MEDYAGÜNDEM- Paris Lafayette 147 no’lu binada işlenen cinayetlerin ardında da, MİT ve Emniyet’in ortaklaşa düzenlediği DHKP-C operasyonunda da işin arkasında bir “derin Avrupa” ihtimalinden söz ediliyor.
Peki “derin Avrupa” kimdir, derdi nedir?
Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler, bugünkü yazısında “derin Avrupa fotoğrafı”nı gösterdi.
Diler önce Paris’teki cinayetlerin perde arkasını şöyle yazdı:
“Olayın arkasında Rıza Altun ve ekibi var! Yani tetiğin çekilmesinin nedeni PARA… Altun, 2004 yılında örgütten ayrılıp mücadelesini farklı bir yöntemle sürdürmek için harekete geçti. Etrafında sözünü dinleyecek çok insan vardı. Ancak ekibi bir arada tutabilmek için gerekli olan tek şey PARAYDI! Perde arkasında kalıp Altun’a destek olan Avrupalı güçlerin onayı ile çok ciddi miktarda para toplandı. Ancak Altun, bu parayı büyük ihtimalle Fransa’da emin ellere teslim etti! İşte Sakine Cansız bu paranın varlığını ve izini buldu.
Cansız bu hamlesiyle, PKK’nın Avrupa kanadında istenmeyen isim haline geldi. İnfaz kararı bu nedenle verildi. Çekilen tetik, PKK’nın ikiye bölünmesine yol açtı! Zaten İKİ parça olan PKK’nın, İKİ yüzünü ortaya çıkardı. Bundan sonra KARELER daha da netleşecek!”
Diler’in DHKP-C’nin kozmik odasına girildiği operasyonla ilgili yazdıklarına gelelim şimdi:
“Avrupa’da 9 ülkede Türkiye’de ise 50 ilde yapılanmayı tamamlayan yeni DHKP-C, şantajla veya rüşvetle devletten aldığı kozmik bilgileri KOZMİK kasalarda saklamış! Ve illegal yollardan ele geçirdiği devlet sırrı tanımına giren belgeleri, AVRUPA’ya yollamış!
Yine Avrupa!
Bakın; Hablemitoğlu’nun vurulmasını saymazsak, en kapsamlı son cinayet ÖZDEMİR SABANCI’nın öldürülmesiydi!
Bunu aydınlatamadık! Ama tetiği çekenin kim olduğunu bilemesek de olaydan sonra fail olarak tanıtılan üç isim Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve Mustafa Duyar, ortadan kayboldu! Daha sonra bir de baktık ki üç şüpheli AVRUPA’da!
Garip değil mi! Ne zaman Türkiye’yi karıştıracak bir oluşum belirse, temeli ve uzantısı AVRUPA’da oluyordu!
Nedense ülkeyi karıştırmak için elini taşın altına sokan sözde ülkücüler, solcular, İslamcılar, komünistler, Maocular, muhafazakarlar hep aynı yolu takip ediyordu!
SOL için sokağa dökülen de, SAĞ için silaha sarılan da AVRUPA’ya gidiyordu!
Mesela KÜBA’ya ya da Rusya’ya giden bir SOLCU görülmediği gibi Orta Asya’ya kaçan bir ülkücü de görülmüyordu! Bizi Avrupa’ya almamak için direnen ülkeler, nedense içeriyi karıştırmak için ellerinden geleni yapıyordu!”
Diler’in yazısının tamamı için TIKLAYIN
medyagundem.com
