Cemaatin önde gelen isimlerinin Çağlayan Adliyesini mesken tutmasını ele alan Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, “O andan itibaren Cemaat ayrı yasa dışı dinlemeleri yapan, darbeyi tertip edenler ayrı tezi çöktü.” diye yazdı.
Cemaat Çağlayan Adliyesinde paralel zanlıları savunma yarışına girmişti. Abdülkadir Selvi, emniyet içindeki paralel yapılanmaya yönelik 22 Temmuz’da başlatılan operasyon sonrası adliye önündeki manzarayı sorguladı.
17 ve 25 Aralık operasyonlarının darbe girişi olduğunu yineleyen yazar, köşesinde fezlekede yer alan “dönemin başbakanı” ve “örgüt lideri” ifadesini hatırlattı.
“Cemaat tutarlı” başlıklı yazısında Selvi, cemaat ile devlet içindeki paralel yapılanmanın aynı organizasyon içinde yer aldığını anlattı.
İşte o yazıdan bir bölüm:
CEMAAT KENDİ ELİYLE KENDİ İDDİALARINI ÇÖPE ATTI
“Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin bunun adına darbe girişimi bunu yapan cemaate de darbeci derler.
Biz şimdiye kadar karşımızda iman ve Kur’an hizmetiyle uğraşan bir cemaat olduğuna inanıyorduk.
Dershaneleri olan, dünyanın çeşitli bölgelerinde okullar açan, ‘Altın nesiller’ yetiştirmeyi gaye edinen bir Cemaate inanıyorduk.
7 Şubat ve 17 Aralık darbe girişimleri söz konusu olduğunda cemaatin hizmetle meşgul olan yüzde 90’ının bu işlerden uzak olduğuna inanıyorduk.
Bu işlerin polis-yargı cuntasının işi olduğunu savunuyorduk. Hizmet ehli olan insanların bu tür ithamlardan uzak tutmak için.
Yasadışı dinlemeler, şantaj-montaj kasetleri, dışişleri bakanlığındaki görüşmenin dinlenilmesi, Başbakan’a darbe girişimi denildiğinde, paralel mahalleden, ‘Kim yaptıysa çıkarın ortaya, hesap sorun. Bizim camiayı haksız yere itham etmeyin’ itirazları yükseliyordu.
Bir süre bu seslere kulak vermeye çalıştık. Ta ki 22 Temmuz’a kadar. Nasıl ki yasa dışı dinleme yapanların yakasına yapışıldı. Bir de baktık ki, Cemaat, Çağlayan Adliyesi’nin önünde. Aynen Silivri önündeki Ergenekoncular gibi.
O andan itibaren Cemaat ayrı yasa dışı dinlemeleri yapan, darbeyi tertip edenler ayrı tezi çöktü.
Cemaat kendi eliyle kendi iddialarını çöpe attı.
Organize bir yapı olduklarını ortaya koydular.
Darbecilerle, tabanın aslında aynı vücudun farklı farklı uzuvları olduklarını ilan ettiler.
Bu darbenin Cemaat darbesi olduğunu, bu işi yapanların Cemaat darbesini hayata geçirmek üzere görevli unsurlar olduklarını kabul ettiler.
Cemaat en azından bu konuda tutarlı hareket etti.
Darbeciler bizim darbecimiz.
Bu darbe bizim darbemiz dediler.”
SELVİ’NİN YAZISI İÇİN TIKLAYIN