Akşam Gazetesi yazarı Murat Kelkitlioğlu, ekonominin Türkiye’nin içinde bulunduğu sıcak gündemden önceki ve bugünkü halini karşılaştırarak, “Ama inanın sık sık beddualarla gündeme gelen bu ‘paralel yapı’nın bu tablo karşısındaki günahı çok büyük!” dedi.
İşte Kelkitlioğlu’nun yazısı:
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın, “Fransa Türkiye’yi hayranlıkla izliyor” övgüsünü hak eden Türk ekonomisi 1.5 aydır son 10 yıldır yaşamadığı kadar sıkıntılı günler yaşıyor. Yakın tarihimizde tanık olduğumuz büyük kriz günleri gibi sorunlar yaşanmasa da, ‘17 Aralık operasyonu’mimarlarının bugünkü durumdan mutlu olduğundan şüphem yok.
Yukarıdaki tabloya baktığımızda ‘paralel yapı’ operasyonunun bu kadar kısa bir sürede ülkeye neler kaybettirdiği ortaya çıkıyor. 16 Aralıktarihli kapanıştan bugüne kadar borsa şirketlerinin piyasadeğeri 85 milyar TL eridi. Doların yükselişi özelsektörün döviz borcunu TL bazında 38 milyar lira artırdı.
16 Aralık’ta 160 milyar dolarlıközelsektör döviz borcu 2.02 kur üzerinden 324.4 milyar TL’ye denk gelirken, bugün itibarıyla 362.4 milyar TL’ye yükseldi.
Ve son olarak Merkez Bankası uzun süre direnmesine rağmen faiz oranını artırmak zorunda kaldı. Bu kararın alındığı geceninsabahında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın 2013 sonu 1.92’lik dolar kur tahminiyle ilgili yaptığı şu açıklama çok manidardı: Gelişmeler o yönde gidiyordu ta ki 17 Aralık belirsizliği gelene kadar.
Ülketarihinin unutulmazlarından UluslararasıPara Fonu IMF’ye borç verme aşamasına gelen, Avrupa Birliği üyesi ülkelerinekonomik kriz yaşadığı bir ortamda işsizlik oranlarını, enflasyonu düşüren Türk ekonomisi bugün faiz oranını artıran bir ülke olarak dünya gündeminde. Öyle ki, ekonomidünyasının kanaat önderleri Merkez Bankası’nın bu kararını ABD Merkez Bankası FED’in kararlarından daha önemli olduğu görüşünde birleşiyor.
Fakat bütün bunlara rağmen ekonomide ciddi bir risk unsuru yok. İçeride ve dışarıda iş çevrelerinin üzerinde buluştuğu tek bir görüş var: Gerilimin ortadan kalkması Türkiye’nin yeni bir sıçrama yapmasına yol açar. Yaşananların kalıcı bir etkisi olmaz, Türkiye hâlâ güvenli liman özelliğini koruyor.
Türkiye böyle günler yaşarken dışarıdan talimatlarla oluşturulmuş devlet içindeki ‘paralel yapı’nın bu tablo karşısında neler düşündüğünü merak ediyorum doğrusu. Geçmişte bu tür kriz dönemlerinden nemalandığı çok açık olan bu yapının duvara toslayacağından eminim.
Ama inanın sık sık beddualarla gündeme gelen bu ‘paralel yapı’nın bu tablo karşısındaki günahı çok büyük!
