-ı manevi ve ilimi söz konusu. Bediüzzaman o harpten kaçma günahına yeni bir tarif getiriyor Barla Lahikası’nda. Manevi firar olan “Dine zarar veren bid’alara taraftar olmayı” büyük günahlardan saymış. Şimdi tövbe edip özür dilemek yerine bir de küstahlaşıyorlar. Batıl cereyanlarına meşruiyet verip, tövbe ve özrü hatırlatanlara küstahlaşıyorlar. Tam da meşreplerine uyan bir tavır. Sinekler dev aynasında ejderha görünürmüş ya. Fasık ehl-i bid’a da ene aynasında melek-i tavus görünürmüş.
1* Bu cemaat homojen bir cemaat değildir. Çünkü Pansilvanya’daki CIA tapulu Alamut Kalesi’nde oturan zatın kendisi homojen değildir. Bir ekolü, dini ve fikri şahsiyeti yoktur. Bir çeşit bukelamun gibidir. Her telden çalar. Fikir galerisi binbir çeşit mağaza gibi. Hayat prensibi ise herkese şirin görünüp şirin görmektir. Yani ehl-i takva ile de ehl-i dalalet de ona şirin görünür o da onlara şirin görünür. Böyle olunca her cenahtan, her gruptan fasık (günahkar) da olsa adam toplayıp akılları sıra hizmet yapıyorlarmış. Hizmet dedikleri de ticari holdungler, finans kuruluşları. Yıllarca Nur Cemaatini istismar ederek, taraftar ve güç devşiren bu grubun ulaştığı nokta asla ve kat’a İslam’ın, İman’ın ve Kur’an’ın sınırları içinde değildir. Hayata militarist-darbeci güçlerle aşna fişna olarak başlayan bu meczup vaiz, sonra buna politikacıları da ekledi. Derken ABD’den neocon-CIA-siyonistli taifeler geldi. Hepsiyle muhabbet oldu. 28 Şubat’ta milletin helal oyu ile seçilen iktidara istifa çağrıları yaptı. Ve dış güçleri ile de teması sıklaştırdı.Bir gün geldi dedi ki, “Dünya gemisinin kaptanı ABD’dir. Dünya ABD’den yönetilir” ve ABD’ye tüydü. Sonradan anladık ki, Kainat İmamlığı’na niyetlenmiş. Ve dünya gemisinin kaptanının dümencisi olunca da dini literatürde olmayan Kainat İmamlığı makamı ihdas edip tahtına kuruldu. Artık imamları(!) yani darbeci kalfalarıyla işe koyulma zamanının geldiğine inanmış.