Fetocu terör örgütünün yeni hedefi ve bukalemun gibi gizlenme stratejisini bugün Star gazetesinde çarpıcı bir yazıyla İkram Bağcı ele aldı. Yazısında FETÖ’nün üniversiteleri hedeflediğini, Memur-Sen, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, Kırkıncı Grubu, Muradiye Cemaati vb. gibi kurumlara sızmaya çalıştığını anlattı. İşte yazısı…
FETÖ’nün görünen kısmı görünmeyen kısmının onda biri bile değil ifadesi bu zamana kadar gizli veya açık tanıklık yapan birçok insanın klişe tespitlerinden biri. Çok uzun yıllardır ülke içinde ve dışında her alanda örgütlenmeye giden bu yapının göz önünde olan elemanlarını herkes biliyor zaten. Bunlar genellikle güleryüzlü ve iyilik abidesi olarak görev alan ve bu davranışları yapabilen insanlardan seçildi. Zaten toplumun şu an bu yapıya yönelik suçlayıcı ithamları yakıştıramamasının sebebi özel olarak seçilen bu vitrin insanlarının faaliyetlerinden ileri geliyor.
Göz önünde bulunan bu insanları ise yıllardır arka planda kalarak yönlendiren sayıca çok daha fazla olan bir kesim takip ediyor. İyilik, güleryüzlülük ve sabır gibi özellikler genellikle bu arka planda bulunan görevlilerin özelliği değil. Toplum içinde, kamu kurumlarında FETÖ yapılanmasına karşı olan kim varsa bu ekip tarafından tasviye etme girişimleriyle canından bezdirilecek noktaya getiriliyor. Tanınması istenmeyen bu grup tam bir görev adamı, itibarsızlaştırmayı acımadan yapan sözde hizmet erbaplarından oluşan bir ekip.
Gezi ve dershane tartışmaları ile başlayan süreçte arka planda yer alan insanların yaşadığı güç zehirlenmesi kısmen de olsa bazılarının deşifre olmasına sebep oldu. Yerel ve genel seçimlerde bilinen ve deşifre olan grupların aktif olarak çalısması siyasette beklenen sonuçları getirmeyince deşifre olmayan ve bilinmeyen FETÖ elemanlarına ‘Gizlenin’ talimatı ulaştırıldı.
Adı S. K. Yıllardır FETÖ içinde yurt içi ve yurt dışında birçok farklı yerlerde görev almış bir isim. Yukarıdaki son paragrafta yer alan ifadeler kendisine ait.
Peki, bu ‘Gizlenin’ talimatının arkasında ne gibi bir amaç var? Biliyoruz ki cevabını herkesin tahmin ettiği ama işleyişinden tam olarak haberdar olmadığı bir durum söz konusu. Ülkemizin kamu kurumlarında bu yapının faaliyetleri devam etse de biraz daha özelleştirerek üniversitelerin durumlarına baktığımızda Eylül ayına kadar elliden fazla rektörlük seçimlerinin olacağını göz önüne alırsak şu an ‘Gizlenme teorisinin’ en çok uygulandığı kurumların üniversiteler olduğunu söyleyebiliriz.
Üniversitelerde bu teoriyi tam olarak uygulayabilmek için FETÖ tarafından hedef seçilen kurumlar her geçen gün genişletiliyor. Memur-Sen, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, Kırkıncı Grubu, Muradiye Cemaati vb.
Bu gruplar ve oluşumlar üzerinden sinsice bir ilerleme çabası şu an had safada. Bu kurum ve grupların içinde yer alıp da çıkar ilişkisi gereği FETÖ elemanlarını kendinden gösteren insanlar da yok değil. Bunların içindenmiş gibi yer alıp akademilerde rektörlük seçimlerinde kendi yapılarına sahip çıkacak adayları destekleyerek söz almanın peşinde oldukları gibi bazı üniversitelerde ‘Gizlenme Teorisi’ gereği hiç açığa çıkmamış akademisyenlerini yine yukarıda ismini saydığım grup ve kurumdanmış gibi gösterip Cumhurbaşkanlığı Külliyesine ve hükümete ulaştırma amacındalar.
Nasıl bir zamanlar ülkenin kurumlarını ele geçirmişlerse şimdi de gizlenme teorisi gereği, Memur-sen, İlim Yayma, Ensar vb. oluşumları ele geçirmenin amacını taşıdıkları artık aşikar. Böylece açığa çıkan elemanlarına zarar gelmemesi adına sahip çıkacak ve kendileri ile mücadele edecek olanları içine girdikleri kurum ve yapılarla karşı karşıya getirdikleri gibi kendilerinin hakimiyeti her zaman devam ettirecekler. İşte bu da gizlenme teorisinin asıl amacı.
Bir zamanlar bakanlık yapmış ama şu an belediye başkanı, milletvekili veya danışman konumunda olanların bile umursamaz ve sorumsuz bir şekilde bu teoriye destek verdiğini görünce insan üzülmenin ötesinde yazıklar olsun diyesi geliyor. Elde ettikleri konumları davanın liderine borçlu olanların davanın liderine karşı gizliden takındığı bu tavrı görünce o lidere Allah yardımcın olsun demekten başka insanın elinden ancak böyle bir yazı kaleme almak geliyor.
Çok şükür ki ülkenin milli ve yerli kurumları üstüne düşeni yapıyor ve gizli olan birçok gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor, böylece gizlenmelerin açığa çıkacağı süreç zamanla yaklaşıyor.
(İKRAM BAĞCI/STAR)